Çevirmen: Mehmet ÖZGÜL
Cem Yayınevi
Ekim 2008, 5. Baskı
Ekim 2008, 5. Baskı
363 Sayfa
MRW:
Kırgız yazar Cengiz Aytmatov bu hikayelerinde de; savaşın çıkmasıyla yaşı tutan her erkeğin savaşa gitmesini ve geride erkeksiz, babasız kalan ailelerin çektikleri sıkıntıları, okuyucuyu derinden etkileyecek şekilde müthiş bir anlatım sunuyor. Bazı hikayelerde Sovyetler birliğinin uyguladığı rejime karşı eleştiriler de hissediliyor.
Bu kitapta en sevdiğim hikaye ise ‘Elveda Gülsarı’ oldu. Tanabay bir gece oğlunun evinden dönerken yaşlı atı Gülsarı can çekişmeye başlar. Çok sevdiği atının ömrünün sonuna geldiğini anlayan Tanabay, kendisinin de çok yaşlı olmasına ve çok soğuk bir gece yarısı olmasına rağmen atını orada ölüme bırakmak istemez, onu arabadan çözer yavaş yavaş, dinlene dinlene, atını severek, okşayarak köyüne ulaşmaya çalışır. Tanabay bu süre içinde okuyucuya kendi gençliğini, komünizme, devrime olan inancıyla partiye bağlı yaşamını, Gülsarı’nın doğumundan başlayarak hayat hikayesini, atıyla kurduğu bağı, ona olan sonsuz sevgisini 200 sayfada okuyucuya anlatır.
‘Yüz Yüze’ de beni etkileyen bir hikayeydi. Yine savaşa giden erkeklerin ardından küçücük çocuklarıyla hatta yeni doğan bebekleriyle köyde gece gündüz çalışıp, ekip biçtiğini yine orduya ve devlete vermek zorunda olan, yiyecek bir ekmekten başka bir şeyleri olmayan yoksul halkın yaşama tutunmaya çalışmasını konu ediyordu.
Bu kitapta en sevdiğim hikaye ise ‘Elveda Gülsarı’ oldu. Tanabay bir gece oğlunun evinden dönerken yaşlı atı Gülsarı can çekişmeye başlar. Çok sevdiği atının ömrünün sonuna geldiğini anlayan Tanabay, kendisinin de çok yaşlı olmasına ve çok soğuk bir gece yarısı olmasına rağmen atını orada ölüme bırakmak istemez, onu arabadan çözer yavaş yavaş, dinlene dinlene, atını severek, okşayarak köyüne ulaşmaya çalışır. Tanabay bu süre içinde okuyucuya kendi gençliğini, komünizme, devrime olan inancıyla partiye bağlı yaşamını, Gülsarı’nın doğumundan başlayarak hayat hikayesini, atıyla kurduğu bağı, ona olan sonsuz sevgisini 200 sayfada okuyucuya anlatır.
‘Yüz Yüze’ de beni etkileyen bir hikayeydi. Yine savaşa giden erkeklerin ardından küçücük çocuklarıyla hatta yeni doğan bebekleriyle köyde gece gündüz çalışıp, ekip biçtiğini yine orduya ve devlete vermek zorunda olan, yiyecek bir ekmekten başka bir şeyleri olmayan yoksul halkın yaşama tutunmaya çalışmasını konu ediyordu.
Bu kitap da severek okuduğum bir Aytmatov kitapları arasına girdi.