30 Haziran 2013 Pazar

Mefisto Kulübü - Tess Gerritsen


MEFİSTO KULÜBÜ
Orjinal Adı: The Mephisto Club
TESS GERRITSEN
Çevirmen: Boğaç Erkan
Doğan Kitap
4. Baskı
321 Sayfa
MRW:
   Pinuccia’ya söz verdiğim gibi bu ay Tess abla kitaplarından Mefisto Kulübü’nü okudum. Siliniş ve İkiz Bedenler’i uzun zaman önce okumama rağmen daha önce bir türlü yorumlayamamıştım. Hazır yazar aylarında konuk yazar Tess seçilmişken fırsat bu fırsat hemen yazayım dedim.

   Rizzoli&Isles serisinin ilk 5 kitabı oldukça güzeldi zaten blogdan bu 5 kitap hakkındaki yorumlarıma bakabilirsiniz. Ancak Mefisto Kulübü için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kitap okuyucuyu saran bir şekilde başlasa da benim için aynı tempoda bitmedi. Mefisto Kulübü beni nedense hiç çekmedi. Jane ve Maura yine omuz omuzaydı ama bana ilk 5 kitabın tadını veremedi. Konu itibariyle iblis yani şeytan bolca konuşuldu belki bu da beni itmiş olabilir, bilemiyorum.

   Lily Saul ile ilgili kısımlar çok esrarengiz başladı ama bence yazar genel olarak kitaba Lily hakkındaki heyecanı tam olarak yansıtamamış, sonlara doğru heyecanın etkisi düşmüştü. Özellikle 1. bölüm benim için çok iyi bir başlangıçtı ama sayfalar ilerledikçe kitaptan soğudum. Hikayenin sonu ise beni şaşırttı, kilit ismi tahmin etmem mümkün değilmiş zaten. Yine de çok tavsiye edeceğim bir kitap olmadı Mefisto Kulübü. Bakalım serinin devam kitabı Ruh Koleksiyoncusu beğenimi kazanacak mı? Tabi ne zaman sıra gelir kim bilir :)


Kitabın Tanıtımından:
    Şeytanın varlığı bir gerçek. Şeytan caddelerde aramızda yürüyor. Ve Şeytan, sinsice aramıza karışıp şekilden şekile giriyor...

    Beacon Hillde bir grup insan Şeytanı her yönüyle analiz etmeyi amaçlıyordu. Şeytan, bilimsel olarak açıklanabilir miydi Fiziksel bir görünüşü var mıydı İblisler yeryüzünde geziniyorlar mıydı Tarihin karanlıkta kalan yönlerinin, açıklanamayan olay ve sembollerinin mistik cazibesine kapılan Mefisto Kulübü üyeleri şu teoriyi kanıtlamaya çalışıyordu: Şeytan aslında içimizde...

    Eşiklerine bırakılan dehşet verici ceset, birilerinin ya da bir şeyin şehirde kendine kurban aramak için kol gezdiğinin açık bir işaretiydi. Kulüp üyelerinin kanıtlamaya uğraştıkları teori, artık onlar için büyük bir tehlike ve korku kaynağıydı. Bu acımasız katil aralarından biri olabilir miydi Ya da istemeden Şeytanın gizlendiği karanlıktan çıkmasına mı yol açmışlardı. Bu kafa karıştırıcı ve sıradışı olayları derinlemesine araştıran Maura ve Jane kötülüğün kalbine doğru dönüşü olmayan, dehşet verici bir yolculuğa çıkarlar. Kariyerleri boyunca karşılaştıkları en sadist düşmanla yüz yüze gelmek üzeredirler. Üstelik bu düşman bir başlangıç yapmıştır, henüz...

26 Haziran 2013 Çarşamba

Siliniş - Tess Gerritsen

SİLİNİŞ
Orjinal Adı: Vanish
TESS GERRITSEN
Çevirmen: Selim YENİÇERİ
Martı Yayıncılık
2011, 1. Baskı
464 Sayfa
MRW:
   Rizzoli & Isles serisi İkiz Bedenler’den sonra Siliniş ile devam ediyor. Peki fazla ayrıntıya inmeden olaylara şöyle bir göz atalım bakalım; Rizzoli–Gabriel çifti kızlarını kucaklarına alıyor hem de oldukça heyecanlı bir biçimde. Ee, dedektif Rizzoli’ye de böylesi yakışırdı zaten. Artık Regina da aramıza katılıyor. Doktor Isles bu kitapta göz önünde değil, o kendi halinde otopsilerini yapmaya devam ediyor. Peki, bu kez Jane kimlerle uğraşıyor? Yasa dışı yollardan kandırılarak ülkeye sokulan kızlar kitabımızın konusunu oluşturuyor. Mila, Olena ve Joe seslerini duyurmak istiyorlar. Bakalım bu kez Jane neler yapabilir?

