25 Nisan 2013 Perşembe

Doğu'dan Uzakta - Amin Maalouf

DOĞU'DAN UZAKTA
Les désorientés
AMIN MAALOUF
Çevirmen: Ali BERKTAY
Yapı Kredi Yayınları
Kasım 2012, 1.Baskı
276 Sayfa


AFD:
Doğu'dan Uzakta Amin Maalouf'un okuduğum ikinci romanı, bugüne kadar okuyacağım kitapları hep kendim seçtim. Fakat bu maceramız Kitap Kardeşliği grubunun seçimiyle başladı. Daha önce de bahsettiğim gibi Kitap Kardeşliği bir kitap okuma grubu, birlikte seçtiğimiz kitabı aynı gün okumaya başlıyoruz, beğendiğimiz bölümleri birbirimizle paylaşıp, kitabın ortasında ve sonunda genel bir tartışma yapıyoruz.

Amin Maalouf'un kitapta da söz ettiği "Eğer ikiniz de kitap okuyanlar alemine aitseniz paylaşılmış bir cennete el ele girmek üzeresiniz demektir." biz bu cenneti eşimle paylaşıyorduk fakat daha fazla kişiyle aynı anda paylaşmanın tadı çok farklı oluyormuş. Genelde bir kitabı eşimle ayrı zaman dilimlerinde okuduğumuz için hatırlayamadığımız bölümler olabiliyordu. Fakat Kitap Kardeşliği'nde aynı anda okunduğundan bu sorun ortadan kalkıyor. Beğenip not aldığın bir bölümü başkalarının da beğenmesi, o bölüm hakkında konuşabilmek, tartışabilmek çok güzel.  Doğu'dan Uzakta Mart kitabıydı, yorum biraz :) gecikti. Kitap Kardeşliği olarak Mayıs ayında Glenn Meade'in Kar Kurdu okunacak, tüm kitapseverleri aramıza bekleriz.

          Biraz da kitaptan bahsedelim, Amin Maalouf çoğu okurun da düşündüğü gibi bu kitapta aslında kendini anlatmış. İç savaş çıktığında ülkesi Lübnan'dan ayrılan Adam'ın bir arkadaşının ölümü üzerine 20 yıl sonra ülkesine, ya da gençliğinin geçtiği ülkeye dönüşü kaleme alınmış. Adam'ın pişmanlıkları, herkesin düşüncesine rağmen doğru adım attığını düşündüğü kararları, ülkesinin iç çatışması, kendi iç çatışması, 20 yıl önce tanıdığı arkadaşları, onların değişen ve değişmeyen görüşleri ve hepsinin mecburi bir şekilde değişime uğrayan hayatları...

            "Kitabı sevdim mi?" sorusuna gelirsek; sonu hariç kitabı sevdim. Kitabın yumuşacık bir anlatımı vardı, hiç zorlamadan Adam'ın dünyasına girebildim. Not aldığım çok bölüm oldu. En beğendiğim bölümlere altı çizilesi kısmında yer verdim. Benim hayat felsefemle örtüşenler ise;

            Umutsuzlukta haklı çıkacağımıza umutta yanılalım.

Din elbette önemli, ama aileden, arkadaşlıktan, sadakatten daha önemli değil. Ahlakın yerine dini geçiren insanların sayısı durmadan artıyor. Sana caiz olandan ve olmayandan, mubahtan ve mekruhtan söz edip sözlerini alıntılarla destekliyorlar. Bence neyin dürüstlüğe veya adaba uygun olduğuyla uğraşsalar daha iyi ederler. Bir dinleri olduğu için ahlaka ihtiyaçları kalmamış gibi davranıyorlar.

Altı Çizilesi: 
   Kaba kuvvetle ilişkiye maruz bırakılan herşey alçalır. Darbeyi indiren de yiyen de aynı kirlenmeyi yaşar - Simone Weil -

   "Ülken senin için ne yapabilir diye sorma, sen ülken için ne yapabilirsin, onu düşün.' Milyardersen, üstelik kırk üç yaşında ABD başkanı seçilmişsen bunu söylemek kolay! Ama ülkende ne çalışabiliyor, ne tedavi olabiliyor, ne barınabiliyor, ne eğitim alabiliyor, ne özgürce oy kullanabiliyor, ne görüşlerini ifade edebiliyor, ne de sokaklarda dilediğin gibi dolaşabiliyorsan, John F. Kennedy'nin bu meşhur sözü kaç para eder ki? Beş para etmez!

