28 Temmuz 2015 Salı

Hayatta Kalma Güncesi - Doris Lessing

HAYATTA KALMA GÜNCESİ
Orijinal Adı: The Memoirs of a Survivor
Çevirmen: Püren ÖZGÖREN
Can Yayınları
Şubat 2013, 2. Basım
Orijinal İlk Basım: 1974
236 Sayfa

AFD:
    "Hayatta Kalma Güncesi"ni Okunması Gereken Distopik Kitaplar Listesi gibi birkaç listede görmüş tanıtımı ilgimi çekince hemen listeme eklemiştim. Fakat "Hayatta Kalma Güncesi", distopik tarzı sevmemi sağlayan 1984, Cesur Yeni Dünya, Fahrenheit 451, Biz ya da bir Demir Ökçe gibi etkilemedi beni. Doris Lessing distopyada benim aradığım ögeler olan; yönetici ve yönetilenler arasındaki sınırlar, kurallar ve yaşam tarzı farklılıklarına neredeyse hiç yer vermemiş. 

    "Hayatta Kalma Güncesi" bana göre bir distopyadan çok kıyamet senaryosu. Doğal kaynakların tükenmesi sonucunda oluşan kaos ortamına yer verilmiş kitapta. Yöneticilerin daha iyi şartlarda yaşadığı belirtilmiş fakat yöneticilerin geçimini sağlaması için gerekli olan iş gücü kimler tarafından karşılanmakta olduğu, onların nasıl yönetildiğinden hiç bahsedilmemiş. Ben olsam kitap için distopya başlangıcı derim. Kaynaklar yeni tükenmeye başlamış, halk panik halinde yöneticilerin halkla hiçbir ilgisi yok. Yöneticilerin elinde tükenmemiş kaynak var mı? Ne zamana kadar yetecek kaynak var? Onlara kim hizmet ediyor? belli değil. 

     Aslında kitabımız sadece kıyamet senaryosundan oluşmuyor. Erkek egemen bir toplumda kadının mücadelesi, kaos ortamında insanların nasıl insanlıktan çıkabildiğini, değer verdiğimiz varlıkların bir anda nasıl değişebildiği ya da değersizleşebildiği gibi konular oldukça güzel işlenmiş. Benim hayal kırıklığım daha önce okuduğum gibi bir distopya beklediğimden sadece. 

Kitabın Tanıtımından:
  “Mutsuz çocukluklar, romancılar yaratır,” diyen Doris Lessing, roman ve öykülerinde,

   20. yüzyılın toplumsal ve politik kaosu içindeki bireylerin yaşam serüvenlerini anlatır.

  Nobel ödüllü yazar Doris Lessing’in bu değişik ve çarpıcı romanı bir tür kıyamet öyküsü. Çevre kirliliği, hoyratça kullandığımız doğal kaynakların tükenişi, evsizlerin sayısı artarken sokak çetelerinin kural tanımazlığının kural haline gelişi, dilin yozlaşması ve yoksullaşması, iletişimsizlik, insanların büyük şehirlerden kaçmak zorunda kalışları ve kalabalıkların yerini alan ıssızlık...

  Lessing usta ve akıcı anlatımıyla, bütün bu olup bitenlerin görgü tanığı olan, hatta hiç tanımadığı bir çocuk-kadının sorumluluğunu da üstlenen yaşlıca bir kadının ağzından aktarıyor olayları. Yazarın kıvrak dili; insanların çaresiz durumlarda en olmayacak koşullara nasıl ayak uydurduklarını, bu koşullara rağmen yaşanan aşkları ve iktidar kavgalarını, hayata tutunmak için verilen savaşımı, çok etkileyici bir romanda biçimlendiriyor.


dailymail.co.uk
Doris Lessing Hakkında:
  1919’da, babasının İngiliz subayı olarak İran’da görev yaptığı sırada Kirmanşah (bugün Bahteran) kentinde doğdu. Ailesi 1924’te Rodezya’da bir çiftliğe taşındı. Yirmi beş yıl orada kalan Lessing 1949’da İngiltere’ye yerleşti. Yayımlanan ilk kitabı Türkü Söylüyor Otlar (1950), Rodezya’da yaşayan çiftlik sahibi beyaz bir karıkoca ile Afrikalı hizmetçilerini konu alıyordu. Başyapıtlarından sayılan ve en çok okunan romanı olan Altın Defter’de (1962), sanatı aracılığıyla yaşadığı çağla uzlaşmaya çalışan bir kadın yazarı konu aldı; roman, daha sonra Fransa’da yabancı roman dalında Médicis Ödülü’nü kazandı. Güney Afrika’da büyüyüp İngiltere’ye yerleşen Martha Quest adlı kahramanına ilişkin Şiddetin Çocukları adlı yarı-özyaşamöyküsel roman dizisi 1964-65’te yayımlandı. Hayatta Kalanın Anıları (1975), ileriyi görmeye çalışan bir fantezi niteliğindeydi. Aynı zamanda usta bir öykü yazarı olan Lessing, aralarında Evlenmeyen Bir Adamın Hikâyesi’nin de (1972) bulunduğu birkaç öykü kitabı yayımladı. 1970’lerin sonları ile 1980’lerin başlarında Argos’taki Kanopus adlı beş romanlık dizisiyle bilimkurgu türüne yöneldi. İyi Bir Komşunun Günlüğü (1983) ve Yaşlılar Yapabilselerdi (1984) adlı romanlarında, tanınmamış yazarların sorunlarını gözler önüne sermek için Jane Somers takma adını kullandı. 1985’te, Londra’daki bir grup devrimciyi anlattığı İyi Terörist yayımlandı. Bunu anormal bir çocuğun ailesini sürüklediği yıkımı konu alan dehşet öyküsü Beşinci Çocuk (1988) izledi. İki ciltlik özyaşamöyküsünün özellikle ilk cildi Derimin Altında (1994) büyük övgüyle karşılandı. Son romanı Yarık, 2007’de yayımlandı. Lessing, 2007’de Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görüldü.


Doris Lessing'in Türkçeye Çevrilen Eserleri:
8. Gezegen / Argostaki Kanopus Arşivleri IV
Afrika Öyküleri
Alfred ile Emily
Altın Defter
Anılar
Beşinci Çocuk
Bir Yaşam Öyküsü İçin Notlar
Büyükanneler
Cehenneme İniş İçin Açıklama
Define
Evlenmeyen Adamın Hikâyesi
Evlilikler - Argostaki Kanopus Arşivleri II
Gene Aşk
Hayatta Kalma Güncesi
İçinde Yaşamayı Seçtiğimiz Hapishaneler
İyi Terörist
Kedilere Dair
Mara ile Dann
Martha Quest / Şiddetin Çocukları 1
Sevme Alışkanlığı
Sirius Deneyleri - Argostaki Kanopus Arşivleri III
Siyah Madonna
Şikasta -Argostaki Kanopus Arşivleri I
Tenimin altında (1919 - 1949)
Türkü Söylüyor Otlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...