   Serinin bu kitabını beğendim mi? Cevabım evet hatta İkiz Bedenler’den daha çok beğendiğimi söyleyebilirim. Jane’in konu olduğu hikayeler beni daha çok çekiyor sanırım. Serinin güzel kitaplarındandır, herkese keyifli okumalar dilerim..

Kitabın Tanıtımından:
   Kendini bir rehine krizinin yanlış tarafında bulunca, hamile olan cinayet masası detektifi Jane Rizzoli, hayatının en mutlu saatleri olabilecek süreçte kendini tam bir kâbusun ortasında bulur. 

   İsimsiz, güzel bir kadın, morga ceset olarak getirilir. Fakat Boston'lu tıp uzmanı Maura Isles ceset torbasını açıp baktığında, unutamayacağı bir korku yaşar: Ceset gözlerini açar!

   Hâlâ hayatta olan kadın hastaneye yetiştirilir, ama tuhaflıklar çok geçmeden ölümcüllüğe dönüşür. Kadın, son derece soğukkanlı bir şekilde güvenlik görevlisini öldürerek hastaları rehin alır... Aralarından biri hamile cinayet detektifi Jane Rizzoli'dir.

   Bu şiddet eğilimli, çaresiz ruh kimdir ve istediği nedir Gergin saatler ilerlerken Maura, Jane'in kocası FBI ajanı Gabriel Dean'le işbirliği yaparak gizemli katilin kimliğini araştırmaya başlar. Federal ajanlar aniden ortaya çıkınca, Maura ve Gabriel sıradan bir rehine krizinden çok daha derinlere uzanan bir olayla karşı karşıya olduklarını anlarlar. 
   Bu gizemin anahtarını sadece silahlı çılgın kadınla kapana kısılmış olan Rizzoli elinde tutmaktadır...
   Tabii eğer hayatta kalırsa.

20 Haziran 2013 Perşembe

Cehennem - Dan Brown (Inferno)

CEHENNEM
Orjinal Adı: Inferno
DAN BROWN
Çevirmen: Petek DEMİR - İpek DEMİR
Altın Kitaplar
Mayıs 2013, 2. Baskı
572 Sayfa

AFD:
     Cehennem Kitap Kardeşliği'nin Haziran ayı kitabıydı. İyi ki Cehennem önerilmiş, ne zamandan beri polisiye okumadığımı fark ettim. Olayları tahmin etme çabasını ve maceranın sürükleyiciliğini özlemişim.

      Cehennem bizi yine Profesör Langdon'la buluşturuyor. Dan Brown sevenler için, içimizden biri gibi oldu Langdon. Kişiliğini, korkularını, tutkularını bildiğim ve macerasını zevkle takip ettiğim eski bir dost Langdon.

     Bu sefer olaylar Floransa - Venedik - İstanbul üçgeninde gelişiyor. Langdon'la beraber, bir salgın yayarak tüm dünyayı etkileyecek olan profesörün bıraktığı ip uçlarından yola çıkarak bu salgını engellemeye çalışıyoruz. Tabi salgını engellemeye çalışırken geçtiğimiz mekanlarda Simgebilim Profesörü  Langdon'un eşsiz bilgisinden faydalanıyor; Floransa, Venedik ve İstanbul'u keşfediyoruz.

    Kitapta çok fazla bilmediğimiz mekan ve eserden bahsedildiği için bazen gözümde canlandırmada problem yaşadım, genelde Google'dan yardım aldım. Kitabın sonlarında ise linkte bulunan çalışmayı keşfettim. Kitapta geçen tüm mekan ve eserleri barındıran güzel bir arşiv çalışması olmuş. (Buradan ulaşabilirsiniz ) Ellerine sağlık   Gloria. Mekanları gördükçe Cehennem'i okumuş çoğu kişi gibi, kitabı bir rehber kitap olarak kullanıp Floransa ve Venedik'i adım adım gezmek istedim.