   Önce ülken sana karşı belli taahhütleri yerine getirecek. Orada tüm haklara sahip bir yurttaş olarak görüleceksin, baskıya, ayırımcılığa, hak etmediğin mahrumiyetlere maruz kalmayacaksın. Ülken ve yöneticileri sana bunları sağlamak zorunda, yoksa sen de onlara hiçbir şey borçlu olmazsın. Ne toprağa bağlılık, ne bayrağa saygı. Başın dik yaşayabildiğin ülkeye her şeyini verirsin, her şeyi, hatta hayatını bile feda edersin; ama başın yerde yaşamak zorunda kaldığın ülkeye hiçbir şey vermezsin. İster doğduğun ülke, ister seni kabul eden ülke söz konusu olsun. Yüce gönüllülük yüce gönüllülüğü, umursamazlık umursamazlığı ve aşağılama da aşağılamayı doğurur. Özgür varlıkların anayasası böyledir ve ben de başka bir anayasa tanımıyorum.

   Yargılamıyor muyum yani? Yo, yargılıyorum, tüm vaktimi yargılamakla geçiriyorum. Gözlerini sahte bir dehşet ifadesi içinde açıp ‘’Yoksa beni yargılıyor musunuz?’’diyen insanlara çok kızarım. Tabii ki yargılıyorum sizi, hem de durmadan yargılıyorum. Vicdanı olan her varlık yargılama yükümlülüğüne sahiptir. Ama benim verdiğim hükümler ‘sanıklar’ın varoluşunu etkilemiyor. Takdir ediyor veya takdirimi geri çekiyorum, nezaket ayarı yapıyorum, ek kanıtlar ortaya çıkıncaya kadar dostluğumu askıya alıyorum,uzaklaşıyorum, yakınlaşıyorum, yüz çeviriyorum,cezayı tecil ediyorum, her şeyin üstünden sünger geçiriyorum – veya öyle gibiymiş gibi yapıyorum. Muhataplarımın çoğu bunların farkına bile varmıyorlar.

   Doğu Akdenizli kadim bir bilge,eğer sana yardım eden birisi paranı istemiyorsa,demek ki masraflarını başka bir şekilde çıkarmayı düşünüyor,der.

  Din elbette önemli, ama aileden, arkadaşlıktan, sadakatten daha önemli değil. Ahlakın yerine dini geçiren insanların sayısı durmadan artıyor. Sana caiz olandan ve olmayandan, mubahtan ve mekruhtan söz edip sözlerini alıntılarla destekliyorlar. Bence neyin dürüstlüğe veya adaba uygun olduğuyla uğraşsalar daha iyi ederler. Bir dinleri olduğu için ahlaka ihtiyaçları kalmamış gibi davranıyorlar.

   Eğer ikiniz de kitap okuyanlar alemine aitseniz paylaşılmış bir cennete el ele girmek üzeresiniz demektir.

   Umutsuzlukta haklı çıkacağımıza umutta yanılalım.

   İnsanlar sevdiklerinin yaptıkları konusunda asla tam anlamıyla masum değillerdir.




Kitabın Tanıtımından: 

             Geçmiş... bıraktığın yerde mi hâlâ?

        Amin Maalouftan unutulmayacak bir "eve dönüş" romanı Amin Maaloufun merakla beklenen yeni romanı Doğudan Uzakta, kaderin ve tarihin acımasızlığında terk ettikleri yurtlarına dönen bir grup arkadaşın hikâyesini anlatıyor. 

     Doğudan Uzakta, bir yüzleşmenin romanı: Gençliklerinin en güzel dönemlerini bir arada geçiren, ülkelerinde patlak veren iç savaştan sonra farklı yerlere dağılan ve yıllar sonra, eski arkadaşlarından birinin cenazesi için tekrar ülkelerine dönen bir grup arkadaş... Açıkça belirtilmese de Lübnan İç Savaşının getirdiği yıkımlara ve Ortadoğu coğrafyasının kültürel, tarihsel ve toplumsal sorunlarına dair çok çarpıcı gözlemlere de yer veren Doğudan Uzaktada Maalouf, yine en iyi bildiği şeyi yapıyor: Doğuyu anlatıyor.

Tadımlık:
     "Yenikler her zaman kendilerini masum kurbanlar olarak göstermek eğilimindedirler. Ama bu gerçeğe tam uymaz, hiç de masum değildirler. Yenildikleri için suçludurlar. Kendi halklarına, kendi medeniyetlerine karşı suçludurlar. Sadece yöneticilerden değil, benden, senden, hepimizden bahsediyorum. Bugün tarihin mağluplarıysak, hem kendi gözümüzde hem de tüm dünyanın gözünde aşağılanmış durumdaysak, bu sadece başkalarının değil, öncelikle bizim suçumuzdur."


