8 Ağustos 2012 Çarşamba

Soğukkanlılıkla - Truman Capote (Detaylı İnceleme)


Soğukkanlılıkla adlı kitabı okumayanların bu yazımızı kesinlikle okumaması önerilir.

  Bilgileri yenilemeden önce hazırladığımız Okur Testi'ni çözmek isterseniz: Soğukkanlılıkla Okur Testi

   Kitapta gerçek olan bir olay anlatılıyor, merak edip araştırma yaptım, gördüğüm fotoğraflar olayları daha iyi anlamlandırmamı sağladı. Benim gibi merak edenler için burada toplu halde paylaşmak istedim. Fakat önceden uyarmalıyım, fotoğrafların arasında herkesin bakmak istemeyeceği türden fotoğraflar da bulunuyor.

   Tüm yazılar Sel Yayıncılık'ın Mayıs 2011 basımı Truman Capote imzalı eseri Soğukkanlılıkla'dan alıntılanmıştır. Tüm görseller ise alıntıdır.

AFD:
   Capote bu cinayetlerin haberini bir gazeteden okur ve olayı bir muhabir olarak arkadaşı (Bülbülü Öldürmek adlı kitabın yazarı) Harper Lee ile birlikte inceler. Tüm tanıklarla, polislerle ve hatta katillerle bile görüşür. Cinayeti tüm yanlarıyla ele alır ve okura olduğu gibi yansıtır. Yaklaşık 6 yılın sonunda kitap basıma hazır hale gelir. 

     Capote; hiç tanımadıkları, hayatlarında bir kez bile görmedikleri Clutter ailesinin evine, bir vurgun için girip evde para veya kasa bulamamalarına rağmen tüm aileyi gözlerini kırpmadan öldüren, Dick (Richard) Hickok ve Perry Smith'in psikolojilerini de inceler. Cinayetler nasıl işlenmiştir? Tam bir pislik olan şiddet bağımlısı ve cinsel zaafları olan Hickok mudur asıl suçlu? yoksa her yönüyle iyi bir insana benzeyen, öldürecekleri kişilerin rahat etmesi için başlarının altına yastık koyacak kadar düşünceli Perry Smith mi? ya da her ikisi de mi? 



Truman Capote ve Harper Lee
   Clutter cinayetini araştıran Truman Capote ve bu araştırmasında yanında olan Harper Lee

Olayın geçtiği  Clutterlar'ın "River Valley" adlı çiftliği



Clutterlar'ın evi
...Holcomb kasabası, Batı Kansas'taki yüksek büğday tarlalarının arasındadır; Kansas'ın başka bölgelerinden olanlar bu ıssız kasabadan "o uzaklardaki yer olarak söz ederler...  (sf: 9)

...1959 yılının Kasım ayının ortalarındaki o güne dek çok az Amerikalı'nın Holcomb diye bir yerin varlığından haberi vardı... (sf:11)

Herbert Clutter
...River Valley çiftliğinin sahibi Herbert Clutter kırk sekiz yaşındaydı... Çerçevesiz gözlük takmasına ve bir yetmiş ikiden biraz kısa olan boyuna rağmen Bay Clutter güçlü bir erkek fiziğine sahipti... (sf:12)


Bonnie Mae Clutter
...Üniversiteden bir arkadaşının kız kardeşi olan, çekingen, narin ve dindar Bonnie Fox ondan üç yaş küçüktü. Ona dört çocuk verdi... (sf:12)

Clutter ailesi
...En büyük kızları Eveanna evlendi ve artık kocası ve on aylık oğlu ile birlikte kuzey İllions'ta yaşıyor... Eveanna'nın küçüğü olan Beverly'de artık River Valley çiftliğinde oturmuyor... River Valley çiftliğinde çocuklardan yalnız ikisi yaşıyor... (sf:12)

Kenyon Neal Clutter
...On beş yaşında olmasına rağmen babasının boyunu geçmiş olan Kenyon... (sf:13) 
   
...Kenyon fiziksel olarak ne annesine ne babasına benziyordu. Kısacık seçilmiş saçları sarıydı... ...Sağlam fiziğindeki tek eksiklik zayıflığından dolayı kaslarının çok gelişmemiş olmasıydı. Bir de gözlüksüz hiçbir şey göremezdi... (sf:51)

Nancy Mae Clutter
...Erkek kardeşinden bir yaş büyük olan, kasabanın göz bebeği Nancy... (sf:13)

Bobby Rupp
...Bay Clutter Bobby'i severdi, henüz on yedi yaşında olmasına rağmen Bobby'nin davranışlarının güvenilir, kibar, olgun bir erkekten farksız olduğunu düşünürdü. Nancy'nin üç yıl önce erkek arkadaşları ile "dışarı çıkma"sına izin verilmişti; ancak Nancy herkesin ilgisini çeken bir kız olmasına rağmen bu süre boyunca Bobby'den başkasıyla çıkmamıştı... (sf:14)

Yardımcı Alfred Stoecklein ve ailesinin oturduğu ev

...Çiftlikte yaşayan tek çalışan olan Alfred Stoecklein, karısı ve üç çocuğuyla beraber, Clutterlar'ın evi ile arasında yüz adımlık bir mesafe olan evde otururdu... (sf:19)

(Dick) Richard Eugene Hickock
...Dick'in soyunuk hali ile giyinik hali arasında çok fark vardı. Giyinikken göğüs kemikleri belli olan, zayıf, çelimsiz. orta boylu, kumral, genç bir delikanlı gibiydi, ama bu görüntüsü aldatıcıydı; çünkü soyunduğu an ortaya atletik yapılı, orta sıklet bir boksör çıkıyordu... (sf: 41)

Hickock ve dövmeleri
...Sağ elinin üzerinde gülen, mavi bir kedi suratı dövmesi vardı; omuzlarından birini de mavi gül goncası figürlü bir dövme süslüyordu. Kolları ve gövdesi kendisinin çizdiği ve yaptığı dövmeler ile kaplıydı: kocaman açılmış ağzında bir kuru kafa tutan ejderha başı, iri göğüslü çıplak kadınlar, çatallı mızrağını savuran şeytan, kaba çizgileri ile kutsal ışınlar saçan parlak bir haçın eşlik ettiği BARIŞ yazısı. İki tane garip biçimleri ve duygusallığı ile göze çarpan sevgi dövmesi vardı: ANNE - BABA yazan bir çiçek demedi ile içinden oklar geçen, DICK ve CAROL yazılı bir kalp... (sf:42)

Perry Edward Smith ve dövmeleri
...Sağ pazusunun üzerindeki dövmede hastanedeyken ona iyi davranan hemşirenin adı olan COOKIE yazılıydı. Mavi tüylü, turuncu gözlü, kırmızı uzun dişli bir kaplan sol pazusunun üzerinde kükrüyordu, bir hançere sarılmış bir yılan tıslayarak kulundan aşağıya kayıyordu. (sf: 43)

Clutterlar'ın evinin mahzenin yanındaki odası Herbert Clutter'ın cesedinin bulunduğu oda.
...Mahzenin yanında içinde ocak bulunan küçük bir oda daha vardı. Bu odadaki masanın üzeri Kenyon'un kullandığı tamir aletleri ile doluydu. Şu an üzerinde çalıştığı eşyalar da masanın üzerindeydi: müzik setine ekleyeceği bir anfi ve tamir ettiği eski, kurmalı bir laterna... (sf: 51)

Perry'nin yaptığı İsa resmi
...Perry'nin pastel boyalarla kocaman bir resmini yaptığı İsa çokta saf duygulara sahipmiş gibi görünmüyordu... (sf: 56)

Benzinlikteki genç, James Spor
...James Spor adındaki genç çocuk, biraz endişeli görünüyordu. Dick'in somurtkan ifadesi ve garip gözlerinden, Perry'nin de tuvalette bu kadar uzun süre kalmasından rahatsız olmuştu... (sf: 70)


Nancy'e Bobby'nin armağan ettiği oyuncak ayı
... beyaz renklerde kocaman bir oyuncak ayı vardı. Bu ayıyı bobby bir fuarda oyuncak tüfekle hedef vurma yarışmasında kazanmış, Nancy'e hediye etmişti.... (sf: 72)



River Valley çiftliğine giden yol
... Bu bina banka olmalı, evet banka şimdi batıya döneceğiz, ağaçları gördün mü? Evet burası işte. "arabanın farları iki tarafı karaağaçlarla kaplı, ortasında rüzgardan uçuşan devedikenleri bulunan yolu aydınlattı.Dick  farları söndürdü, arabayı durdurdu, gözlerinin ay ışığı ile aydınlanan geceye alışmasını bekledi. Arabayo yavaş yavaş yol boyunca sürmeye başladı... (sf:74)

...Nancy Clutter'ın sınıf arkadaşıydı bu kız, onun da adı Nancy idi. Nancy Ewalt... (sf: 74)