    Bir ara kitaptan sıkılmaya başladım. Klasik Langdon kovalamacası; semboller, şifreler, tarihi mekanlar derken birden olayların sıradan bir kovalamaca olmadığı ortaya çıktı. Dan Brown hiç ummadığım anda ters köşelerle beni tekrar maceraya bağladı.

   Kitabın sonunu ise kesinlikle bu şekilde tahmin edemezdim. (Nedeni ise kitabı okuyanlar için aşağıdaki bölümde.)

    Tavsiye kısmına gelirsek; eleştiriler genelde olaylardan çok tarihi yerler ve eserler anlatılmış şeklinde. Ben macera - polisiye romanı da olsa insana yeni bilgiler katan kitapları severim. Dan Brown'un sadece yalın bir kurguyla olayı bitirmemiş olması bana yeni bilgiler kazandırmasından dolayı kitabı çok beğendim, kesinlikle okunmasını tavsiye ederim ve bu kitabın filminin mükemmel olacağını düşünenler arasındayım. İnşallah bir gün filmini de izleme şansımız olur.

   

-Kitabın içeriğinden yoğun bilgiler içerir lütfen kitabı okumayanlar bu bölümü okumasın-
   Bertnard Zobrist'in Dünya nüfusu ile alakalı öngörüleri, bu öngörüleri Dünya Sağlık Örgütü'nün de onaylaması insanı dehşete düşürüyor. "Bertnard Zobrist aslında kimsenin dile getiremediğini dile getiren ve bir çözüm bulan bir kahraman mı?" sorusunu kendime sordum. Ve geleceğimiz, çocuklarımızın geleceği için endişelenmedim de değil.

   Kitabın sonunda da Zobrist'in amacına ulaşması beni çok şaşırttı. Ben Langdon'un yine olayı vaktinde çözeceğini düşünüyordum. Aklımda bir soru var Dan Brown Langdon serüvenlerinde daha önceki kitaplarında yaşanan olayları Langdon'un geçmişine ekliyor. Şimdi Zobrist amacına ulaştığına göre Dünya'da büyük bir kısırlık sorunu baş göstermeli ve bununla beraber dünya nüfusu hızla düşüşe geçmeli. Dan Brown bundan sonra yazacağı Langdon kitaplarında nasıl bir yol izleyecek? Hiç bir şey olmamış gibi davranması beni büyük bir hayal kırıklığına uğratır. Ya da yayılan virüse kolayca çare bulunmuş olması, bu kitapla yaşadığım serüvene çok büyük bir gölge düşürür. Langdon'lu maceralarımız devam etmezse de üzülürüm. Peki ben ne istiyorum? Eğer bu kitap böyle bittiyse, Langdon'un maceraları bu gelecek ile devam etmeli ve eğer çözüm bulunacaksa da en az bu kitap kadar etkileyici bir şekilde bize anlatılmalı diye düşünüyorum. Acaba Dan Brown bu konuda ne düşünüyor çok merak ediyorum.


Kitapta geçen can alıcı yerler ve eserlerden birkaç resim
La Mappa dell'Inferno
Veba Maskesi

Vecchio Köprüsü
Vecchio Sarayı

Dante Ölüm Maskesi
Dükler Sarayı
San Marco Atları

San Giovanni Vaftizhanesi

15 Haziran 2013 Cumartesi

İkiz Bedenler - Tess Gerritsen

İKİZ BEDENLER
Orjinal Adı: Body Double
TESS GERRITSEN
Çevirmen: Bahar ÇELİK
Martı Yayıncılık
2011, 1. Baskı
448 Sayfa
MRW:
   Pinuccia’nın ev sahipliği yaptığı Yazar Ayları'nda Haziran ayı Tess Geritsen ayı olarak seçildi. Daha önceden okumuş olduğum “İkiz Bedenler”i bir türlü bloga yazma fırsatım olmamıştı. Pinuccia sayesinde hazır yeri gelmişken bu ay kitabın postunu hazırlayayım dedim. Yine bu sayede uzun bir ara verdiğim Tess kitaplarına “Mefisto Kulübü” ile geri dönmüş bulunuyorum.