25 Nisan 2013 tarihinde "Doğu'dan Uzakta"yı en uygun fiyatla satan internet siteleri:
kitapyurdu 14,88 TL 
dr 14,99 TL
oykit: 15,00 TL 
PTTkitap 15,40 TL
okuoku 15,40 TL
hemenkitap 15,40 TL

Amin Maalouf Hakkında:
Görsel alıntıdır.
   1949'da Beyrut, Lübnan'da doğdu. Ekonomi ve toplumbilim okuduktan sonra gazeteciliğe başladı.
Lübnan'da iç savaşın çıktığı 1975'e kadar Lübnan'da gazetecilik yaptı. Bu tarihte Paris'e göç etti. Yazar halen Paris'te yaşamaktadır. Çeşitli yayın organlarında yöneticilik ve köşe yazarlığı yapmış olan Maalouf, bugün vaktinin çoğunu kitaplarını yazmaya ayırmaktadır.

      Yapıtlarında çok iyi bildiği Asya ve Akdeniz çevresi kültürlerinin söylencelerini başarıyla işleyen Maalouf, 1983 yılında yayımlanan ilk kitabı Arapların Gözüyle Haçlılar (Les Croisades vues par les Arabes) ile tanındı. Bu kitap, çevrildiği dillerde de büyük bir başarı kazandı. 1986'da yayımlanan ve aynı yıl Fransız - Arap Dostluk Ödülü'nü kazanan ikinci kitabı ve ilk romanı Afrikalı Leo (Léon l'Africain) bugün bir "klasik" olarak kabul edilmektedir.

  Kitaplarında genellikle doğuya ait öğeleri çok iyi işlemektedir. Doğuya ait gelenek ve görenekleri kitaplarında mutlaka tanıtır. Bir çok kitabında Osmanlı-Türkiye üzerine yorumlara da rastlanmaktadır. Osmanlı ve Yavuz Sultan Selimin Kahire seferinde 8000 kişiyi katletme derecesinde öldürdüğünü Afrikalı Leo kitabında iddia etmiştir. Kitaplarında doğu halklarının neden geri kalmış olduğu konusunda sürekli analizler ve tespitler yapmaktadır. Doğu halkları ile ilgilenen kişilerin mutlaka okuması gereken kitaplardır bunlar. Kitapları roman tarzında yazılmış da olsa sosyolojik temalar kitaplarında sürekli olarak işlenir.

Amin Maalouf Kitapları:

Kurgusal eserleri
Semerkant (1988)

Opera librettoları 
Uzaktan Aşk (2002)

Kurgusal olmayan eserleri 

Kaynak: Wikipedia

8 yorum:

  1. kitap bahane bebiş şahanee <3 Allah uzun ömür versin çok tatlıııı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler... :))
      Allah size daha da tatlısını nasip etsin. :)

      Sil
  2. Amin Maalouf'u severim. Bu okumadığım bir kitabıydı. Yalnız; fotoğraf, bir kitaba baş koyuyor olmanın sağladığı huzurun fotoğrafı olmuş. Alt yapı gümbür gümbür geliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dostum her ne kadar sonu hayal kırıklığı olsa da, bu kitabı tavsiye ederim.
      Alt yapıya önem veriyoruz :) Bisiklet konusuna da el atacak inşallah :)

      Sil
  3. Amin Maalouf'un 8 kitabını okudum bugüne kadar. Sanırım ilk çıktığı zamandan beri en sevdiğim yazarlar arasında. Doğu'dan Uzakta'da alınacaklar arasında. Yorumunuzdan sonra kitabı daha da çok merak ettim....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 8 kitabını okuduysanız, bu kitaptan çok da fazla uzak duramayacaksınızdır zaten :)
      Şimdiden keyifli okumalar...

      Sil
  4. amin maalouf'un okuduğum 2.kitabı oldu(semerkan'ta okunacaklar listemde) Doğu'dan Uzakta. bir de Yüzüncü Ad'ı okumuştum. ikisini de çok beğendim. Doğu'dan uzakta kitabını bitirdikten sonra bile etkisinden kurtulamamıştım. sonunda Adam'ın ölme fikrini pek beğenmedim. ama genel olarak kitap bende iz bırakanlar arasında..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahh o sonu yok mu sonu, sanki yazar sıkılmış da kısa kesmiş gibi :((

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...