Nancy Clutter
...İçeride çok kötü bir manzara vardı. O harika kız, tanınmaz bir haldeydi. Tam ensesinden belki de beş santimetre kadar yakın bir mesafeden tüfekle vurulmuştu. Yatakta yüzü duvara dönük yan yatıyordu; duvar kan içindeydi. Yatak örtüsü omuzlarına kadar çekilmişti. Şerif Robinson örtüyü aşağıya kadar çekti. Nancy'nin üzerindeki sabahlık, pijama, çorap ve terlikleri görünce olay anında henüz yatmamış olduğunu düşündüm. Elleri arkadan bağlanmıştı, ayakları da panjur çekmek için kullanılan iplere benzer bir iple bağlanmıştı... (sf: 79)

Bonie Clutter
   ...son kapıyı açtığımızda Bayan Clutter'ı yatağında gördük. Onun da elleri ve ayakları bağlanmıştı... Dua eden birinin elleri gibi kucağına konan elleri önden bağlanmıştı. Ellerinin birinde kumaş bir mendil vardı, sıkıca tutmuştu onu... Bir parmağında iki tane yüzük vardı... Üzerinde beyaz bir gecelik ve beyaz kısa çoraplar vardı. Ağzı yapışkan bantla bağlanmıştı... Gözleri açıktı. Kocaman açılmıştı gözleri, sanki hala katile pakıyordu...  (sf: 80)

Kenyon Clutter
 ...Kenyon odanın köşesindeki kanepede yatıyordu. Ağzı yapışkan bantla kapatılmıştı, ellerinden ayaklarına kadar annesi gibi bağlanmıştı. İp ellerinden başlayıp ayaklarına kadar iniyor, kanepenin ayağında düğümleniyordu... üzerinde bir tişört ve kot pantolan vardı, ayakları çıplaktı... Başının altına bir iki yastık koyulmuştu... (sf: 81)
Herbert Clutter
...Birden Bay Clutter'ı karşımda gördüm.... Kurşunlanan bir insandan bu kadar çok kan gelmezdi bunu biliyordum.  Kenyon gibi onu da alnından vurmuşlardı. Ama buraya getirildiği zaman çoktan ölmüş ya da can çekişiyor olmalıydı, çünkü boğazı da kesilmişti... Üzerinde çizgili pijamalar vardı. Yalnızca ağzı değil bütün kafası yapışkan bantla çepeçevre sarılmıştı. Alnının ortasındaki bantta kocaman bir kurşun deliği vardı. Ayakları bağlıydı, ama elleri bağlı değildi... Ocağın önünde kıvrılmış yatıyordu. Sanki özellikle konulmuş gibi duran mukavva bir kutunun üzerinde yatıyordu. (sf:82)

...Şerif "Wendle, şuraya baksana" diye yardımcısına yerdeki kanlı bir ayak izini gösterdi. Yatak kutusunun üzerindeydi bu iz. İçinde iki göze benzeyen daireler olan yarım bir ayak iziydi... (sf:82)

Olaydan bir gün sonra 16 Kasım 1959 Pazartesi günü çıkan Garden City Telegram gazetesi


Hartman'ın Kafesi
...Dört eski püskü masası ve öğle yemeği verilen bir bar tezgahı olan Hartman'ın Kafesi, korku içinde birbirlerine olan biteni anlatan ve varsayımlarda bulunan kasabalıların akımına uğramıştı.... (sf:88)

Alvin Adams Dewey
... Alvin Adams Dewey adındaki bu dedektif, dört kuşaktır Kansaslı olan bir aileden gelen, ince, uzun, yakışıklı bir adamdı, kırk yedi yaşındaydı. Finney Bölgesi'nin Şerifi Earl Robinson, Clutter olayının soruşturulması için doğal olarak Al Dewey'e başvurdu.... Kendisi de Finney Bölgesi'nde dedektiflik yapmış olan Dewey, bu görevinden önce FBI'da özel ajan olarak çalışmıştı...  (sf:98)

Finney Adliye Binası
... Şerif'in ofisi,ağaçlarla kaplı bir meydanın ortasında yükselen, taş ve çimentodan yapılmış Finney Bölgesi Adliye Binaası'nın üçüncü katındaydı... (sf:98)

