Yapı Kredi Yayınları
Temmuz 2002, 7. Baskı
Orjinal İlk Baskı: 1937
Orjinal İlk Baskı: 1937
222 Sayfa
AFD:
Kuyucaklı Yusuf, Sabahattin Ali'nin ilk romanıdır. Sabahattin Ali 1932 yılında Konya Yeni Anadolu Gazetesi için yazmaya başlamış fakat gazete ücretini ödemeyince 26. bölümde yazmayı bırakmış. 1936-37 yılları arasında romanın tamamı Tan Gazetesi'nde yayımlanmış. Kitap olarak ilk basımı 1937 yılında Yeni Kitapçı Yayınevi tarafından yapılmıştır.
Sabahattin Ali'nin romanının baş karakteri Yusuf ile 1931 yılında Aydın Cezaevi'nde tanışmış olduğu düşünülmektedir.
Cevdet Kudret'in Sabahattin Ali ile yaptığı röportaja göre aslında kitap üç cilt olarak tasarlanmış. İkinci kitap; ilk kitapta birden bire ortadan kaybolan Çineli Kübra olacakmış. Üçüncü kitap ise dağdan inen Yusuf'un hayatının konu alması tasarlanmış fakat Sabahattin Ali'nin erken yaşta ölümüyle bu seri tamamlanamamış.
Kuyucaklı Yusuf; eşkiyaların Kuyucak Köyü'nü basması ve Yusuf'un ailesini öldürmesi ve olay yerine gelen Kaymakam Salahattin Bey'in kimsesiz kalan Yusuf'u evlat edinmesi ile başlar. Kaymakam evlat edinmiştir fakat eşi Şahinde onunla aynı fikirde değildir. Bu işe karşı çıkmış ve her fırsatta da Yusuf'u sevmediğini, istemediğini belli etmiştir. Erken yaşta kimsesiz kalması ve üvey anne Şahinde tarafından gösterilen tutum; Yusuf'u karakter olarak yalnızlığı seven, kimseye fazla güvenmeyen, bireyci bir insana dönüştürmüştür.
Evlatlık olarak geldiği evde bir de Muazzez adında kız kardeşi olmuştur Yusuf'un. Köyün zenginlerinden Hilmi Bey'in oğlu Şakir'in Muazzez'e göz koyması üzerine, Şakir'in nasıl kötü bir insan olduğunu bilen Yusuf bu işe karşı çıkar. Hilmi Bey'in Kaymakam Salahattin Bey'i kumar borcu altına sokarak Muazzez'i oğluna almak istemesi ve Şahinde'nin de zenginlik ve refah için bu kızını bu aileye vermek istemesi üzerine Yusuf Muazzez'i korumak adına başka çareler arar. Muazzez'in gönlü ise Şakir'de değil başka birindedir.
Yusuf yıllar boyu böyle gelmiş düzene, zenginin her istediğini yaptığı düzene, karşı gelip Muazzez'i Şakir'den koruyabilecek midir? Ya Muazzez'in gönlü aslında kimdedir? Her zaman ki gibi bu soruların cevabı Kuyucaklı Yusuf'un sayfalarında gizli.
Benim için Kuyucaklı Yusuf'ta bir şeyler eksik gibiydi. Bir Kürk Mantolu Madonna'dan bir İçimizdeki Şeytan'dan aldığım keyfi alamadım. Belki de bu romanın üç cilt olarak düşünülüp tek ciltte kalmasındandır. Üçlemeyi okuma şansım olsaydı belki de çok daha fazla beğenecektim. İlk defa Sabahattin Ali okuyacaklar için tavsiyem Kuyucaklı Yusuf ile başlamak yerine Kürk Mantolu Madonna veya İçimizdeki Şeytan'ı tercih etmeleridir.
Sabahattin Ali'nin romanının baş karakteri Yusuf ile 1931 yılında Aydın Cezaevi'nde tanışmış olduğu düşünülmektedir.
Cevdet Kudret'in Sabahattin Ali ile yaptığı röportaja göre aslında kitap üç cilt olarak tasarlanmış. İkinci kitap; ilk kitapta birden bire ortadan kaybolan Çineli Kübra olacakmış. Üçüncü kitap ise dağdan inen Yusuf'un hayatının konu alması tasarlanmış fakat Sabahattin Ali'nin erken yaşta ölümüyle bu seri tamamlanamamış.
Kuyucaklı Yusuf; eşkiyaların Kuyucak Köyü'nü basması ve Yusuf'un ailesini öldürmesi ve olay yerine gelen Kaymakam Salahattin Bey'in kimsesiz kalan Yusuf'u evlat edinmesi ile başlar. Kaymakam evlat edinmiştir fakat eşi Şahinde onunla aynı fikirde değildir. Bu işe karşı çıkmış ve her fırsatta da Yusuf'u sevmediğini, istemediğini belli etmiştir. Erken yaşta kimsesiz kalması ve üvey anne Şahinde tarafından gösterilen tutum; Yusuf'u karakter olarak yalnızlığı seven, kimseye fazla güvenmeyen, bireyci bir insana dönüştürmüştür.
Evlatlık olarak geldiği evde bir de Muazzez adında kız kardeşi olmuştur Yusuf'un. Köyün zenginlerinden Hilmi Bey'in oğlu Şakir'in Muazzez'e göz koyması üzerine, Şakir'in nasıl kötü bir insan olduğunu bilen Yusuf bu işe karşı çıkar. Hilmi Bey'in Kaymakam Salahattin Bey'i kumar borcu altına sokarak Muazzez'i oğluna almak istemesi ve Şahinde'nin de zenginlik ve refah için bu kızını bu aileye vermek istemesi üzerine Yusuf Muazzez'i korumak adına başka çareler arar. Muazzez'in gönlü ise Şakir'de değil başka birindedir.
Yusuf yıllar boyu böyle gelmiş düzene, zenginin her istediğini yaptığı düzene, karşı gelip Muazzez'i Şakir'den koruyabilecek midir? Ya Muazzez'in gönlü aslında kimdedir? Her zaman ki gibi bu soruların cevabı Kuyucaklı Yusuf'un sayfalarında gizli.
Benim için Kuyucaklı Yusuf'ta bir şeyler eksik gibiydi. Bir Kürk Mantolu Madonna'dan bir İçimizdeki Şeytan'dan aldığım keyfi alamadım. Belki de bu romanın üç cilt olarak düşünülüp tek ciltte kalmasındandır. Üçlemeyi okuma şansım olsaydı belki de çok daha fazla beğenecektim. İlk defa Sabahattin Ali okuyacaklar için tavsiyem Kuyucaklı Yusuf ile başlamak yerine Kürk Mantolu Madonna veya İçimizdeki Şeytan'ı tercih etmeleridir.
Altı Çizilesi:
"Sonra bu fakir işçilere bu köpek muamelesini yapmaya neden lüzum görüyorlardı? Evet, Allah onları bir kere fıkara yaratmıştı, bunda kimsenin kabahati yoktu, fakat onlar böyle yaratılmışlar diye niçin tepelerine binmeli, onları adam yerine koymaktan niçin çekinmeliydi?"
"Saadet,hayatı olduğu gibi kabul etmektir."
"Bir felakete sükun ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir."