Ocak 2014, 1. Baskı
318 Sayfa
318 Sayfa
AFD:
"Ölümden Beter Yaşamlar" İlker Aksoy'un ilk kitabı. Bunu; kitap biter bitmez "İlker Aksoy'un diğer kitaplarını da okumalıyım" diyerek kendisini ve yazdıklarını araştırmaya çalıştığımda öğrendim. Kitabı gerçekten çok beğendim, bir ilk kitap içinse "Ölümden Beter Yaşamlar" oldukça iyi.
Kitabın konusu; 80'lerde dünyayı değiştireceğine inanmış olan gencecik insanların, onurlu mücadelelerinin sonunda, yaşadıkları tüm zulümlerden sonra günümüzde hiçbir şeyin değişmediğini acı bir şekilde fark etmesi ve yaşamlarını sürdürebilmek adına değiştirmek istedikleri bu düzende var olmaya çalışmaları anlatılıyor. Kimi düzene ayak uydurmak için kendini değiştirmiş, kimi ise ne yaparsa yapsın bu yaşama alışamamış. Kimi kişiliğinden vazgeçmiş, kimi benliğinden...
"Ölümden Beter Yaşamlar" kaybetmiş iki farklı insanın, Âdem Ziya ve Diler'in hikayesi. Ve onların hikayesi etrafında kaybedenlerin, hayata yenik başlayanların hikayesi.
Kitabın konusu; 80'lerde dünyayı değiştireceğine inanmış olan gencecik insanların, onurlu mücadelelerinin sonunda, yaşadıkları tüm zulümlerden sonra günümüzde hiçbir şeyin değişmediğini acı bir şekilde fark etmesi ve yaşamlarını sürdürebilmek adına değiştirmek istedikleri bu düzende var olmaya çalışmaları anlatılıyor. Kimi düzene ayak uydurmak için kendini değiştirmiş, kimi ise ne yaparsa yapsın bu yaşama alışamamış. Kimi kişiliğinden vazgeçmiş, kimi benliğinden...
"Ölümden Beter Yaşamlar" kaybetmiş iki farklı insanın, Âdem Ziya ve Diler'in hikayesi. Ve onların hikayesi etrafında kaybedenlerin, hayata yenik başlayanların hikayesi.
Altı Çizilesi:
Kadın hayvanın hamlesinden kaçmaya çalışırken elindekilerle birlikte geriye attı kendini. Ancak dengesini kaybederek sendeledi, yüksek topuklarının üzerinde bir anlığına hareketsiz kaldı, sonra Şişli'de doğum, kız lisesinden mezunşyeti, Moda'da düğünü, Bomonti'de apartmanı, Maltepe'de fabrikası, biri rahmetli iki kocası, biri kız üç evladı ve altmış dört yaşının heybetiyle yere yıkıldı.
Utanmış taklidi yaparak sırıttım.
Benim için hayat, rol yaptığım bir piyesten ibaret olmaya başlamıştı iyice.
Arkamdan babam yaklaşıyor. Elini omzuma koyuyor. Yanıma çöküyor. Fotoğrafları gösteriyorum. Bir piknik fotoğrafını alıyor eline. Şöyle bir bakıyor.
"Şimdi bütün gün kavga dövüş," diyorum.
"Hayat kavga dövüş zaten."
"Huzur yok," diyorum.
"Eskiden var mı zannediyordun?" diyor. "Çocukluk bitti artık. O zamanlar her şey güzel gelir insana. Çünkü neler olup bittiğini bilmezsin etrafında. Sonra... Öğrenirsin... Ne kadar çabuk öğrenirsen o kadar iyi olur."
Eskiden nasıl birisiydim unuttum.
Şimdi ise kötü bir insanım.
Bundan gurur duymuyorum. Ama utanmıyorum da. Dünya'ya iradem dışında geldim. Zihnimi gördüklerim, duyduklarım doldurup şekillendirdi.Kabahati kim bende bulabilir ki aklımdan geçenler için?
