Minval Yayınları
Haziran 2014, 1. Baskı
İlk Baskı: Nisan 2014
224 Sayfa
AFD:
"Kalbimde Bir Yara Bozcaada" Bozcaada'da bulunan "Kitap Fuarı" adı altındaki kitapçıyı gezerken rastladığım bir kitap. Bozcaada sempatimden dolayı hemen aldım. Aslında severek de okudum.
Kitabımız; tarihimizin yüz karası olan, 6-7 Eylül olaylarının Bozcaada'ya yansımasıyla başlıyor diyebiliriz. Olaylardan önce hep birlikte huzur içinde yaşadıkları adayı, Rumlara dar eden kalbi bozuk kişiler. Adayı, adalıları, Türkleri ve Türkiye'yi çok sevmelerine karşı adadan ayrılmak zorunda kalan Rumlar. Yüzyıllar boyunca dost olarak yaşadıkları Rumların, evlerini kendilerine emanet ederek adadan ayrılışlarını gözyaşlarıyla izleyen Türkler ve yarım kalan dostluklar, aşklar üzerine yazılmış bir roman "Kalbimde Bir Yara Bozcaada"
Kitabı genel olarak sevmeme rağmen, beni okurken rahatsız ettiği için eleştireceğim iki durum var. Birincisi ilkokul yaşlarındaki Rüzgar'ın bir çocuktan ziyade olgun bir insanmış gibi düşünmesi, konuşması. Neredeyse Rüzgar'ın her konuşmasında bunu hissettim. İkincisi ise neden kendisine gereksiz bir gizem katılmak istendiğini anlamadığım "Kitapçı" adlı karakter. Kitabın gidişatına hiçbir etkisi olmamasına ve Rüzgar'ın yediği içtiği ayrı gitmemesine doğal olarak da adını öğrenmesine rağmen neden adı "Kitapçı" olarak gizemlendi, algılayamadım. Bunlar çok küçük detaylar aslında, benim gibi takıntılarınız yoksa sizi rahatsız bile etmeyecektir ama ben bu tür küçük nüanslara maalesef takılıyorum. Bana göre bir çocuğu afacan ya da çok akıllı göstermek, çocuğun 50 yaşındaymış gibi konuşmasıyla olmamalı.
Sözün özü; Bozcaada aşıklarına ve güzel bir aşk hikayesi okumak isteyenlere önerebileceğim bir kitap "Kalbimde Bir Yara Bozcaada".
Kitabımız; tarihimizin yüz karası olan, 6-7 Eylül olaylarının Bozcaada'ya yansımasıyla başlıyor diyebiliriz. Olaylardan önce hep birlikte huzur içinde yaşadıkları adayı, Rumlara dar eden kalbi bozuk kişiler. Adayı, adalıları, Türkleri ve Türkiye'yi çok sevmelerine karşı adadan ayrılmak zorunda kalan Rumlar. Yüzyıllar boyunca dost olarak yaşadıkları Rumların, evlerini kendilerine emanet ederek adadan ayrılışlarını gözyaşlarıyla izleyen Türkler ve yarım kalan dostluklar, aşklar üzerine yazılmış bir roman "Kalbimde Bir Yara Bozcaada"
Kitabı genel olarak sevmeme rağmen, beni okurken rahatsız ettiği için eleştireceğim iki durum var. Birincisi ilkokul yaşlarındaki Rüzgar'ın bir çocuktan ziyade olgun bir insanmış gibi düşünmesi, konuşması. Neredeyse Rüzgar'ın her konuşmasında bunu hissettim. İkincisi ise neden kendisine gereksiz bir gizem katılmak istendiğini anlamadığım "Kitapçı" adlı karakter. Kitabın gidişatına hiçbir etkisi olmamasına ve Rüzgar'ın yediği içtiği ayrı gitmemesine doğal olarak da adını öğrenmesine rağmen neden adı "Kitapçı" olarak gizemlendi, algılayamadım. Bunlar çok küçük detaylar aslında, benim gibi takıntılarınız yoksa sizi rahatsız bile etmeyecektir ama ben bu tür küçük nüanslara maalesef takılıyorum. Bana göre bir çocuğu afacan ya da çok akıllı göstermek, çocuğun 50 yaşındaymış gibi konuşmasıyla olmamalı.
Sözün özü; Bozcaada aşıklarına ve güzel bir aşk hikayesi okumak isteyenlere önerebileceğim bir kitap "Kalbimde Bir Yara Bozcaada".
Bir adamın kalbi konuşursa aşk olur; peki ya bir adanın kalbi konuşursa ne olur?
Hani sana geçmişte Ayazma'da otururken elime bir mızıka alıp neşeli şarkılar çalardım. Yine yapacağım Dafnemı... Belki bu sefer geçmişteki gibi neşeli olmayacak, hüzünlü ve eksik melodilerle sesleneceğim karşı kıyıya...Pencereni açacaksın o gece, ay ışığı tozlarını dökmüş denize, denizse çarşaf gibi olacak, yakamozlar ışıldayacak... Sen benim melodilerimi duyup gözlerini kapatıp uykuya dalacaksın. Belki beni göreceksin düşlerinde...
Hani sana geçmişte Ayazma'da otururken elime bir mızıka alıp neşeli şarkılar çalardım. Yine yapacağım Dafnemı... Belki bu sefer geçmişteki gibi neşeli olmayacak, hüzünlü ve eksik melodilerle sesleneceğim karşı kıyıya...Pencereni açacaksın o gece, ay ışığı tozlarını dökmüş denize, denizse çarşaf gibi olacak, yakamozlar ışıldayacak... Sen benim melodilerimi duyup gözlerini kapatıp uykuya dalacaksın. Belki beni göreceksin düşlerinde...
Cennet Mahallesi, Cemile, Bizim Evin Halleri, Unutma Beni, Ay Işığı ve Arka Sokaklar gibi TV dizilerinin senaryolarını ve öykülerini yazmıştır.
Edebi çalışmaları çeşitli dergilerde yayımlanmıştır. Çeşitli okullarda senaryo dersleri vermektedir.
"Yalnızlık Mevsimi" yazarın ilk romanıdır
Tolga Aydoğan Kitapları:
Yalnızlık Mevsimi
Mahzen
Kalbimde Bir Yara Bozcaada
Peri Masalı
Kırkikindi Yağmuırları
Yabancı
Yeni Başlayanlar İçin Senaryo Yazarlığı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder