13 Ocak 2016 Çarşamba

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Stefan Zweig

BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU
Özgün Adı: Brief Einer Unbekannten
Çevirmen: Ahmet CEMAL
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ağustos 2012, 1. Baskı
Orijinal İlk Basım: 1922 
62 Sayfa

AFD:
   Kitabı bitirir bitirmez anlıyorum ki; Stefan Zweig ne yazmışsa okumalıyım. "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu", "Satranç"tan sonra okuduğum ikinci Zweig kitabı. "Satranç"ı çok beğenmiştim, "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu"nu ise Satranç'tan daha fazla beğendim. Zweig'e hayran olmamak elde değil.

  Bir gün, tanınmış roman yazarı R'ye, göndereni belli olmayan bir mektup gelir. R mektubu okumaya başlar başlamaz merakı bir kat daha artar. Çünkü mektubun hitap kısmında sadece "Sana, beni asla tanımamış olan sana" yazmaktadır. Kitabın içeriği hakkında daha fazla bilgi vermek istemiyorum. Kitabı merak etmem için, bana bu kadarı yetmişti. Size de yeteceğinden eminim.

  Kitabın kesinlikle önereceğim kitaplar arasında olduğunu da söyledikten sonra, sözü kitabın çevirmeni ve kitabı daha da değerlendiren Sonsöz'ün sahibi Ahmet Cemal'e bırakıyorum.
  "Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi? Bu, her okurun tek başına cevap vermek zorunda olduğu bir soru ve kanımca hiç de kolay olmayabilir; çünkü Zweig’ın bu metin aracılığı ile insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa çıkmış olması ve bu yolculuğun sonunda “mutlak aşk” kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması gibi bir ihtimal de var."
Altı Çizilesi:
  İnsan, ölümün gölgesi üzerine düşmüşse eğer, artık yalan söylemez.

  Bir tel gibi gergindim ve varlığının ona her dokunuşuyla tınlıyordum. Hep senin etrafındaydım, hep gergin ve hareketliydim; ama sen beni ancak cebinde taşıdığın ve karanlıkta sabırla senin saatlerini sayıp ölçen, yollarında sana duyulmayan nabız atışlarıyla eşlik eden ve senin acele bakışlarının saniyelerin tik taklarının ancak milyonda birinde yöneldiği saatin yayının gerginliğini hissettiğin kadar hissedebiliyordun.

  Fakat sen kimsin ki benim için? Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?

  Ölmem sana acı verecek olsaydı eğer, o zaman ölmezdim.



Kitabın Tanıtımından: 
  Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief einer Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920'li yılların ilk yarısında kaleme aldı.
  Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun "gönderen"inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: "Sana, beni asla tanımamış olan sana". Kadın büyük tutkusunu hep bir "bilinmeyen" olarak, yani tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde "taraflar" değil, sadece tek bir "taraf" vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi?
  Zweig okurunu, bir kez daha, insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda "mutlak aşk" kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması da bir ihtimal!

centerforfiction.org

Stefan Zweig Hakkında:
   Stefan Zweig, 28 Kasım 1881 tarihinde Avusturya- Viyana da dünyaya gelmiştir. Varlıklı bir ailede büyüyen Zweig, henüz küçük yaşta ciddi bir eğitim ile yetiştirilmiştir. İngilizce, Latince, Yunanca, Fransızca gibi dilleri konuşabilen Zweig, henüz lise çağlarından şiir yazmaya başlamıştır.

    Zweig, üniversitede felsefe eğitimi almıştır. 1. Dünya Savaşı’ında memur olarak yer alan Zweig, savaş sonrasından Salzburg't’a yaşamaya başlar. Burada uzun yıllar yaşayan Zweig, önemli şair ve yazarlarla yakın arkadaşlıklar kurmuş, bir de evlilik gerçekleştirmiştir. James Joyce, Paul Valery, Thomas Mann, Franz Werfel ve Romain Rolland bu arkadaşlıklarından sadece bir kaçıdır. 

   Zweig’ın kitapları 1933 yılında Nazi zulmüne uğrayan yapıtlar arasındadır. O yıllarda Nazilerin özellikler Yahudi kitaplarını toplatarak yakmaları ve Zweig’ın da Yahudi kökenli olması neticesinde evi basılmıştır. Daha sonra, ülkesini terk etmiştir. Ülkesini terk eden Zweig, Londra’ya yerleşir. 1939 yılında “Kalbin Sabırsızlığı” adlı romanını yayımlayan Zweig, ilk evliliğini de sonlandırmıştır. Daha sonra başka bir evlilik yapan Zweig, bir yandan da İngiliz vatandaşlığına geçmiştir. İngiltere’de bir süre yaşayan Zweig daha sonra Brezilya'’ya yerleşir. Burada çeşitli eserler kaleme alan Zweig, karısı ile birlikte 22 Şubat 1942 tarihinde intihar etmiştir. Stefan Zweig, ölmeden önce yazdığı mektupta intihar nedeni olarak Hitlerin yarattığı kaosun ve faşist düzenin kalıcı olacağına inanması ve bu inançtan dolayı büyük bir umutsuzluk, karamsarlık hissettiğini dile getirmiştir.
Kaynak: bilgiustam.com

Stefan Zweig'in Türkçe Yayınlanmış Eserleri:
Yürek Çöküntüsü
Herkesin Dostu Anton
Dünün Dünyası
Bir Kadının Yirmi Dört Saati
Yarının Tarihi
Kendileri ile Savaşanlar: Kleist, Nietzsche, Hölderlin
Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski
Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar: Casanova, Stendhal, Tolstoy
Lyon'da Düğün
Yıldızın Parladığı Anlar
Karışık Duygular
Satranç
Günlükler
Değişim Rüzgârı
Calvin'e Karşı Castellio ya da Köleliğe Karşı Özgür Düşünce
Fouche, Bir Politikacının Portresi
Tehlikeli Merhamet
Amok Koşucusu
Balzac, Bir Yaşam Öyküsü
Magellan
Freud ve Öğretisi
Yakıcı Sır
Ruh Yoluyla Tedavi
Amerigo
Mektuplaşmalar
Buluşmalar
Rotterdamlı Erasmus,Zaferi Ve Trajedisi
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat ve Bir Yüreğin Ölümü
Clarissa 

7 yorum:

  1. Duygu yoğunluğunu sonuna kadar okuyucuya geçiren bir yazardır kendisi . Bu kitabınıda diğer kitapları gibi bir solukta okumuştum.

    YanıtlaSil
  2. yeşim doğru22 Ocak 2016 18:40

    Satrancı çok beğenmiştim.Daha sonra Kitapçı Mendel'i okuyup bir kez daha hayran oldum.Bilinmeyen bir kadının mektubu da bu kitaptaki öykülerden biriydi.Gerçekten çok güzel.Ama çok hüzünlü

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitapçı mandeli duymamıştım. En kısa sürede araştırıp okuyacaklarım listesine ekleyeceğim.

      Sil
    2. Ben de Kitapçı Mendel'i duymamıştım.

      Sil
  3. Alsam mı almasam mı diye düşünüyordum.Alacağım mutlaka :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle pişman olmazsınız.

      Sil
    2. Yasemin Hanıma katılıyorum kesinlikle pişman olmazsınız.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...