EMILE ZOLA
Çevirmen: Volkan YALÇINTOKLU
Can Yayınları
Şubat 2011, 1. Baskı
Orijinal İlk Basım: 1885
614 Sayfa
Soma'da yaşanan faciadan 1 hafta sonra sağ olarak kurtulan madencilere işbaşı yapmaları için mesaj gönderiliyor. Çünkü ocaklar çalışmadıkça zarar ediyor. Bu mesajı atanlara, attıranlara ölen 301 kişi bir iş kazası olarak görülüyor, çünkü "bu işin fıtratında var" diye yol gösteriyor küçük akıllılara, büyükler!... Daha eşinin cenazesini toprağa yeni teslim etmiş anne, "oğlum babasının yerine işe girecek" diye bir cümle kurmak zorunda kalıyor... Geçim derdi... "Sizi zorla mı soktuk madene" diyor patavatsızın biri, oysa o işçilerin derdi sadece can güvenliklerinin sağlanması yoksa mecburlar, yine girecekler babalarını, kardeşlerini kaybettikleri o madene, o ölüm çukuruna...
Germinal, Emile Zola'nın en iyi eserlerinden biri olarak anılıyor. Benim ilk Zola okumam oldu ve ben de Zola'nın anlatımını çok beğendim. Bir madenci mahallesinde yaşanılan hayatta kalma mücadelesini tüm çıplaklığıyla anlatmış bize Zola. 1860'larda geçen hikaye aslında ne kadar da tanıdık, ne kadar da yakınmış bize...
Soma'da yaşanılanlar tüm dünyada yankılandı ama artık unutulmaya başlandı, yavaş yavaş gündemden düşüyor. Büyüklerimizin! verdiği sözler işlerine geldiği gibi değiştirildi, değiştirilemeyenler ise unutuldu. Biz unutmayalım, okuyalım, bilinçlenelim ve vicdan sahibi bireyler yetiştirelim...
Altı Çizilesi:
Adalet istemenin karşılığı bunca acı mı olmalıydı?
AFD:
13 Mayıs 2014 günü Soma'da kelimenin tam manasıyla bir facia yaşandı. Madende çıkan yangında 301 işçimiz şehit oldu. Kimilerinin para için , kimilerinin rant için, kimilerinin ise bedava kömür dağıtabilmek için göz yumduğu bütün yanlışlara/eksikliklere rağmen o maden işletiliyordu ve bundan sonra da işletilmeye devam edecek. 19 yıldır imzalayamadığımız Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 176 numaralı "Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi"nde zorunlu olan Kaçış Odaları bu madende de olsaydı belki hiçbir kardeşimiz bu facida can vermeyecekti, biz de bu olayı bir facia olarak görmeyecek, şirket sahiplerini bu kaçış odalarını temin ettikleri için tebrik edecektik. Fakat biz Türkiye'de yaşıyoruz, kiminin koluna taktığı saatin ya da kiminin çocuğuna aldığı geminin, eğer ödüyorlarsa vergisinden bile ucuz olan yaşam odaları maalesef Türkiye'de bulunan çoğu madende yok. Ve sırf muhalefetten geldi diye içeriğine bile bakılmadan yasa önerileri mecliste reddedilmeye devam ediliyor...
Her zaman birlikte okumaktan keyif aldığım Kitap Kardeşliği okuma grubum bu olaydan sonra Emile Zola'nın Fransa'da 1860'larda yaşayan madencilerin hayatını anlattığı Germinal isimli kitabını okumayı önerdi. Ben de bu acı olayların arifesinde Germinal ile tanışmış oldum.
1860'larda yaşananların geçen ay Soma'da yaşadıklarımız ile çok da bir farkı yok aslında. Aşağıda alıntıladığım bölüm işin özeti aslında.
Her zaman birlikte okumaktan keyif aldığım Kitap Kardeşliği okuma grubum bu olaydan sonra Emile Zola'nın Fransa'da 1860'larda yaşayan madencilerin hayatını anlattığı Germinal isimli kitabını okumayı önerdi. Ben de bu acı olayların arifesinde Germinal ile tanışmış oldum.
1860'larda yaşananların geçen ay Soma'da yaşadıklarımız ile çok da bir farkı yok aslında. Aşağıda alıntıladığım bölüm işin özeti aslında.
...Ah! Elbette ki, o ve ailesi madende kazma sallamaya dün başlamamışlardı! Aile, Montsou Kömür İşletmesi kurulduğundan beri yani yüz altı yıldır burada çalışıyordu. Dedesi Guillaume Maheu daha on beş yaşında bir yumurcakken Requillart'da ana damarlardan birini bulmuştu, burası işletmenin ilk maden ocağıydı, Fauvelle şeker fabrikasının yanında bulunan bu eski ocak bugün terk edilmiş durumdaydı. Maden damarı, dedesinin ismine ithafen Guillaume damarı olarak anıldığı için tüm yöre halkı bu keşiften haberdardı. İhtiyar, söylendiğine göre irikıyım, çok güçlü bir adam olan ve altmışında eceliyle ölen dedesini tanımamıştı. Sonra, Kızıl lakaplı babası Nicolas Maheu, daha kırk yaşında var yokken, o sırada hala kazılmakta olan Voreux madeninde meydana gelen bir göçüğün altında kalmıştı: Bedeni yamyassı olmuş, kayalar kanını içip kemiklerini un ufak etmişti. İki amcası ve üç kardeşi de aynı madende can vermişlerdi. Kendisi, Vincent Maheu, yalnızca bacaklarındaki rahatsızlıkla madenden tek parça halinde çıktığı için işini bilen bir adam olarak kabul ediliyordu. Zaten başka ne yapabilirlerdi ki? Çalışmak gerekiyordu. Bu iş diğer zanaatlarda olduğu gibi babadan oğula geçiyordu. Şimdi de karşıdaki madenci mahallesinde yaşayan oğlu Toussaint Maheu, torunları ve tüm akrabaları madende kazma sallayarak ömür tüketiyorlardı. Yüz altı yıl boyunca dededen toruna hep aynı patron için, çalışmak ha?...
Soma'da yaşanan faciadan 1 hafta sonra sağ olarak kurtulan madencilere işbaşı yapmaları için mesaj gönderiliyor. Çünkü ocaklar çalışmadıkça zarar ediyor. Bu mesajı atanlara, attıranlara ölen 301 kişi bir iş kazası olarak görülüyor, çünkü "bu işin fıtratında var" diye yol gösteriyor küçük akıllılara, büyükler!... Daha eşinin cenazesini toprağa yeni teslim etmiş anne, "oğlum babasının yerine işe girecek" diye bir cümle kurmak zorunda kalıyor... Geçim derdi... "Sizi zorla mı soktuk madene" diyor patavatsızın biri, oysa o işçilerin derdi sadece can güvenliklerinin sağlanması yoksa mecburlar, yine girecekler babalarını, kardeşlerini kaybettikleri o madene, o ölüm çukuruna...
Germinal, Emile Zola'nın en iyi eserlerinden biri olarak anılıyor. Benim ilk Zola okumam oldu ve ben de Zola'nın anlatımını çok beğendim. Bir madenci mahallesinde yaşanılan hayatta kalma mücadelesini tüm çıplaklığıyla anlatmış bize Zola. 1860'larda geçen hikaye aslında ne kadar da tanıdık, ne kadar da yakınmış bize...
Soma'da yaşanılanlar tüm dünyada yankılandı ama artık unutulmaya başlandı, yavaş yavaş gündemden düşüyor. Büyüklerimizin! verdiği sözler işlerine geldiği gibi değiştirildi, değiştirilemeyenler ise unutuldu. Biz unutmayalım, okuyalım, bilinçlenelim ve vicdan sahibi bireyler yetiştirelim...
Altı Çizilesi:
Adalet istemenin karşılığı bunca acı mı olmalıydı?
...Ah! O alçak askerlerden biri göğsüme bir kurşun sıksa, ne onurlu bir son olurdu benim için!
Yenik düşenlerin gizli arzusunu, kederlerinden sonsuza dek kurtulmak üzere ölüme sığınma isteklerini dile getiren bu haykırışla gözleri dolmuştu.
Kitap Tanıtımından:
1860'larda Fransa'nın kuzeyinde maden işçileri, çetin koşullar altında yaşam mücadelesi vermektedir. Çalıştıkları ocaklarda her an iç içe oldukları göçük ya da grizu patlaması tehlikesinin yanı sıra, açlık ve sefaletle boğuşup dururlar. Son çare olarak gördükleri grev onlar için kaçınılmazdır artık. Her şeyi göze almaya hazırdırlar, içlerinde filizlenen umut en büyük destekçileridir. Ne yazık ki direnişleri acımasızca bastırılır. Şimdi geride sadece ölüm, kan, gözyaşı ve yok olan hayaller kalmıştır.
Germinal dünya edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biri. İnsanların çektiği büyük acıyı son derece gerçekçi ve evrensel olduğu kadar etkileyici bir dille de kaleme alan Zola, bu romanıyla adeta bir destan yaratmış.
Her satırında okuru duygudan duyguya sürükleyen, kâh yüreğini burkan, kâh öfkelendiren, kâh umutlandıran, soluk soluğa okunacak bir eser.
21.06.2014 tarihinde farklı sitelerde "Germinal"i en uygun fiyatla satan kitap satış siteleri:
Arkadaş 22,43 TL
HepsiBurada 22,74 TL
İnkilap 22,75 TL
KitapStore 22,75 TL
KitapZen 22,75 TL
PTTKitap 22,75 TL
1867’de Thérèse Requin’i yayımladıktan sonra, Balzac’ın İnsanlık Komedyası’na benzer bir dizi roman yazmayı kararlaştırdı. Bu diziden 1877’de çıkan Meyhane, Zola’nın çok satan yazarlar arasına girmesini sağladı.
Dizinin en ünlü romanları ise, Nana ile Germinal oldu. Vatana ihanetle suçlanıp müebbete mahkûm edilen Yahudi asıllı Fransız Alfred Dreyfus’ü savunan Zola, Fransız Genelkurmayı’nı suçlayan ünlü açık mektubunu yayımladıktan sonra İngiltere’ye kaçmak zorunda kaldı; ancak davanın yeniden görülmesini de sağladı.
Edebiyatta natüralizmin kurucusu olarak kabul edilen Zola, 1902’de evinde karbonmonoksit gazından zehirlenerek öldü.
HepsiBurada 22,74 TL
İnkilap 22,75 TL
KitapStore 22,75 TL
KitapZen 22,75 TL
PTTKitap 22,75 TL
asilbeyan.com |
Emile Zola Hakkında:
1840’ta Paris’te doğdu. Gençlik yılları yoksulluk içinde geçti. 1862’de Hachette yayınevinde çalışmaya başladı. Çeşitli dergilere makaleler veriyor, öyküler yazıyordu. Kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı, çirkinliklerin açıkça anlatıldığı ilk romanı La Confession de Claude (Claud’un İtirafları), yalnızca halkın dikkatini çekmekle kalmadı, polisin ve Hachette’in tepkisiyle karşılaştı. Bunun üzerine yayınevinden ayrılarak serbest gazetecilikle geçinmeye başladı. 1867’de Thérèse Requin’i yayımladıktan sonra, Balzac’ın İnsanlık Komedyası’na benzer bir dizi roman yazmayı kararlaştırdı. Bu diziden 1877’de çıkan Meyhane, Zola’nın çok satan yazarlar arasına girmesini sağladı.
Dizinin en ünlü romanları ise, Nana ile Germinal oldu. Vatana ihanetle suçlanıp müebbete mahkûm edilen Yahudi asıllı Fransız Alfred Dreyfus’ü savunan Zola, Fransız Genelkurmayı’nı suçlayan ünlü açık mektubunu yayımladıktan sonra İngiltere’ye kaçmak zorunda kaldı; ancak davanın yeniden görülmesini de sağladı.
Edebiyatta natüralizmin kurucusu olarak kabul edilen Zola, 1902’de evinde karbonmonoksit gazından zehirlenerek öldü.
Emile Zola Eserleri:
Angelique'nin Hülyası
Apartman
Asomuar
Aşk Bitmesin
Aşkların En Güzeli
Beşerdeki İfrit
Bir Aşk Hikayesi
Borsa
Claude'un İtirafları
Doktor Pascal
Döl Bereketi
Dreyfus Olayı
Emek
Gerçek
Germinal
Hayvanlaşan İnsan
İtiraf
Kadınlar ve Erkekler
Kadınların Cenneti
Marsilya'nın Gizemleri
Meyhane
Nana
Paris Yaşamı
Paris'in Karnı
Rahip Mouret'nin Günahı
Rougonların Serveti
Sokaktaki Kız
Suçluyorum
Therese Raquin
Toprak
Yaşama Sevinci
Üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen madencilerin sıkıntıları aynı. İnsanoğlu herşeye bir çare bulmayı beceriyor da bu kanayan yaraya nasıl bir çare bulunmaz. Hele hiç kabullenemediğim bir nokta var , madencilerin canı pahasına çıkardığı kömür nasıl olur da torba torba siyaset malzemelesi haline gelir. Daha önce de söylemiştim bir yorumumda bu kitapla ve konuyla ilgili söylenecek çok şey var ama susmak zorundayım. Duygularımıza tercüman olduğunuz için teşekkürler. Hiç kimsenin madene inmek zorunda kalmayacağı günler diliyorum.
YanıtlaSil