İletişim Yayınları
2014, 1. Baskı
352 Sayfa
AFD:
AFD:
Deliduman Emrah Serbes'in okuduğum ikinci kitabı, ilki Erken Kaybedenler'di. Erken Kaybedenler, hayata 1-0 yenik başlamış erkek çocuklarının hikayeleriydi. Deliduman'a ise kısaca; Erken Kaybedenler'in roman versiyonu diyebiliriz. Bu kitabı da yine Kitap Kardeşliği okuma grubumuz ile birlikte okudum.
Deliduman'da, Erken Kaybedenler Kulübü üyelerinden biri olan Kıyıdereli Çağlar'ın hikayesi anlatılıyor. Anne, baba ayrılmış, annenin yanında kalan Çağlar, kardeşi Çiğdem, nasıl Belediye Başkanı seçildiğine şaşılan sorunlu dayısı Altan Bey ve arkadaşı Mikrop Cengiz'in hikayesi...
Çağlar erken kaybetmenin verdiği "Daha da ne kaybedebilirim ki?" özgüveniyle yaşayan bir gençtir. Hayattaki tek büyük düşkünlüğü ise kızkardeşi Çiğdem'dir. Onun için dünya Çiğdem'dir, hatta dünya Çiğdem'in etrafında dönmelidir. Çiğdem'in ise en büyük arzusu ünlü olmaktır. Çağlar, dayısı ve arkadaşı Mikrop Cengiz Çiğdem'in bu arzusunu yerine getirmek için ellerinden geleni yaparlar. Çiğdem'in ünlü olma sevdası, o sıralar patlak veren Gezi olaylarında TOMA'ların önünde dans edecek kadar gözünü dönmüştür. Bu sevda ile kahramanlarımız soluğu Gezi olaylarında alırlar...
Gelelim "Tavsiye eder miyim?" kısmına: Ben açıkçası kitabı beğenmedim. Erken Kaybedenler'in her hikayesindeki baş karakterleri çok sevmiştim. Çağlar'da bunlar gibi bir karakter ama o, Erken Kaybedenler hikayelerindeki tadı alamadım diyebilirim. Beğenmememin asıl sebebi ise; Emrah Serbes'in "içinde Gezi olaylarının geçtiği bir kitap yazmalıyım" diyerek çok beğenilen Erken Kaybedenler karakterlerine benzer bir karakter ile Gezi olayını birleştirip bu şekilde bu kitabı yazdığını düşünmemdir. Daha önce içinde Gezi olayları da geçen Ahmet Ümit'in Beyoğlu'nun En Güzel Abisi'ni okumuş ve bu olayların kitaba işlenişini daha çok beğenmiştim. Emrah Serbes'in Gezi olaylarında sessiz kalmayıp tavrını belli etmesi, hakkını araması çok ayrı bir yerdedir benim için fakat bana göre bu kitabı kelimenin tam anlamıyla "zorlama" olmuş.
Altı Çizilesi:
Deliduman'da, Erken Kaybedenler Kulübü üyelerinden biri olan Kıyıdereli Çağlar'ın hikayesi anlatılıyor. Anne, baba ayrılmış, annenin yanında kalan Çağlar, kardeşi Çiğdem, nasıl Belediye Başkanı seçildiğine şaşılan sorunlu dayısı Altan Bey ve arkadaşı Mikrop Cengiz'in hikayesi...
Çağlar erken kaybetmenin verdiği "Daha da ne kaybedebilirim ki?" özgüveniyle yaşayan bir gençtir. Hayattaki tek büyük düşkünlüğü ise kızkardeşi Çiğdem'dir. Onun için dünya Çiğdem'dir, hatta dünya Çiğdem'in etrafında dönmelidir. Çiğdem'in ise en büyük arzusu ünlü olmaktır. Çağlar, dayısı ve arkadaşı Mikrop Cengiz Çiğdem'in bu arzusunu yerine getirmek için ellerinden geleni yaparlar. Çiğdem'in ünlü olma sevdası, o sıralar patlak veren Gezi olaylarında TOMA'ların önünde dans edecek kadar gözünü dönmüştür. Bu sevda ile kahramanlarımız soluğu Gezi olaylarında alırlar...
