28 Aralık 2014 Pazar

Ankara Mahpusu - Suat Derviş

ANKARA MAHPUSU
SUAT DERVİŞ
İthaki Yayınları
Ekim 2013, 1. Baskı
(Orijinal İlk Basım 1957)
162 Sayfa

AFD:
  19 yüzyılda yaşamış bir kadın yazar olarak Suat Derviş, o dönemin erkek egemen yapısından dolayı hakkettiği değeri görmemiştir. Zaten o dönemde çoğu kadın yazar bu önyargıları kırabilmek, eserlerinin hakkettiği değeri görmesini sağlamak adına erkek takma isimleriyle yazmışlardır eserlerin. Suat Derviş ise kadın kimliğinin yanında sosyalist kimliğiyle de erkeklerin iktidarında kesinlikle kabul edilemeyecek bir isimdir.Yine de yazma serüvenini sürdürmüştür Suat Derviş. Şiirleri dergilerde, romanları gazetelerde tefrika ediliyordur. Ankara Mahpusu da 1944-45 yıllarında Haber Gazetesi'nde tefrika edilmiş ve 1957 yılında Fransa'da basılmıştır. Böylece de, Ankara Mahpusu Fransızca basılan ilk Türk eser olma ayrıcalığına erişmiştir. Kitabın Türkiye'deki ilk baskısı ise 1968 yılında yapılmıştır.

  Ankara Mahpusu'nda; annesi ile birlikte yaşayan ve başarılı bir tıp fakültesi öğrencisi olan Vasfi'nin hikayesi anlatılıyor. Vasfi bir gün evlerinin karşısındaki binada yeni taşınan Zeynep'i görür ve ona aşık olur. Tanışırlar ve birlikte vakit geçirmeye başlarlar. Zeynep her ne kadar Vasfi'yle vakit geçirse de, Vasfi'nin ona karşı olan hislerini görmezden gelmektedir. Olaylar gelişir ve Vasfi adam öldürmekten 12 yıl hapis cezası alır. Aslında kitabımız Vasfi'nin hapisten çıktığı gün ile başlar, geri dönüşlerle yaşananlar anlatılır aynı zamanda Vasfi'nin hapishaneden çıktıktan sonra düştüğü sefil hayat da bir yandan anlatılmaktadır.
  Vasfi neden hapse düşmüştür? Zeynep'e ne olmuştur? Vasfi'nin hapisten sonra yaşadığı işsizlik, parasızlık ve sefalet hep böyle sürecek midir?..

 Suat Derviş ile çok geç tanışmış olmama rağmen kalemini sevdiğimi söyleyebilir ve Ankara Mahpusu'nu herkese rahatlıkla önerebilirim. 

Kitabın Tanıtımından:
  Şehir, sokaklarda sürünenler, köprü altında yatanlar, arsalarda, oyuklarda, kovuklarda tüneyenler... binlerce biçare, binlerce sefille doluydu. Bu tıklım tıklım şehrin tek insanları, yalnız insanları nereye giderler, onu kimse bilmezdi.

  Vasfi, tıp fakültesinde okurken mahallesindeki Zeynep adlı kıza âşık olur. Gözü Zeynep'in aşkından başka bir şey görmeyen Vasfi, Zeynep'in büyük amcasıyla evlenmesinin ardından yıkılır. Zeynep'e toz kondurmayan Vasfi, bir gün kuzeninin Zeynep'in foyasını ortaya çıkarmak için kumpas kurduğunu öğrenince, Zeynep için hiç tereddütsüz, düşünmeden kuzenini öldürür. Uzun yıllar süren hapis hayatından sonra Vasfi, yeniden hürriyetine kavuşur ve insanlar arasında kendine bir yer bulmaya çalışır. Tutunacak hiçbir şeyi olmayan Vasfi'nin artık ne parası ne kalacak bir yeri ne de kimsesi vardır. Vasfi'ye ait tek yer sokaklardır...

  Suat Derviş'in 1957 yılında Fransa'da yayımlanan ilk Türk romanı olma özelliği taşıyan ve Türkiye'de "Zeynep İçin" adıyla yayımlanan romanı Ankara Mahpusu ismiyle Türkiye'de ilk kez 1968 yılında yayımlanır. 18 dile de çevrilen bu eserinde Suat Derviş, bir aşk için hürriyetinden vazgeçen Vasfi üzerinden umudun, özgürlüğün öyküsünü kaleme alır. Ayrıca yıkılan bir imparatorluğun yerine kurulan yeni bir sistem içinde kendine yer bulamayan insanların hikâyesinin düşündürücü portresini de çizer Suat Derviş. Yazar, diğer eserlerinden farklı olarak ilk kez bu eseriyle umuda ve mutluluğa göz kırpar.


28 Aralık 2014 tarihinde "Ankara Mahpusu"nu en uygun fiyatla satan kitap satış siteleri:
İdefix 7,80 TL
Babil 8,58 TL
KitapSihirbazı 8,97 TL
İlkNokta 9,10 TL
Arkadaş 9,62 TL
Kitapyurdu 9,75 TL  


1000kitap.com
Suat Derviş Hakkında: 
  Suat Derviş İstanbul'da doğdu. Tıp profesörlerinden İsmail Derviş Bey'in kızı olan Suat Derviş, çocukluk yıllarında özel eğitim aldı. Daha sonra Kadıköy Numune Rüştiyesi'yle Bilgi Yurdu'nda eğitim hayatına devam etti. Konservatuvar eğitimi için ablasıyla birlikte Almanya'ya giderek piyano dersleri almaya başladı ve edebiyat fakültesine yazılarak felsefe derslerine yöneldi. Konservatuvar eğitimini bırakıp Almanya'daki çeşitli gazete ve dergilerde yazmasıyla gazetecilik hayatı başladı. 1932'de Türkiye'ye döndükten sonra da Son Posta, Vatan, Cumhuriyet, Gece Postası, Yeni Ay, Tan gibi gazetelerde röportajları, hikayeleri, romanları yayımlanarak yazı hayatına devam etti. Reşat Fuat Baraner ile birlikte Türkiye'de toplumsal gerçekçi akımın ilk yayın organlarından sayılan Yeni Edebiyat Dergisi'ni yayımladı. Bu dergide kısa öyküler, fıkra ve eleştiriler yazdı. 1944 tutuklamaları sırasında eşi Reşat Fuat Baraner'i sakladığı ve yasadışı Türkiye Kominist Partisi'ne katıldığı gerekçesiyle yargılanarak bir yıl hapse mahkum oldu. Ardından Paris'e giderek 1953-1961 yılları arasında Fransa'da kaldı. 1961'de Türkiye'ye döndükten sonra romanlarının yazımı ve yayınıyla uğraştı. Birçok ilke de imzasını atan Suat Derviş, yazı hayatına adım attığı Alemdar gazetesindeki "Hezeyan1 şiiri başta olmak üzere, gerek farklı mahlaslarla gerek kendi ismiyle yazılmış birçok eseri geride bırakarak 1972'de Kasımpaşa Askeri Deniz Hastanesi'nde hayata gözlerini yumdu.

Suat Derviş Eserleri:
Roman
Kara Kitap (1921)
Ne Bir Ses Ne Bir Nefes (1923)
Hiçbiri (1923)
Ahmed Ferdi (1923)
Behire'nin Talibleri (1923)
Fatma'nın Günahı (1924)
Ben mi (1924)
Buhran Gecesi (1924)
Gönül Gibi (1928)
Emine (1931)
Hiç (1939)
Çılgın Gibi (1934)
Fosforlu Cevriye (1968)
Ankara Mahpusu (1968, ilk olarak 1957'de Paris'te Fransızca)

İnceleme
Niçin Sovyetler Birliğinin Dostuyum? (1944, İstanbul, Arkadaş Matbaası,64 sayfa)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...