Orijinal Adı: Ensaio Sobre a Cegueira
JOSE SARAMAGO
Çevirmen: Aykut DERMAN
Can Yayınları
Eylül 2012, 22. Baskı
Orijinal İlk Basım: 1995
Orijinal İlk Basım: 1995
360 Sayfa
AFD:
Saramago ile "Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş" adlı kitabıyla tanışmıştım, kitap bittikten sonra tüm Saramago kitapları "mutlaka okunacaklar" listeme almıştım. İlk okunacak kitap da haliyle; Saramago denilince ilk akla gelen kitabı "Körlük" oldu.
"Körlük", Arabasında durup dururken kör olan bir adamın hikayesiyle başlıyor. Bu körlük kapkara bir körlük değil aksine bembeyaz bir körlük. Adam panik halinde ne yapacağını bilmezken, bir kişi ona yardım etmeyi ve evine kadar bırakmayı teklif ediyor. Adam bu çaresiz anında uzanan yardım elini, müteşekkir bir şekilde kabul ediyor. Fakat bu yardım elini uzatan kişi, adamı evine bıraktıktan sonra adamın, körlüğünden ve paniğinden yararlanarak, arabasını çalıp uzaklaşıyor.
Kör olan adamın eşi eve gelince şaşkınlık içinde onu bir göz doktoruna götürüyor. Göz doktoru yaptığı incelemede adamın gözlerinin gayet sağlıklı olduğunu daha farklı testler ve araştırmalar yapılmadan durumun ne olduğunu anlayamayacağını söyleyerek adamı belirttiği testleri yaptırması için yolluyor. Doktor akşam eve gittiğinde tam da hastasının dediği gibi bembeyaz bir körlük içinde buluyor kendini. Doktor sağlık bakanı ile bir şekilde iletişime geçip durumu anlatıyor. Bu arada ilk kör olan adamın arabasını çalan adam ve o gün doktorun muayenesinde bulunanlar tek tek kör olmaya başlıyor.
Körlük tüm hızıyla ülkeye yayılıyor. Körlüğün yayıldığı hızla cinayetler, hırsızlıklar, tecavüzler de yayılıyor. Bu kaos ortamında kör olmayan tek bir kişi var; doktorun karısı.
Herkesin kör olduğu bir ülkede yaşam nasıl devam edecektir? Bu kadar körün arasında gören iki çift göz ne yapacaktır? Yoksa doktorun karısı da mı kör olacaktır? Bu sorularının cevabını merak ediyorsanız kitabı bir an önce okumalısınız.
Kitabı okurken sürekli "acaba ne zaman sıra bana gelecek?", "ben ne zaman kör olacağım?" diye düşünmekten kendimi alamadım.
Saramago tam anlamıyla bir hiciv ustasıdır. Bu nedenle "Körlük" sadece herkesin kör olduğu bir ülkenin sıradışı romanı değildir. Saramago bu bembeyaz körlüğü bir metafor olarak kullanıp, bir kaos ortamında nasıl insanlıktan çıkabildiğimizi ve aslında nasıl bakar körler olduğumuzu gözler önüne sermiştir.
En kolay yapılan şeyin kötülük olduğunu herkes bilir. -Saramago-
Evet bizler en küçük bir kaos ortamında insanlıktan çıkabiliriz. Deprem olur, herkes can derdindeyken milletin evine girip hırsızlık yapabiliriz. Sel olur, sele kapılmış değerli eşyaları bizim olmadığı halde çalabiliriz. En haklı gösteriyi bile çığırından çıkarıp oraya buraya saldırabilir etrafı yağmalayabiliriz...
Evet bizler bakan körleriz. Vatan borcunu ödemek için askere giden evladımız, çarşı iznindeyken kalleşçe vurulduğu halde hiçbir şey olmamış gibi yaşayabiliriz. Madenlerde yüzlerce kişi can verirken biz Türkiye'nin yeni yeteneklerini seçebilir, milli maçları izlerken saç baş yolabiliriz...
Sözün özü Körlük'ü, Saramago'yu ve tüm değerli yazarları okumalıyız. Okumalıyız ki farkına varmalıyız...
Çünkü insana en çok kitap yakışıyor ve mürekkebin kuruduğu yerde kan akıyor! -Franz Kafka-
Dipnot: Kitaba oldukça sağdık kalarak sinemaya uyarlanan "Blindless" (Körlük) filmini de kitabı okuduktan sonra izlemenizi tavsiye ederim.
Altı Çizilesi:
Zamana zaman tanıyın her şeyi çözümlesin.
Kendi ölçeğimizde gerçekleştirebileceğimiz tek mucize, yaşamayı sürdürmektir, şu kırılgan yaşamımızı kırılganlığıyla korumaktır ve buna her doğan gün yeniden başlamaktır, kör olan gözlerimiz değil de yaşamın kendisiymiş gibi, ne yöne döneceğini bilmeyen o imiş gibi.
Korku insanı kör eder, dedi koyu renk gözlüklü genç kız, Haklısınız, gözlerimiz görmemeye başlamazdan önce bizler zaten kör olmuştuk, korku bizi kör etmişti, aynı korku yüzünden körlüğümüz sürüp gidecek.