Harold R. Nye
...Kansas Soruşturma Bürosu'ndan gelen ekibin en genci Harold Nye, hem burnu, hem çenesi, hem de aklı sivri olan, huzursuz, güven vermeyen bakışları ile çevresini süzen, otuz dört yaşında, yerinde duramayan, kısa boylu bir adamdı. Clutterlar'ın akrabalarını sorgulama işi ona verilmişti... Bu sorgulamalardan Nye tek bir şey öğrendi: "Dünyadaki bütün insanlar içinde Clutterlar cinayete uğrama olasılığı en düşük olanlardı"... (sf:104)

Eagle Buffet
...Kansas City'de, Eagle Buffet adlı bir lokantada iki genç adam yemek yiyorlardı. Sağ elinin üzerinde mavi bir kedi suratı dövmesi göze çarpan, dar ve köşeli yüzlü olanı, birkaç tavuklu sandviçi silip süpürmüş, gözlerini arkadaşının yemeğine dikmişti.. (sf:108)


Cenaze Töreni
... Clutter ailesinin Birinci Metodist Kilise'sindeki cenaze törenine bin kişi katıldı; kilise beş yıllık tarihinde ilk kez bu kadar kalabalık bir gruba ev sahipliği yaptı... (sf:118)

Floyd Wells
...Genç adamın adı Floyd Wells idi; çenesi yok denecek kadar ufak yüzlü, kısa boylu bir adamdı... (sf: 195)

..hem katledilen aileyi hem de katilleri tanıyordu... (sf:196)

Katillerin kullandığı araba

...Başka bir arabaları var şimdi. 1956 model bir Chevrolet, siyah-beyaz, iki kapılı... Çocuk plakayı çekin arkasına yazmış Johnson Bölgesi'ne kayıtlı, numarası da 16212... (sf:241)

Botun izi


Hickock'un botu
... Botların her ikisini, tabanında kedi pençesi deseni olanı ve altı baklava deseni ile kaplı olanı da bulmuştuk. Botların tabanı, Clutterlar'ın evinde bulunan ayak izlerinin büyütülmüş fotoğraflarına birebir uyuyordu... (sf:263)
Katillerin eve girdiği kapı
...Kapı açıktı. Evin yan tarafındaki kapı kilitli değildi. O kapıdan girince kendimizi Bay Clutter'ın çalışma odasında bulduk... (sf:288)


6 Ocak 1960 Smith ve Hickock cezaevine götürülüyor.
... kelepçeli adamların yüzleri bembeyazdı, patlayan flaşların ve projektörlerin altında sürekli gözlerini kırpıştırıyorlardı... (sf:304)


Dedektif Duane West katillerin kullandıkları bıçak ve silahı inceliyor. 
...Hickock'un evine gönderilen Kansas Soruşturma Bürosu dedektifleri, bıçağı bir olta takımının içinde, tüfeği de mutfak duvarına dayalı bir şekilde buldular... (sf:313)

Katillerin gömdüğü ipler ve diğer malzemeler

  ...Boş mermi kovanları, ip ve bant ise otoyol görevlisi Virgil Pietz tarafından topraktan çıkartıldı... (sf:313)

Perry Smith'in avukatı Arthur Flemming
... Garden City Belediye Başkanlığı yapmış olan, yaşına ve görüntüsüne tezat oluşturan garip renklerde kravatlar takan, yetmiş bir yaşındaki,kısa boylu Flemming, kendisine yapılan bu görev çağrısına başta hiç sıcak bakmamıştı. "Bu görevi üstlenmek istemiyorum., ama mahkeme beni atamayı uygun görmüşse tabii ki üzerime düşeni yapacağım." ... (sf:314)

Hickock'un avukatı Harrison Smith
 ... kırk beş yaşındaki Harrison Smith, bir seksen boyunda, iri yapılı, iyi bir golf oyuncusuydu. Smith, mahkemenin teklifini herhangi bir serzenişte bulunmadan kabul etmişti: "Birinin bu işi üstlenmesi lazım. Bana verilen görevi yerine getirmek için elimden geleni yapacağım. Bu dava yüzünden gereğinden fazla insan tanıyacak beni, ama ne yapalım."...  (sf:314)

Bölge Savcısı Duane West
...Henüz yirmi sekiz yaşında olduğu halde kırk elli yaşlarında gösteren, iri yarı bölge savcısı Duane West, gazetecilere şöyle demişti: "Dava jürili görülürse jüri üyelerinden sanıkları suçlu buldukları takdirde idam cezası vermelerini isteyeceğim. Sanıklar jüri haklarından vazgeçip yargıç huzurunda suçlarını kabul edecek olurlarsa yargıçtan idam cezası vermesini isteyeceğim..." (sf:314)

Hickock'un babası
...Bay Hickock oğlunun yanında üç saat kaldı... "Evet Dick'i gördüm. Uzun uzun konuştuk. Sizi temin ederim ki gazetelerde yazanlar ve insanların söyledikleri doğru değil. O iki çocuk oraya cinayet işlemeye gitmediler. Benim oğlumun kesinlikle öyle bir şey yapmaya niyeti yoktu... O Smith işledi o cinayetleri... (sf:316)

Davanın görüldüğü mahkeme salonu
...Duruşmayı izlemek için büyük bir kalabalık toplanmıştı. Mahkeme salonunda izleyiciler için ayrılan bölüm bu büyük kalabalığı almayacağı için içlerinden yalnızca şanslı küçük bir azınlık içeri alındı. En öndeki yerler, gazeteciler ve bazı özel kişiler için ayrılmıştı.Yirmi gazetecinin oturduğu bu bölümde Hickock'un anne babası ve Perry'nin asker arkadaşı Don Cullivan da vardı... (sf:340)
Richard G. Rohlender
...Rohlender, Garden City Emniyet Müdürlüğü'ndeki dedektiflerin müdürüdür. Boş zamanlarında hobi olarak fotoğrafçılıkla ilgilenen Rohlender, bu işte gerçekten çok iyidir. Cinayet mahallindeki fotoğrafları o çekmişti... (sf: 340)

Hickock'un annesi
...sanki herkes bana bakıp asıl suçlu bu kadın diyor. Dick'i düzgün yetiştiremediğim için suçluyorlar beni. Belki de haklılar, yanlış bir şey yapmış olmalıyım onu büyütürken. Sürekli düşünüyorum nerede ne yanlış yaptım diye... (sf:349)

Savcı Logan Green
...Green önemli yıldızlar gibi sahneye en son çıktı; davanın kapanış konuşmasını o yapacaktı.... Green konuşmaya başlar başlamaz hepsi dikkat kesildiler. "Az önce sanıkların lehine iki parlak konuşma dinlediniz. Son derece başarılı bu iki avukatın, Bay Fleming ile Bay Smith'in o gece Clutterlar'ın evinde olmamaları gerçekten büyük bir şans olmuş diye düşünüyorum. Ya bir de o evde olup sanıklardan katledilen aileye merhamet göstermelerini isteselerdi! Düşünsenize ne olurdu o zaman! o evde olsalardı ne olacağını ben size söyleyeyim: Ertesi sabah oradan dört yerine altı ceset çıkarırdık."... (sf:369)

..."Bazı korkak juri üyeleri görevlerini yapmaktan çekindikleri için böylesine vahşi cinayetlere tanık oluyoruz. Sizden tek bir şey istiyorum: Lütfen vicdanınızın sesini dimleyin."... (sf:372)

Juri üyeleri
...Juri sözcüsü, "Bir karara vardık Sayın Yargıç" dedi. Mübaşir, ağzı mühürlü karar zarfını Yargıç'ın önüne koydu... (sf:374)

Yargıç Roland Tate
...Yargıç Tate'nin tok sesi duyuldu: "Birinci Hüküm: Biz juri üyeleri sanık Richard Eugene Hickock'u birinci derecede cinayetten suçlu bularak ölüm cezasına mahkum ettik."... Yargıç kalan yedi hükmü okurken de suratlarında aynı kayıtsız ifade vardı. Toplam sekiz hüküm okunmuştu: Hickock ve Smith için dörder ölüm cezası... (sf:374)

Kansas Eyalet Cezaevi
... en eski olanı Lansing kasabasındaki erkek mahkumların kaldığı Kansas Eyalet Cezaevi'dir. Siyah ve beyaza boyanmış, kuleli yapısı ile görkemli bir sarayı andırır... (sf:376)

Capote Perry' ve Hickock'u hapishanede ziyaret ediyormuş. Bu resimde de Perry ve Capote'yi görüyoruz.
...Hickock mektuplaştığı ve kendini arada sırada ziyaret eden gazeteciye şunları söyledi... "...Perry'i çekiştirsem ne değişir ki artık? Onunla daha en baştan arkadaş olarak hayatımın en büyük hatasını yaptım... Bir de çok kıskanç, küçücük şeyleri bile kıskanıyor. Bana bir mektup geldiğinde ya da bir ziyaretçim olduğunda kıskançlıktan deliye dönüyor. Senden başka kimse onu ziyaret etmiyor."   Hickock bu son cümleyi söylerken yalnızca Smith'i değil kendisini de sık sık ziyaret eden gazetecinin yüzüne dikkatle baktı. (sf:405-409)

..."Ölüm cezası için ne söyleyebilirim ki? Ben ölüm cezasına karşı değilim. ... Eğer Clutter'ların yakını olsaydım, bu işi yapanlar darağıcına çıkmadan rahat edemezdim... Asılan ben olmadığım sürece idam cezasının gerekliliğine sonuna kadar inanıyorum"... (sf:410)

İdam edildikleri darağacı
...infazın daha düzgün, insana yakışır bir ortamda yapılacağını düşünmüştü. Mahkumların loş ışıklarla aydınlatılmış, kereste ve döküntü eşyalarla kaplı, karanlık bir mağarada idam edildiğini görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Darağacı boyasız olmasına rağmen çapraz şekilde birbirine bağlanan iki kalın tahtası ile bütün bu döküntülerin ortasında çok gösterişli duruyordu. Tahta darağacının on üç basamak ile çıkılan platformunda siyah bir gölge olarak yerini almış celladın da tıpkı darağacı gibi etkileyici bir görüntüsü vardı... (sf:412)


...15 Nisan 1965 Kansas City Star gazetesinin ilk sayfasında uzun zamandır görmeyi istediği manşeti okudu: KANLI CİNAYETLERİN BEDELİNİ İPTE ÖDEDİLER. Manşetin altındaki yazı şöyle başlıyordu: "Kansas tarihine en kanlı cinayetler olarak geçen Clutter cinayetinin failleri Richard Eugene Hickock ile Perry Edward Smith darağacında can verdiler. 33 yaşındaki Hickock ilk can veren oldu. Hickock saat gece 12:41'de, 36 yaşındaki Smith ise 1:19'da öldü..." (sf:412)

Clutterlar'ın mezarı
...Mezarlık, bugün buğday tarlalarının ortasında, serin bir vaha gibi görünüyor... Clutter ailesinin dört bireyinin büyük, gri bir taşın altında toplanmış mezarları, mezarlığın en uç noktasındaydı. Ağaçları geçtikten sonra, mezarlığın buğday tarlaları ile birleştiği yerde yatıyordu Clutter ailesi... (sf:417)


3 yorum:

  1. güzel olmuş,yayınladığınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Truman Capote uzun süredir anlatacak yeni malzeme bulamıyordu. Bu olayın üzerine atladı. Yazma sürecinde yaşadıkları iki ayrı filme konu oldu: Capote ve Infamous. Bu filmlerden ilki yere göğe konamaz dahası ödüllendirilirken; ikincisi gözardı edildi. Infamous'daki oyunculuklar ve senaryo ilkinden daha iyi olmasına rağmen gözden kaçtı. Her neyse...

    Capote bu olayın üzerine gitti. Yüzlerce görüşme yaptı, notlar aldı bu notları altı yıl boyunca elden geçirdi. İçine sinecek hale gelmesi için o güne kadar kullandığı üslubunda değişiklikten de öteye gitmesi gerekiyordu. Eskiden alaycı bir anlatı tarzı vardı. İngilizcenin türkçeye çeviride kaybolan bütün nüanslarını ustalıkla kullanırdı. Alaycı tavrından kurtulması yıllarını aldı. Sonunda içine sinen bir yazma biçemi buldu ve yayımlanmasına izin verdiğinde görülen oydu ki In Cold Blood yazarın en şefkatli ifade tarzıa sahip eseri olmuştu. In Cold Blood kısa sürede ün kazandı ve Holywood uyarlaması derhal yapıldı. Hayli başarılı bir uyarlama, kesinlikle izlenmeli.

    Truman Capote ülkemizde tanınmayan bir türü yarattı bu romanı ile: True Crime. Gerçek suç öykülerinin romanlaştırılması da diyebiliriz. Ardından gelenler uzun yıllar Soğukkanlılıkla'nın düzeyinde eser üretemese de bu türün satışları yüksek oldu. Ann Rule şimdilik bu türün en önemli ismi gibi görünüyor.

    Yazıya tesadüfen denk geldim ve bir selam vermek istedim. İyi günler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Soğukkanlılıkla beni çok etkiledi. Bu sebeple çok araştırma yaptım fakat yazdığınız bilgilerin çoğuna ulaşamamıştım. Kendi adıma ve yazıyı tamamlama adına çok güzel oldu. Çok teşekkürler...

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...