Çevirmen: Püren ÖZGÖREN
Can Yayınları
Şubat 2013, 2. Basım
Orijinal İlk Basım: 1974
236 Sayfa
AFD:
"Hayatta Kalma Güncesi"ni Okunması Gereken Distopik Kitaplar Listesi gibi birkaç listede görmüş tanıtımı ilgimi çekince hemen listeme eklemiştim. Fakat "Hayatta Kalma Güncesi", distopik tarzı sevmemi sağlayan 1984, Cesur Yeni Dünya, Fahrenheit 451, Biz ya da bir Demir Ökçe gibi etkilemedi beni. Doris Lessing distopyada benim aradığım ögeler olan; yönetici ve yönetilenler arasındaki sınırlar, kurallar ve yaşam tarzı farklılıklarına neredeyse hiç yer vermemiş.
"Hayatta Kalma Güncesi" bana göre bir distopyadan çok kıyamet senaryosu. Doğal kaynakların tükenmesi sonucunda oluşan kaos ortamına yer verilmiş kitapta. Yöneticilerin daha iyi şartlarda yaşadığı belirtilmiş fakat yöneticilerin geçimini sağlaması için gerekli olan iş gücü kimler tarafından karşılanmakta olduğu, onların nasıl yönetildiğinden hiç bahsedilmemiş. Ben olsam kitap için distopya başlangıcı derim. Kaynaklar yeni tükenmeye başlamış, halk panik halinde yöneticilerin halkla hiçbir ilgisi yok. Yöneticilerin elinde tükenmemiş kaynak var mı? Ne zamana kadar yetecek kaynak var? Onlara kim hizmet ediyor? belli değil.
Aslında kitabımız sadece kıyamet senaryosundan oluşmuyor. Erkek egemen bir toplumda kadının mücadelesi, kaos ortamında insanların nasıl insanlıktan çıkabildiğini, değer verdiğimiz varlıkların bir anda nasıl değişebildiği ya da değersizleşebildiği gibi konular oldukça güzel işlenmiş. Benim hayal kırıklığım daha önce okuduğum gibi bir distopya beklediğimden sadece.