Öldü, işte o kadar, neden öldüğünün önemi yok, bir insanın neden öldüğünü sormak saçma bir davranış, ölüm nedeni zaman içinde unutulur, yalnızca o tek sözcük kalır, Öldü...
Papaz giysisi giymekle papaz olunmadığı gibi, eline asa almakla da kral olunmaz.
Kitabın Tanıtımından:
'Körlük', 1998 yılı 'Nobel Edebiyat Ödülü' sahibi Portekizli yazar Jose Saramago'nun son yıllarda yazdığı en etkileyici kitap. Araba kullanmakta olan bir adam, yeşil ışığın yanmasını beklerken ansızın körleşiyor. Körlüğü, başvurduğu doktora da bulaşır. Bu körlük, bir salgın hastalık gibi bütün kente yayılır; öldürücü olmasa da tüm ahlâki değerleri yok etmeyi başarır. Toplum, görmeyen gözlerle cinayetlere, tecavüzlere tanık olur. Ayakta kalabilenler ancak güçlü olanlardır. Koca kentte körlükten kurtulan tek kişi, göz doktorunun karısıdır. Portekiz'in yaşayan en önemli yazarı olan Jose Saramago, bu çarpıcı romanında körlük olgusunu bir metafor olarak kullanmış, basit imgelere, sıradan sözcük oyunlarına başvurmadan, yoğun bir anlatımla, anlatıcının ve kahramanların konuşmalarını ortaklaşa bir monologa dönüştürerek, kurgunun evrenselleşebilmesi açısından kişilere ad vermeksizin liberal demokrasinin insanları sürüklediği sağlıksız ortamı olağanüstü bir ustalıkla yaratmıştır. Çağdaş dünya edebiyatının bu ünlü adının öteki yapıtlarını da yakında Can Yayınları arasında bulacaksınız.
04 Kasım 2014 tarihinde "Körlük"ü en uygun fiyatla satan kitap satış siteleri:
Jose Saramago Hakkında:
quarterlyconversation.com |
Portekizli yazar, şair, oyun yazarı ve gazeteci Jose Saramago, 16 Kasım 1922 -18 Haziran 2010 tarihleri arasında yaşamıştır. Kitaplarının satış rakamı sadece Portekiz'de iki milyonu geçmiş, yapıtları 25 dile çevrilmiştir. Din konusundaki görüşleri nedeniyle Portekiz Hükümeti tarafından sansürlenince Kanarya Adaları'nda Lanzarote'ye yerleşen yazar, ölümüne kadar burada yaşamıştır. Şöhrete ancak ellili yaşlarında, Manastır Güncesi adlı romanıyla kavuşan Saramago, 1969'dan ölene kadar Portekiz Kominist Partisi'nin bir üyesi olmuştur. Yapıtlarında mitleri, ülkesinin tarihini ve gerçeküstü imgelemi kullanan yazar, pek çok önemli ödül almış, 1998 yılında da Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi olmuştur.
Jose Saramago'nun Türkçe Yayınlanmış Kitapları:
Baltasar ile Bilmunda (Kırmızı Kedi) (Gendaş Yayınları)Bilinmeyen Adanın Öyküsü (Türkiye İş Bankası Yayınları)
Bütün İsimler (Kırmızı Kedi) (Gendaş Yayınları)
Çatıdaki Pencere (Kırmızı Kedi)
Filin Yolculuğu (Turkuvaz Kitap)
Görmek (Can Yayınları)
İsa'ya Göre İncil (Kırmızı Kedi) (Turkuvaz Kitap)
Kabil (Kırmızı Kedi)
Kısırdöngü (Türkiye İş Bankası Yayınları)
Kopyalanmış Adam (Türkiye İş Bankası Yayınları)
Körlük (Can Yayınları)
Küçük Anılar & Çocukluk ve İlkgençlik Anıları (Can Yayınları)
Lizbon Kuşatmasının Tarihi (Türkiye İş Bankası Yayınları)
Mağara (Kırmızı Kedi)
Manastır Güncesi (Turkuvaz Kitap)
Not Defterimden (Turkuvaz Kitap)
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş (Kırmızı Kedi) (Turkuvaz Kitap)
Ressamın El Kitabı (Can Yayınları)
Ricardo Reis'in Öldüğü Yıl (Can Yayınları)
Suların Sessizliği (Kırmızı Kedi)
Umut Tarlaları (Can Yayınları)
Yitik Adanın Öyküsü (Kırmızı Kedi) (Turkuvaz Kitap) (Gendaş Yayınları)
Çok güzel anlatmışsınız, emeğinize sağlık. Ben de bu kitabı sizin gibi çok sevmiştim. Hemen gidip Görmek kitabını okumuştum ardından, geçenlerde Kopyalanmış Adam'ı okudum ve hatta blogda bir yorum da yazdım. Sırada ise Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş var... Böylesi değerli yazarları sizin de dediğiniz gibi herkesin okuması lazım. Okuyalım ki görelim, bilelim...
YanıtlaSilSevgiler.
Teşekkürler :)
SilGörmek'i ben de okudum, yorumunu en kısa sürede yayınlayacağım. Kopyalanmış Adam'ı da merak ettim doğrusu.
Güzel yazı, teşekkürler.
YanıtlaSil