18 Ocak 2012 Çarşamba

Leyla İle Mecnun 41. Bölüm


AFD:
  Fark ettim ki bugüne kadar yazdığım Leyla ile Mecnun incelemelerinde L&M sevenler için dizinin tam videosunu hiç eklememişim. Bu yanlışımı düzelterek başlayayım :)

LEYLA İLE MECNUN 41. BÖLÜM

-Bunu Tekrarlamadan Geçemeyeceğim-
    Leyla ile Mecnun'a sıradan bir diziymiş gibi bakmamak lazım.
   Absürd bir dizi olarak lanse edilir aslında absürd olduğu kadar anlamlı ve can alıcı noktaları yakalayan hayattan kopmadan dizi dışındaki herhangi bir şeye gönderme yapabilen bir dizidir.
   Leyla ile Mecnun yeri geldiğinde hep aynı senaryoları değiştirip değiştirip önümüze koyan dizi senaristlerine, yeri geldiğinde "bu bir zam değil güncellemedir" diyen büyüklerimize ( ! ) ve yeri geldiğinde kendi yayınlandığı kanala bile ince ince dokundurabilen sivri zekaya sahip senaristlere, oyuncularına doğaçlama yapma özgürlüğü tanıyan yönetim ekibine ve bir ikisi hariç mükemmel yetenekleri olan (sadece bir bakışıyla güldüren, hüzünlendiren, ağlatan) oyunculara sahip olan bir dizidir.
  Leyla ile Mecnun zihin açar, acaba yine kime dokundurdu der, bu sözü daha önce nerden duymuştum ya da bu sahneyi nerde izlemiştim diye düşünürsünüz dizi boyunca.
   Leyla ile Mecnun'un kendine has sansürleri vardır, (sakız, üzüm vb.) kendine has sövgüleri (duş perdesi, tuvalet terliği vb.) ve bedduaları (İnşallah o bıyıkların uzar böyle ağzının içine girer böyle bütün ağzını kapatır konuşamazsın! yada,  Çengel bulmaca çözerken fotoğraftaki sanatçıyı bulama inşallah! gibi)...
  Mükemmel bir ekibin mükemmel bir iş çıkardığı, her yönüyle kendine has izlenilesi bir dizidir Leyla ile Mecnun
Not: Mutlaka izleyin, kaçırmayın çünkü zordur böyle güzel yapımları Türk televizyonlarında görmemiz.
Hiç izlemeyip yeni başlayacaklara not: Mutlaka ilk bölümden başlayın.
Çok önemli not: Kahkalarla güldürür daha kahkahanız bitmemiş hatta gülmekten gözünüz yaşarmışken bir anda sizi salya sümük ağlatır aman dikkat.
 -Bunu Tekrarlamadan Geçemeyeceğim-

   41. bölüme geçmeden önce yılların senaryo yazarı (!) Gani Müjde'nin Leyla ile Mecnun'a kriz yönetim dersleri vermesine yönelik 37. bölümde aldığı mükemmel cevap yetmemiş kendince yazdığı liseli dizisinden, ilkokul  öğrencisi mantığıyla taklit yaparak gönderme yapmaya çalışmıştır.
Tabi bu benim yorumum siz de izleyin yorum sizin...


41. Bölümden Enstantaneler
- İzlemeyen Okumasın-

   Mecnun'la Şirin birlikte yürüyorlar ve mecnun güzel güzel anlatıyor o sırada Şirin yanından geçtikleri vitrine takılıp kalıyor. Mecnun kendi kendine anlatıyor fakat fırçayı yiyen yine de kim? tabi ki Mecnun :))
     Ama bu fırçayla aklını başına topluyor Mecnun ve o durumu öyle güzel anlatıyor ki :) ve tabi merak ettiğimiz en önemli soruyu da soruyor fakat tabi ki cevap yok. Burak Aksak da çözememiş o sırrı :))

- orada sen dükkana kitlendin anladın mı? Çünkü o senin algı alanına girdi ve sen başka hiç bir şey görmedin. Kafalar ister istemez dönüyor böyle anlatabiliyor muyum? ... Geliyorsunuz oraya böyle bir titreme.
- Ben mi titriyorum.
-Ben mi titriyorum değil siz kadınlar, kadın milleti olarak. O titreme neden oluyor? Ben onu anlamıyorum. İçeride ne gördün? Ne gördün de ona titredin o kadar? Bütün kadınlar camın önünde duruyorsunuz sinek gibi, yapışıyorsunuz cama böyle, sinek ya sinek böyle eyyyy diye camlara yapışıyorsunuz.


