Çevirmen: Levent CİNEMRE
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ağustos 2014, 2. Baskı
Orijinal İlk Basım: 1908
320 Sayfa
AFD:
Bu güzel yorumun üzerine çok şey söylenemez. Sadece benim de kitabı çok sevdiğimi ve kesinlikle önerilecek kitaplarımın arasına girdiğini belirtmek isterim.
AFD:
Blogumuzda bir ilk; Misafir yazar. Bu sefer Demir Ökçe'nin yorumunu kitabı birlikte okuduğum sevgili arkadaşım Erman yapacak.
ERMAN:
Kitap okuma gruplarının kitap seçimleri bizi tatmin etmediği için uzun zamandır AFD ile beraber kitap okuma planımız vardı. Ancak ikimizin de okumadığı kitabı bulmak biraz zaman aldı ve sonunda Martin Eden'ı severek okuduğumuz için Demir Ökçe'de karar kıldık. Kitabı bitirdikten sonra AFD beni 'blog'da misafir edeceğini ve bir yorum yazmamı istedi. Kişisel sayfasında birkaç satır kitap yorumu yazan biri için stresli bir başlangıç ve doğal olarak bana göre biraz uzun bir yazı oldu. Umarım beğenilir.
Distopik kitaplara özel bir ilgim var. Bu kitabı da hem distopik bir eser olduğu söylendiği için hem de Jack London'ın diğer bir kitabı olan Martin Eden'dan çok etkilendiğim için okumaya karar verdim. Dolayısıyla kitabı değerlendirirken diğer distopik eserlerle ve Martin Eden'la karşılaştıracağım.
Öncelikle Everhard, Martin Eden'a göre daha bilge ve ayakları yere basan sağlam bir karakter. Aynı şekilde aşık olduğu kız da tam Jack London'ın istediği şekilde müesses nizama onunla beraber karşı çıkıyor. Martin Eden'da olduğu gibi burada da ana karakter, fiziksel özellik olarak yazara benziyor. Bu açılardan bakıldığında kitap -bize distopik olarak tanıtılsa da- aslında Jack London'ın kişisel bir ütopyası diyebiliriz. (Everhard'ın her ortamda özgüvenle konuşması, konjonktürü iyi okuması ve sevdiği kadının onun istediği tepkileri vermesi vs.)
Bunun yanında bizlere sosyalist bir bakış açısı kazandırıp artı değeri çok basit bir şekilde anlatsa da kitap klasik anlamda bir distopya değil maalesef. Ayrıca kitapta anlatılan distopik! sistemin yerine kurulan yeni düzenden çok bilgi paylaşılmamış, dolayısıyla yazarın kafasındaki ideal düzenin nasıl bir şey olduğuna dair pek bilgimiz yok.
Hülasa, edebi açıdan çok harika bir kitap olmamakla beraber (sistemi eleştiren bir propaganda kitabı gibi) okunması gereken, sistem eleştirisi akıllıca ve cesurca yapılmış, ana karaktere hayran olduğum bir kitap benim için. Jack London okumaya devam ediyoruz.
ERMAN:
Kitap okuma gruplarının kitap seçimleri bizi tatmin etmediği için uzun zamandır AFD ile beraber kitap okuma planımız vardı. Ancak ikimizin de okumadığı kitabı bulmak biraz zaman aldı ve sonunda Martin Eden'ı severek okuduğumuz için Demir Ökçe'de karar kıldık. Kitabı bitirdikten sonra AFD beni 'blog'da misafir edeceğini ve bir yorum yazmamı istedi. Kişisel sayfasında birkaç satır kitap yorumu yazan biri için stresli bir başlangıç ve doğal olarak bana göre biraz uzun bir yazı oldu. Umarım beğenilir.
Distopik kitaplara özel bir ilgim var. Bu kitabı da hem distopik bir eser olduğu söylendiği için hem de Jack London'ın diğer bir kitabı olan Martin Eden'dan çok etkilendiğim için okumaya karar verdim. Dolayısıyla kitabı değerlendirirken diğer distopik eserlerle ve Martin Eden'la karşılaştıracağım.
Öncelikle Everhard, Martin Eden'a göre daha bilge ve ayakları yere basan sağlam bir karakter. Aynı şekilde aşık olduğu kız da tam Jack London'ın istediği şekilde müesses nizama onunla beraber karşı çıkıyor. Martin Eden'da olduğu gibi burada da ana karakter, fiziksel özellik olarak yazara benziyor. Bu açılardan bakıldığında kitap -bize distopik olarak tanıtılsa da- aslında Jack London'ın kişisel bir ütopyası diyebiliriz. (Everhard'ın her ortamda özgüvenle konuşması, konjonktürü iyi okuması ve sevdiği kadının onun istediği tepkileri vermesi vs.)
Bunun yanında bizlere sosyalist bir bakış açısı kazandırıp artı değeri çok basit bir şekilde anlatsa da kitap klasik anlamda bir distopya değil maalesef. Ayrıca kitapta anlatılan distopik! sistemin yerine kurulan yeni düzenden çok bilgi paylaşılmamış, dolayısıyla yazarın kafasındaki ideal düzenin nasıl bir şey olduğuna dair pek bilgimiz yok.
Hülasa, edebi açıdan çok harika bir kitap olmamakla beraber (sistemi eleştiren bir propaganda kitabı gibi) okunması gereken, sistem eleştirisi akıllıca ve cesurca yapılmış, ana karaktere hayran olduğum bir kitap benim için. Jack London okumaya devam ediyoruz.
AFD:
Bu güzel yorumun üzerine çok şey söylenemez. Sadece benim de kitabı çok sevdiğimi ve kesinlikle önerilecek kitaplarımın arasına girdiğini belirtmek isterim.