Hepimizin amacı en fazla hazzı elde etmek değil mi bu ölümlü dünyadan.
Kitabın Tanıtımından:
Yaşamda var olma ve tutunma çabasının dayanağını oluşturan tüm koşullara gerçekçi, alaycı ve acımasız bir yaklaşım…
Yolları terk edilmiş bir komün evinde kesişen, geçmişleri, umutları ve doğruları bambaşka iki insanın; Âdem Ziya ve Diler’in tüm farklılıklarına rağmen bir arada yaşama “mecburiyeti”, başka bir ilişki biçimi yaratacak ve hayat mücadelesinden sağ çıkabilmenin anahtarını oluşturacaktır, en azından biri için.
İlker Aksoy, sınıfsal farklılıkları ve toplumsal rolleri deşifre ederek rekabet, esneklik, yaratıcılık gibi kavramlarla tasvir edilen yeni çalışma hayatının prangalarını gözler önüne sererken, kent yoksullarının, hırsızların, mavi yakalı işçilerin, ev kadınlarının, çoğunluğun “ölümden beter yaşamlar”ına tanık olmaya zorluyor. Çark işledikçe güçlenenlerin zafer addettikleri trajedi tüm çıplaklığıyla açığa çıkarken yakın görünen dostların, istenmeyen komşuların, kuşatıcı ailelerin etrafında baş döndürücü bir sarmal şekilleniyor.
Kara mizahın keskin dilinin başarıyla kullanıldığı Ölümden Beter Yaşamlar, her şeyin gerçeklik üzerinden tariflendiği ancak gerçeklik zemininin giderek kaydığı cehennemlerimizle yüzleştiren modern bir tragedya…
“Gökyüzünün rengi ne?
-Mavi.
-Olmadı.
-Neden?
-Sen en son ne zaman gökyüzüne baktın?
-Hatırlamıyorum.
-Gökyüzünün rengini ezberinden söylüyorsun. İşte bu yüzden cevabını kabul edemem.”
Yolları terk edilmiş bir komün evinde kesişen, geçmişleri, umutları ve doğruları bambaşka iki insanın; Âdem Ziya ve Diler’in tüm farklılıklarına rağmen bir arada yaşama “mecburiyeti”, başka bir ilişki biçimi yaratacak ve hayat mücadelesinden sağ çıkabilmenin anahtarını oluşturacaktır, en azından biri için.
İlker Aksoy, sınıfsal farklılıkları ve toplumsal rolleri deşifre ederek rekabet, esneklik, yaratıcılık gibi kavramlarla tasvir edilen yeni çalışma hayatının prangalarını gözler önüne sererken, kent yoksullarının, hırsızların, mavi yakalı işçilerin, ev kadınlarının, çoğunluğun “ölümden beter yaşamlar”ına tanık olmaya zorluyor. Çark işledikçe güçlenenlerin zafer addettikleri trajedi tüm çıplaklığıyla açığa çıkarken yakın görünen dostların, istenmeyen komşuların, kuşatıcı ailelerin etrafında baş döndürücü bir sarmal şekilleniyor.
Kara mizahın keskin dilinin başarıyla kullanıldığı Ölümden Beter Yaşamlar, her şeyin gerçeklik üzerinden tariflendiği ancak gerçeklik zemininin giderek kaydığı cehennemlerimizle yüzleştiren modern bir tragedya…
“Gökyüzünün rengi ne?
-Mavi.
-Olmadı.
-Neden?
-Sen en son ne zaman gökyüzüne baktın?
-Hatırlamıyorum.
-Gökyüzünün rengini ezberinden söylüyorsun. İşte bu yüzden cevabını kabul edemem.”
selyayincilik.com |
1976 yılında İzmir’de doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki yüksek lisans eğitimini “Başlangıcından İkinci Dünya Savaşı’na Sinema ve Mimarlık İlişkisi” adlı tezi yazarak tamamladı. Express ve Roll dergilerine katkıda bulunmuştur. Ölümden Beter Yaşamlar ilk romanıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder