KİNYAS VE KAYRA
HAKAN GÜNDAY
OM Yayınları
2000, 1. Baskı
584 Sayfa
MRW:
Kinyas ve Kayra'yı okumayan nadir bloglardan biri de biz kalmıştık. Kitapları en az bizim kadar seven aile dostumuz Sevi'nin kitaplığında imzalı halinin mevcut olduğunu görünce kitabı hemen ödünç aldım. Ben eşim gibi kalın kitapları çok sevmiyorum, gözüm korkuyor. Kitabı aldım almasına ama hemen başlayamadım, biraz süründü elimde. Bir de okuduğum yorumlara göre Kinyas ve Kayra'yı okuyanlar bariz bir şekilde 2'ye ayrılmış; ya çok beğenmişler ya da hiç sevmemişler. Hele birisi çok sıkıldım, sırf yarım bırakmamak için zorla bitirdim demiş. Bunlar da beni etkiledi tabi ama yine de okunma yüzdesi yüksek bir kitap olduğundan ben de Hakan Günday'la tanışmak üzere başladım Kinyas ve Kayra'yı okumaya.
Kinyas ve Kayra'yı okumayan nadir bloglardan biri de biz kalmıştık. Kitapları en az bizim kadar seven aile dostumuz Sevi'nin kitaplığında imzalı halinin mevcut olduğunu görünce kitabı hemen ödünç aldım. Ben eşim gibi kalın kitapları çok sevmiyorum, gözüm korkuyor. Kitabı aldım almasına ama hemen başlayamadım, biraz süründü elimde. Bir de okuduğum yorumlara göre Kinyas ve Kayra'yı okuyanlar bariz bir şekilde 2'ye ayrılmış; ya çok beğenmişler ya da hiç sevmemişler. Hele birisi çok sıkıldım, sırf yarım bırakmamak için zorla bitirdim demiş. Bunlar da beni etkiledi tabi ama yine de okunma yüzdesi yüksek bir kitap olduğundan ben de Hakan Günday'la tanışmak üzere başladım Kinyas ve Kayra'yı okumaya.
İlk önce kitap kapağından başlamak istiyorum. Benim okuduğum kitap ilk basım ve süper bir kapak fotoğrafı var. Yeni basımdaki fotoğraf nedense hem eşime hem de bana çok itici geldi, zaten okumak için bu kadar ertelememiz belki de o garip kapak fotoğrafı yüzündendir.
Doğrusu 570 sayfalık kitabın yaklaşık 300 sayfasını çok sıkılarak okudum desem yeridir. Bu arada spoiler vermeden konudan biraz bahsedecek olursam; "Kinyas ve Kayra" , iki arkadaşın evlerini terk edip yaşantılarını tamamen değiştirerek değişik ülkelerde yasa dışı faaliyetler göstererek kafalarına göre yaşamalarını anlatan bir kitap. Dediğim gibi ilk 300 sayfada iki kafadarın para kazanma , harcama ve eğlence anlayışları beni bayağı bir sıktı, devamlı aynı şeyleri okumak oflattı poflattı. Kalan sayfalar kahramanların seçtikleri farklı yollarla biraz daha renklendi ve kitabı sevmeme neden oldu diyebilirim. Hele ki kitabın sonu aslında Hakan Günday'ın böyle sayfalar dolusu anlattığı hikayenin boşa olmadığını gösterdi. İlk başlarda hadi bakalım okuyorum bu saçma şeyleri ne olacak sonunda, bunlar nereye bağlanacak dedim dedim de gerçekten de güzel bir bağlantı kurmuş Hakan Günday. Böylece ben de Kinyas ve Kayra'yı okuyup beğenenler tarafında yerimi almış oldum.
Kitabın Tanıtımından:
"Hiçbir şey yok! Hiçbir şey yok! Hiçbir şey yok..."
"Artık zamanı geldi. Artık acı zamanı. Şiddetin şiiri duyulmalı. "Cash from Chaos" günlerindeki gibi. Kargaşa başlamalı. İnsanlar ağlamalı. Dünya üstündekileri kusturacak kadar hızlı dönmeli. Perde aralanıp içeriye kanın soğuk kokusu yayılmalı. İftiralar, takipler, tahminler, tehditler, intikam yeminleri megafonlardan evlere sızmalı. Görünmez adamların barbecue partilerinde üçüncü dünya ülkelerine biçtikleri kefen yırtılmalı. Arkasında hiçbir teşkilatlı güç bulunmayan parmak tetiği çekip tek başına bir insanın sahip olabileceği bütün deliliği göstermeli. Uyuyan halkların yataktan düşme zamanı geldi. Gözkapaklarının jiletlerle kesilmesinin zamanı.
Kitabın Tanıtımından:
"Hiçbir şey yok! Hiçbir şey yok! Hiçbir şey yok..."
"Artık zamanı geldi. Artık acı zamanı. Şiddetin şiiri duyulmalı. "Cash from Chaos" günlerindeki gibi. Kargaşa başlamalı. İnsanlar ağlamalı. Dünya üstündekileri kusturacak kadar hızlı dönmeli. Perde aralanıp içeriye kanın soğuk kokusu yayılmalı. İftiralar, takipler, tahminler, tehditler, intikam yeminleri megafonlardan evlere sızmalı. Görünmez adamların barbecue partilerinde üçüncü dünya ülkelerine biçtikleri kefen yırtılmalı. Arkasında hiçbir teşkilatlı güç bulunmayan parmak tetiği çekip tek başına bir insanın sahip olabileceği bütün deliliği göstermeli. Uyuyan halkların yataktan düşme zamanı geldi. Gözkapaklarının jiletlerle kesilmesinin zamanı.