Gelelim "Tavsiye eder miyim?" kısmına: Ben açıkçası kitabı beğenmedim. Erken Kaybedenler'in her hikayesindeki baş karakterleri çok sevmiştim. Çağlar'da bunlar gibi bir karakter ama o, Erken Kaybedenler hikayelerindeki tadı alamadım diyebilirim. Beğenmememin asıl sebebi ise; Emrah Serbes'in "içinde Gezi olaylarının geçtiği bir kitap yazmalıyım" diyerek çok beğenilen Erken Kaybedenler karakterlerine benzer bir karakter ile Gezi olayını birleştirip bu şekilde bu kitabı yazdığını düşünmemdir. Daha önce içinde Gezi olayları da geçen Ahmet Ümit'in Beyoğlu'nun En Güzel Abisi'ni okumuş ve bu olayların kitaba işlenişini daha çok beğenmiştim. Emrah Serbes'in Gezi olaylarında sessiz kalmayıp tavrını belli etmesi, hakkını araması çok ayrı bir yerdedir benim için fakat bana göre bu kitabı kelimenin tam anlamıyla "zorlama" olmuş.
Altı Çizilesi:
Gözde hoca benim kız arkadaşım olsaydı mesela, her gün böyle birkaç saat karşılıklı oturmak isterdim onunla, sessizce, özgürce bakabilirdim ona o zaman, derdim ki gerçekten bana hitap eden bir kız arkadaşım var, çok şanslı bir herifim. Bunu ona söylemezdim tabii, kadınlara böyle şeyler söylersen seni terk ederler. ‘Bana yeterince hitap etmiyorsun,’ demek gerekir kadınlara, ‘şişmansın az ye,’ demek gerekir kırk beş kilo bile olsalar, ‘bu aralar biraz yalnızlığa ihtiyacım var lütfen üstüme gelme,’ demek gerekir, ‘ama sen benim ideallerime mani oluyorsun buna hakkın yok,’ demek gerekir, ‘ne yapayım elimde değil annemi yine çok özledim,’ demek gerekir. O zaman sana aşık olurlar. Sende aşık olunacak bir şey kalmadığında, imkansız aşkı yaşamak için.
Mutfaktan çıktım, akşam havasını çektim içime, sanki böyle bir şeyler yanmış da hoş bir koku bırakmış gibiydi arkasında, derin bir nefes aldım. Şeytan diyordu ki vefasızın birine âşık ol o tatlı havada, ondan sonra da kollarını göğsünde kavuşturup hayatını bombok edişini seyret bir kenardan.
Gururu çıkartırsan insandan ne kalır! Haysiyeti çıkarırsan ne kalır?
...Sonra biri "Orsa" diye seslenince koşar adım gitti. Arkasından dikkatle baktım, kızı güzel doğan ilk iş olarak cins bir isim aramaya başlıyor, medeni kanunun yazılı olmayan maddelerinden biri buymuş gibi, buluyor sonra o ismi, gidiyor nüfus dairesine, nüfus memuru anlamamış gibi bakıyor yüzüne, nasıl anlamazsın diyor, çok basit, alıyor nüfus kağıdını, sıkıntısını biz çekiyoruz senelerce, umrunda değil adamın, çok mutlu o, kızını herkes seviyor, ismi yüzünden zannediyor.
Sokakta çocuk mu unutulur lan, İngiliz misin sen! Bu ne soğukkanlılık böyle! Bunun nesi komik! Hepsinin yanında niye gülüp durdun, beni unutmak çok komik bir şeymiş gibi niye gülüp durdun? Ne söylediğini hatırlıyor musun? Beni unutmanla alakalı ne söyledin o gün, hatırlıyor musun?
Yüzünü dikkatle inceledim. Belki hatırlar diye ne söylediğini. Hatırlamıyordu. Hatırlayamazdı.
"Ne söyledim?" diye sordu.
Birden sıkıntılı bir sessizlik ihtiyacı kapladı içimi, bütün bu kavga anlamsız gelmeye başlamıştı, "Boş ver," dedim. "Artık ne önemi var ki ne söylediğinin. Senin teleskopla baktığın günlere ben mikroskopla baktım. Senin hatırlayamadıklarını ben unutmayacağım...."
Ömrümüzü yaptığımız yanlışlardan geri dönmekle harcamıştık ama hayatı hala ilerlenecek bir şey olarak görüyorduk. İnsandık çünkü biz, budalaca zaferlerimiz vardı hiçbir işe yaramayan ve bilgece yenilgilerimiz vardı bizi birbirimize daha sıkı bağlayan, umutsuzca kederle bağlayan bizi birbirimize. Kendi içimizde sessiz ve korkunç mücadeleler vermiştik, kendi iç savaşlarımızın gazisiydik hepimiz, kendimize yenilip kabul etmiştik kendimizi ve kendimize boyun eğmiştik ve şimdi kimseye boyun eğmeyecektik!”
Kitabın Tanıtımından:
On yedi yaşındaki Çağlar İyice konuşuyor. Kız kardeşi Çiğdem'i, onu meşhur etme ümitlerini, belediye başkanı dayısını, yakın arkadaşı Mikrop Cengiz'i, taşra muhabbetlerini, depresyonun eşiğindeki annesini, eski sevgilisini, hiç unutamadığı dedesini, hatırlarken kahrettiği babasını anlatıyor.
Deliduman, dermansız ve güdük bir ilçeden haykırmaya başlıyor, İstanbul'a uzanıyor. Çocukluğumuzun, hatıralarımızın ve bütün sokaklarımızın üzerinden dangır dungur geçen imar ve para iştahına lanet! Riyakâr dünyaya, Allahsız sermayeye, martılara, küçük bir kızın kalbini kıranlara isyan ediyor. Barikatların arkasında,
soluk soluğa, yapayalnız, erken kaybeden bir delidumanın öfkesini çemkiriyor.
Emrah Serbes, zamanın ruhunu, Gezi'nin isyancılarını, hürriyetleri için öksürenleri, yerinde duramayanları, küfredenleri, ağlamayı unutmak için yumruğunu sıkanları resmediyor.
Deliduman, büyük zamanın ve her zaman kenarda kalanların romanı.
12 Temmuz 2014 tarihinde "Deliduman"ı en uygun fiyatla satan kitap satış siteleri:
KitapSepeti 15,30 TL
Arkadaş 15,75 TL
KitapStore 16,43 TL
OkuOku 16,65 TL
Kabalcı 16,65 TL
Babil 16,88 TL
Arkadaş 15,75 TL
KitapStore 16,43 TL
OkuOku 16,65 TL
Kabalcı 16,65 TL
Babil 16,88 TL
Emrah Serbes Hakkında:
1981 Yalova doğumlu. Uzun sürmüş bir öğrencilik hayatının ardından Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdi. Öğrencilik yıllarında Hayvan Dergisi’nin Ankara muhabirliğini yaptı. Birgün gazetesi için söyleşiler kaleme aldı. Radikal 2 için tiyatro eleştirileri yazdı. Bu dergide Ahmet İnam ve Cengiz Güleç ile düzenli olarak gerçekleştirdiği sohbetleri "Şen Profesörler: Metaforla Saadet Olmaz" (Say Yayınları, 2006) adıyla kitaplaştırdı.
Ayrıca Behzat Ç. adlı polisiye dizisinin 10 bölümde bir senaristliğini yapmaktadır. Son olarak Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm filminin senaristliğini üstlenmiştir. Son kitabı olan "Hikayem Paramparça" da ise aforizmalar ve hayata dair düşüncelerini okurlarına aktarmaktadır.
Kaynak:Wikipedia
Emrah Serbes Eserleri:
Her Temas İz Bırakır
Son Hafriyat
Erken Kaybedenler
Hikayem Paramparça
Deliduman
Deliduman
Diğer 3 kitabını da şiddetle tavsiye ederim ^^
YanıtlaSilBende Deliduman'ı okumayı deli gibi istiyorum :)
Emrah Serbes'i ve kalemini çok seviyorum ama Deliduman'a bir türlü ısınamadım. Kitaba nasılsa güzel, su gibi okuyup bitirim diye düşünüp geç başladım ama kitabın daha %25 ni bile okuyamadım. Bir türlü o okuma şevkini o güzelliği yakalayamadım kitapta. Bu gidişle de yarım bırakıp başka bir tarihte tekrar okumak için rafa kaldıracağım. :(
YanıtlaSilAslında ben gayet hızlı okudum fakat bana düşündürdüğü durumdan ötürü sevemedim kitabı :(
SilMükemmel bir kitaptı :)
YanıtlaSilBenim için maalesef değil :(
SilEmrah Serbes'in yakın zamanda Müptezeller romanını okudum. bu adamın tüm baş kahramlanlarının aynı kişi olduğunu düşünüyorum, bir tek sahne ve kişiler değişiyor. bir kitap daha çıkarırsa okur muyum, emin değilim.
YanıtlaSil