   Rizzoli&Isles serisi Günahkar’dan sonra İkiz Bedenler ile devam ediyor. Bu kez başrolde Dr. Isles var (Maura). Hikaye Maura’nın yurt dışından dönmesi ve kendi evinin önünde işlenen bir cinayet sahnesiyle başlıyor. Maura’nın kendisi dahil tüm polis ekibini şoke eden bu cinayet Maura’yı kendi hayatıyla ilgili birçok sorunun cevabını bulmaya itecektir. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim; cinayete kurban giden Anna Jessop’a yapılan otopsi kitapta öyle ince ayrıntısına kadar anlatılmış ki midem bulandı ve bir kez daha istesem de doktor olamayacağımı anladım :)

   Kitapta Rizzoli daha geri planda ve hamile, ama heyecan yine de hız kesmiyor. Jane’in bebeğiyle konuşmaları da oldukça eğlenceli. Şöyle ki;

   “Yerleş artık ufaklık, beni duyuyor musun? Bütün gün bana boks çuvalı muamelesi yaptığın yetmiyor, geceleri de mi seninle uğraşacağım. Kaba kuvvetle dışarı çıkamazsın. Bu kungfu sevdasından vazgeç artık tamam mı?”

4 Haziran 2013 Salı

2. Çanakkale Kitap Günleri



   Bu yıl ikincisi düzenlenecek olan Çanakkale Kitap Günleri; Çanakkale Kordon'da yer alan Türkan Saylan Sosyal Tesisleri'nde, 10 - 27 Haziran arasında gerçekleşecektir. 

   Çanakkale'de yaşamamıza ve kitapla ilgili her etkinliği takip etmemize rağmen 1. Kitap Günleri'nde haberimiz olmamıştı, inşallah bu sefer bu güzel etkinliği kaçırmayacağız. Anladığım kadarıyla mini kitap fuarı gibi bir şey olacak. Çanakkale adına güzel adımlar bunlar. Gelen yazarlara ve etkinliği destekleyen yayınevlerine teşekkür ederiz.

Katılımcı Yazarlar
Gülçin AKAN              ŞAİR-YAZAR-SUNUCU                             15-16 HAZİRAN
Serhat YABANCI         PSİKOLOG-YAZAR                                  16 HAZİRAN
Taner DİLEKLEN       TV YAPIMCISI-YAZAR                             16 HAZİRAN
Hasip SARIGÖZ.         HARP AKADEMİSİ MENSUBU-YAZAR      16 HAZİRAN
Müjdat ÖZTÜRK         ARAŞTIRMACI -YAZAR                           22-23 HAZİRAN
Mim KEMAL ÖKE.      PROF.Dr.öğretim ÜYESİ-YAZAR
Fatih POLAT              TV YAPIMCISI-YAZAR                            22 HAZİRAN
Erol ÇELİK.                NTV PROGRAMCISI-YAZAR                   23 HAZİRAN
Ahmet ŞAFAK            SANATÇI                                                 25-26 HAZİRAN
Ahmet ÜMİT              YAZAR
Cüneyt ÖZDEMİR       YAZAR                                                   21 HAZİRAN
Savaş ÜNLÜ               YAZAR


Çanakkale 2. Kitap Günleri'nin Facebook etkinlik sayfası: https://www.facebook.com/events/147789725405202/

3 Haziran 2013 Pazartesi

Mayıs 2013 Çok Satan Kitaplar Listesi

  Haftanın çok satan kitaplar listesini, kitap satışı yapan 25 farklı sitenin çok satan kitaplar listelerini harmanlayarak oluşturuyoruz. Böylece daha gerçekçi bir çok satanlar listesine ulaşmaya çalışıyoruz. Haftalık olarak güncellediğimiz listeyi aylık olarak da bir post şeklinde yayınlayarak, kalıcılığını sağlamak istedik.



 Bu ay listemizin başında Zülfü LİVANELİ'nin yeni kitabı Kardeşimin Hikayesi var. 

   Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisiyle genç, güzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği hikâye, daha doğrusu hikâye içinde hikâye de böylece başlar. Modern bir Binbir Gece Masalının kapıları aralanır. Ancak bu kez Şehrazad erkektir.
Kardeşimin Hikâyesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız.

   Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum. Karadenizin lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum.



1.Kardeşimin Hikayesi - Zülfü Livaneli - Doğan Kitap 
2.İlber Ortaylı Seyahatnamesi - İlber Ortaylı - Timaş Yayınları 
3.Son Oyun - Ahmet Altan - Everest Yayınları 
4.Cehennem - Dan Brown - Altın Kitaplar 
5.Ruhi Mücerret - Murat Menteş - April Yayıncılık 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...