23 Nisan 2012 Pazartesi

Fetih ve Kıyamet 1453 - Feridun M. Emecen

FETİH VE KIYAMET 1453
FERİDUN M. EMECEN
Timaş Yayınları
Mart 2012, 5.Baskı
400 Sayfa

AFD:
   Feridun M. EMECEN ismini ilk başta Fetih 1453 filminin danışmanı olarak duydum. Fetih ve Kıyamet kitabını farkettiğimde, kitabın film gibi yer yer kurguyla oluşturulmuş bir roman olduğunu zannediyordum. Fakat öyle değilmiş.

   Feridun Bey, Fetih ve Kıyamet 1453'te Fatih Sultan Mehmed'i, İstanbul'un Fethini ve o çağlardaki İstanbul'u; gerek Osmanlı, gerek Bizans gerekse de tarafsız kaynaklarla bize aktarıyor. Bize bu kaynaklar arasındaki farklılıkları, bu kaynakların yazarlarının, yanlısı olduğu tarafa göre gerçekleri değiştirerek nasıl yazdıklarını gösteriyor. Bu çeşitli kaynaklardaki bilgilerin günümüzdeki araştırmalar dahilinde hangisinin gerçek olabileceğini, hangisinin ise kesinlikle yanlı yazıldığını bizlere göstererek, bizlerin İstanbul'un Fethi'ni çok daha iyi anlamamızı sağlıyor. 

    Bu kitapla da görmüş oldum ki, İstanbul'u fethetmek gibi büyük bir başarıya imza atanlar Osmanlılar olduğu halde o dönemde yaşayanlar tarafından bu mükemmel fethi işleyen çok az sayıda eser yazılmış. Çoğu eser yine yabancı kaynaklardan.

    Öğretmenlik eğitimi görmüş biri olarak; II Mehmed'in ilk tahta çıkışından sonra II Murad'ın tekrar tahta çıkması sürecinde II Mehmed'in babasına "Baba,eğer ki padişah sen isen ordunun başına geç, eğer padişah ben isem sana emrediyorum gel ve ordularının başına geç" dediğini biliyordum. Çünkü böyle öğretilmişti. Oysa bu kitapla o zamandan kalan kaynaklarda böyle birşey yazmadığını bu cümlenin sonraki dönem yazarlarının II. Mehmed'in asil duruşuna yaptıkları bir yakıştırma olduğunu öğrenmiş oldum. Sadece bu değildi yanlış bildiklerim ya da hiç bilmediklerim... 



   Kitabın son sayfalarındaki haritalar, minyatürler ve fotoğraflar anlatılanların tamamlayıcısı olmuş, özellikle benim gibi İstanbul'un yabancısı olanlar için haritalar olayları gözde canlandırmayı kolaylaştırdı. Gerçekten çok yararlandığım ve yeni bilgiler edindiğim bir kitap oldu, Fetih ve Kıyamet 1453.




   İstanbul'un Fethi'nin nasıl gerçekleştiğini öğrenmek isteyenler için mükkemmel bir başvuru kaynağı olduğunu düşünüyorum.

18 Nisan 2012 Çarşamba

Piruze - Sinan Akyüz

PİRUZE
SİNAN AKYÜZ
  Alfa Yayıncılık
  Kasım 2011, 14.Baskı
453 Sayfa
MRW:
    İncir Kuşları’nı okuduktan sonra büyük bir hevesle çektim kitaplıktan Piruze’yi. Yine güzel bir roman okuyacağımı biliyordum ve yanılmadım. Kitabı Bursa Kitap Fuarı’ndan Sinan Akyüz imzalı almıştık. O kadar akıcıydı ki hikâye, elimden bırakamadım desem yalan olmaz, çok kısa sürede eridi resmen elimde. Şam’da bir Türk gelin olan Piruze’nin yaşadıkları anlatılıyor romanda. İçerikten biraz bahsedecek olursak; Piruze’nin babası bir diplomattır, bir gün tayini Şam’a çıkar ve Piruze orada ilk defa aşık olur ve ailesini karşısına alarak Wassim ile evlenir. Ailesinden ayrılan, tamamen farklı bir dünya olan Şam’da yaşamaya başlayan güzeller güzeli Piruze acaba doğru bir karar mı vermiştir? Aşk sonsuza kadar sürer mi? En önemlisi Aşk her şeyi affeder mi?