 Mecnun, o kadar peşinden koştuğu Şirin'e kavuşunca aradığının orada olmadığını görüyor ve bunu anlatmaya çalışıyor ve tabi Mecnun bunu Mecnunca anlatmaya çalışıyor:

-Ya aslında tek sorun bu değilde, öyle nasıl anlatacağımı da pek bilmiyorum. Aslında sorunun kendisi aslında o, yani şu sorunun kendisi; Nasıl biliyor musun? Hani böyle bir evde yemek yersin ya, çok sevdiğin bir yemeği yersin evde, onu çok seversin, tadını da bilirsin onun, ama dışarı gidersin aynı yemekten dışarıda da yersin, aynıdır yani malzeme aynıdır,  her şey aynıdır yağı aynıdır ama tadı aynı değildir, bakarsın eksik bir şey mi var dersin, eksik bir şey de yok her şey tamam ama tadı aynı değildir ya, ben acaba o tadı mı bulamıyorum?

Mecnun o kadar lafı saydıktan sonra masada terkedilince, kaldığı durumu kendisi özetler.
- Şu anda bahşiş gibi bıraktı beni, bozuk parayım şu an bozuk parayım. 

Mecnun'la Şirin bunları yaşarken, Sedef (Leyla) perişan, Yavuz ve sakallı hapistedir ve Yavuz patlatır şarkıyı.
Ne şarkıymış ya, benim gibi arabesk sevmeyenlerin bile içine içine işletti Yavuz.
Metin Işık  - Ağla Gözüm Şarkı Sözü

Ağla gözüm ağla ağla
Gülemem bugün
Kana yaram
Kana kana sızlarsın bugün
Dertli sazım
Dertli dertli çalarım bugün
Ağla gözüm ağla ağla
Gülemem bugün

Söz vermiştin bana kaç hafta oldu
Çok cumalar geçti ve görüşler bitti
Senden başka kimsem var mıydı benim yar
Yar bana dağlar taşlar bile ağladı
Gardiyana sordum daha gelen olmadı
Sen gittin gideli güneşim hiç doğmadı yar

Takatim kalmadı sabrım tükendi
Bir derdime bir dert daha eklendi
Saat beşe on var bu cumada bitii yar
Yar bana dağlar taşlar bile ağladı
Gardiyana sordum daha gelen olmadı
Sen gittin gideli güneşim hiç doğmadı yar

Burda esen hazan yeli mevsim sonbahar
Gönül bahçemde kurudu nice umutlar
Yüreğimde tamiri yok çok hasarlar var
Ağla gözüm ağla ağla gülemem bugün

Söz vermiştin bana kaç hafta oldu
Çok cumalar geçti ve görüşler bitt
Senden başka kimsem var mıydı benim yar
Yar bana dağlar taşlar bile ağladı
Gardiyana sordum hani gelen olmadı
Sen gittin gideli güneşim hiç doğmadı yar

Takatim kalmadı sabrım tükendi
Bir derdime bir dert daha eklendi
Saat beşe on var bu cumada bitti yar
Yar bana dağlar taşlar bile ağladı
Gardiyana sordum daha olmadı
Sen gittin gideli güneşim hiç doğmadı yar 

İsmail Abi konuşacak kimse olmayınca kendi kendine anlatır Mecnun'a olan sitemini.
Sen nasıl güzel bir insansın İsmail Abi.


  Yavuz'u kurtarma planları sürerken çarşaf böreğine dokunmadan geçilmezdi :)
   Çarşaf böreği planı es geçilince, profesyonel yardım almak isterler. Tabi ki Sarı Bıyıktan :) Sarı Bıyık ücretini açıklar:
Sarı Bıyık: Bi yüzlüğünüzü alırım
Mecnun: Yüzlük derken, yüz bin mi?
İskender: Dolar mı?
İsmail: Euro mu?
Kamil: Sterlin mi?
Kaan: Altın mı?
Erdal Bakkal: Ampül mü? :)))
Sarı Bıyık, Yavuz'un olduğu hapishaneye girer çıkar:
Mecnun: Bu nasıl Yavuz Abi ya, ne olmuş Yavuz Abiye, bu Yavuz Abi değil ki, kimsin sen?
Sakallı: Telatabi
Mecnun:Teletabi mi?
İskender: Bi telatabimiz eksikti
Sakallı: Teletabi değil, Telat abi.  Telat yani Telat
Böylece sakallının ismini de öğrenmiş oluruz. Ayrıca İsmail  Abi de Telat'ın giyim zevkine bayılır :)
Mecnun: E napacaz şimdi peki?
Sarı Bıyık: Yemek yiyelim mi?
Mecnun: Yemek mi yiyelim, nasıl? ikimiz, başbaşa mı? kimsesiz çıplak mumlarlı
İskender: Getirim mi levyeyi
Mecnun: Getirsen mi acaba
....
Sarı Bıyık: Ben tavuk döner yemem, ama bi "İskender" olursa ne biçim yerim be
İskender: Ben getireyim levyeyi...

Erdal Bakkal'ın Nurten Yenge'den izin isteme sahnesi :))
Sen içeri girince gidecem ki :))))


Muhteşem Ekip, Yavuzu kurtarmak için içeriye girmeyi, içeriye girmek için de banka soymayı düşünürler. Bankayı soyarlar...

Erdal Bakkal paraları görünce dayanamaz
İsmail söz veriyorum bak, vallahi billahi bi bakıcam sonra geri yerine koyucam, söz veriyorum valla.
Hayır Erdal sana yasak, sen küçükken kumbaraya düşmüşsün.

Banka soymak işe yaramayınca beyin fırtınası yaparlar, yılın göndermesi de Kaan'dan gelir.
İsmail Abi: Erdal Bakkal'ın camını çerçevesini indirelim.
Kaan: KİTAP YAZALIM
İskender: Adam öldürelim
Kamil: Adam kaçıralım
Sonunda parayı kullanarak pis işlere bulaşmayı düşünürler.
Kumar: Oyun kartları, konken, okey, tombala :))
Şike: - ben de hocaya parayı verdim, haftasonu maçı kaybediyoruz, şike işi tamamdır.
- o şike sayılmaz bizim mahalle takımı hep kaybediyo zaten.



En Son Babaya bağlarlar

İskender arabayı iterken yere yığılır ve doktor teşhisi koyar: 
   Maalesef durumu hiç iyi değil, sinirlenmeyecek, stresten  ve gerginlikten uzak duracak. Ayrıca üzülerek söylüyorum ki bir daha araba vurduramayacak.

   İçeri girmek için her yolu denerken, büyükelçi aracına yaslanmaktan tutuklanmayı başarırlar. (Nasıl güzel bir göndermedir bu)
- İzlemeyen Okumasın-

Leyla ile Mecnun Bedduaları:  
İsmail Abi'den Erdal'a: O ağzın artık genişlesin, o ağzın büyüsün, ağzın bu kadar olsun o bıyıkların gözükmesin inşallah.
İskender'den Erdal'a: Paran bozulsun eErdal.
Leyla ile Mecnun Küfürleri: Sarkozy :)))

5 yorum:

  1. Ya ben bayılıyorum L%M'na..Eşime de izletiyorum tekrarını, bakıyorum benim gibi dikkatli izlemiyor, kaçırıyor esprileri, kızıyorum "heba ediyor diziyi" diye..
    Bu hafta teletabi ile sarkozye çok güldüm :))

    YanıtlaSil
  2. Espriler, göndermeler... Her saniyesinde ayrı bir tat var.
    telatabi ve sarkozy süperdi ama benim favorim bu hafta gözlüklü çocuğun yaptığı kitap yazalım göndermesiydi. Ne kadar yerindeydi. Dedim şimdi bir de askere'e gidelim kesin içerdeyiz der mi? :)

    YanıtlaSil
  3. Evet kitap yazma fikri çok yerindeydi :) Trt gibi bir kanalda bu cesaret takdir edilesi..

    YanıtlaSil
  4. Geçen bölümde Trt dizi senaristlerini bağlayıp istediklerini söyletiyordu ya, yoksa gerçek tam tersi mi? :) Adamlar ne yapsa TRT'den ses yok :)

    YanıtlaSil
  5. Bu diziye kör kütük aşığım. :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...