   Genel olarak kitabı çok sevdim, kapak fotoğrafı da dâhil olmak üzere. Arakada Arapça kelimeler (şehir isimleri olan bir harita sanırım), önde Piruze’nin yakın çekim fotoğrafı. (Gerçi hikâyede fotoğrafın aksine Piruze sarı saçlı anlatılıyor ama neyse) Olaylar o kadar sade ve açık bir dille yazılmıştı ki, film izler gibi okudum diyebilirim. Sadece tek bir eleştirim var bu güzel roman için, Piruze başından geçenleri kendi ağzından arkadaşı Kim’e anlatıyor kitap boyunca ve hikâyesini anlatırken küçük molalarda Kim ile konuşmaları da geçiyor. Ne yalan söyleyeyim pek beğenmedim oraları, konuşmaları da yapmacık geldi bana. Eğer Piruze bu yaşadıklarını günlük şeklinde tutmuş olsaydı, roman’da; sağ üst köşede tarih atılmış günlük sayfalarından oluşsaydı bence tadından yenmezdi. Tabi yine de oldukça başarılı bu romanı çok sevdim. Kesinlikle okunmasını tavsiye ederim. Arap ülkelerinde hayatın bizdekinden çok farklı olduğunu hepimiz biliyoruz ama yine de o ülkelerde kadın olmanın zorluğunu okumak, bir kadının dramına şahit olmak ne kadar şanslı olduğumuzu bize bir kez daha hatırlatacaktır. Herkese keyifli okumalar dilerim..


Piruze - Sinan Akyüz (Okur Testi)

Piruze - Sinan Akyüz
Okur Testi


İyi Eğlenceler...

15 Nisan 2012 Pazar

Gözlerini Sımsıkı Kapat - John Verdon

GÖZLERİNİ SIMSIKI KAPAT
JOHN VERDON
Koridor Yayıncılık
Orjinal Adı: Shut Your Eyes Tight
Çevirmen: Ender NAİL
2012, 1. Baskı
567 Sayfa

AFD:
   John Verdon'un ikinci kitabı olan Gözlerini Sımsıkı Kapat'ı kısa bir sürede bitirdim. İlk kitabın da kahramanı olan emekli dedektif Dave Gurney, yine tuhaf bir cinayetin gerçeklerini ortaya çıkarmak için sahnede. 
    Düğün gününde başı kesilerek öldürülen psikolojik sorunlara sahip bir gelin; Jillan Perry, perişan bir haldeki damat; ünlü doktor Scott Ashton ve kimsenin nerede olduğunu bilmediği gizemli bahçıvan; Hector Flores. Gurney acaba her adımı önceden planlayan bu zeki katili bulup, gerçekleri ortaya çıkarabilecek mi?

   Yazarın anlatım tarzı ve olaylar sürükleyiciydi fakat ilk kitapla kıyaslarsak Aklından Bir Sayı Tut'un kurgusu daha iyiydi, olaylar daha mantıklı ve zorlama gibi durmayan sebeplerle çözülüyordu. Mesela; her ayrıntıya dikkat edip hiç bir delil bırakmayan kişinin çok basit bir hata yapması, polis teşkilatında bulunan hiç bir dedektifin zeki olmaması, emekli dedektif Gurney olmasa okur olarak bizim bile düşünebildiğimiz şeyleri diğer dedektiflerin düşünememesi gibi.

   Okunmaz mı? Okunabilir, Aklından Bir Sayı Tut'u okuyup zevk aldıysanız (ben beğenmiştim) Gözlerini Sımsıkı Kapat'dan da zevk alırsınız diye düşünüyorum. Glenn Meade ve J.Christophe Grange (özellikle Kızıl Nehirler, Siyah Kan ve Şeytan Yemini) kurgularını çok beğenen birisi olarak, bana göre Gözlerini Sımsıkı Kapat birazcık daha yavan kalıyor gibi.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...