Mart 2011, 11. Baskı
(İlk Basım: 1967)
(İlk Basım: 1967)
652 Sayfa
AFD:
Bir yılı aşkın bir süredir birlikte kitap okuduğumuz Kitap Kardeşliği grubumuz bu ay kitap oylaması yapmak yerine, kitabı seçecek kişi oylaması yaptı. Arkadaşlarımızın oylarıyla kitabı seçecek isim biz olduk. Buradan arkadaşlarımıza tekrar teşekkür ederiz. Bu oylamalar başlar başlamaz aklımda uzun zamandır araştırdığım, okumak istediğim ve genellikle beğenilmiş iki kitap ismi gelmişti. Biri Aldous Huxley'in Cesur Yeni Dünya'sı diğeri ise malum olduğu üzere :) Kemal Tahir'in en iyi kitabı olarak adlandırılan Devlet Ana'ydı. Bu iki kitap arasında kalsamda, kendi tarihimizi içeren Devlet Ana'yı Kitap Kardeşliği ile okuma fikri daha cazip geldi. Ve bu şekilde Ekim ayı kitabımız seçilmiş oldu.
Devlet Ana 1290'lı yılları anlatır. Ertuğrul Gazi hasta yatağından uç beyliğini yönetmektedir. İnsanları ırk, din, dil... diye ayırmadığından herkese adaletli davrandığından, aslında kendisine düşman olan komşuları tarafından da sevgi ve saygı duyulan bir kişi olduğundan beyliğini uzun yıllardır barış içinde yönetmiştir. Fakat bu barış havası, günümüzde de olduğu gibi herkes tarafından sevilmemektedir. Savaş tellalları uç beyliklerinin arasına nifak tohumları ekmektedir. Savaş yanlıların kışkırtmalarının arttığı bir dönemde Ertuğrul Gazi vefat eder. Yerine amcası Dündar'ın yeni bey olmak adına elinden geleni yapmasına rağmen Osman Bey seçilir. Bu gergin ortamda Osman Bey ne yapacaktır? Tabii ki devamı Devlet Ana'nın sayfaları arasında. :)
Devlet Ana 1290'lı yılları anlatır. Ertuğrul Gazi hasta yatağından uç beyliğini yönetmektedir. İnsanları ırk, din, dil... diye ayırmadığından herkese adaletli davrandığından, aslında kendisine düşman olan komşuları tarafından da sevgi ve saygı duyulan bir kişi olduğundan beyliğini uzun yıllardır barış içinde yönetmiştir. Fakat bu barış havası, günümüzde de olduğu gibi herkes tarafından sevilmemektedir. Savaş tellalları uç beyliklerinin arasına nifak tohumları ekmektedir. Savaş yanlıların kışkırtmalarının arttığı bir dönemde Ertuğrul Gazi vefat eder. Yerine amcası Dündar'ın yeni bey olmak adına elinden geleni yapmasına rağmen Osman Bey seçilir. Bu gergin ortamda Osman Bey ne yapacaktır? Tabii ki devamı Devlet Ana'nın sayfaları arasında. :)
Devlet Ana kesinlikle benim favori kitaplarımdan biri oldu. Kitabın anlattığı dönem ve bu dönemi anlatırken kullanılan dilin o dönemi yansıtması kitabın en beğendiğim yönleriydi. Tabii bunların yanında kitabın sürükleyiciliği ise benim için uzun süredir özlemini duyduğum bir duyguydu. "Elimden bırakamadım" demek yakışan bir tanım olur Devlet Ana ile geçirdiğim günler için.
Tarihi seviyorum fakat tarihin romanlaştırılmış şeklini okumayı daha çok seviyorum. Tamam şunu da kabul ediyorum, yazar kendine göre bir şeyler ekleyip çıkarmış, istediği şekilde gerçekleri değiştirmiş olabilir. Fakat bu sadece roman için geçerli değil ki, belgelere, ispatlara dayanan çoğu tarih yazarı da sürekli birbirlerini yalanlayıp durmuyor mu? O yüzden benim için önemli olan tarihi bu şekilde zevkle okuyabilmek. Ben okurken aklıma takılan her şeyi de elimden geldiğince araştırdığımdan, halimden gayet memnunum. :)
Devlet Ana; göçebe Türklerin devlet düzenine geçişini anlatır.
Devlet Ana; beyliğin, kumandanlığın sadece babadan oğula geçme yoluyla değil; sabırla, akılla, güçle ve merhametle nasıl kazanıldığını anlatır.
Devlet Ana; kadınların mal gibi alınıp satıldığı devirlerde, nasıl yönetimde olduklarını, nasıl cesur bir şekilde vatanları için savaştıklarını anlatır.
Devlet Ana; töremizi, düzenimizi, bize bizi anlatır, geçmişimizi, nereden geldiğimizi anlatır...
Ertuğrul Gazi, Osman Gazi ve o dönemin büyükleri, ahileri, dervişlerinden, günümüz büyüklerine! Nasıl kaybetmişiz benliğimizi, nasıl tek tutunduğumuz çıkarlarımız olmuş böyle? Şu Ahiler Meclisi öğütlerinin asaletinden, bugünün çirkefliğine nasıl varmışız?
Tarihi seviyorum fakat tarihin romanlaştırılmış şeklini okumayı daha çok seviyorum. Tamam şunu da kabul ediyorum, yazar kendine göre bir şeyler ekleyip çıkarmış, istediği şekilde gerçekleri değiştirmiş olabilir. Fakat bu sadece roman için geçerli değil ki, belgelere, ispatlara dayanan çoğu tarih yazarı da sürekli birbirlerini yalanlayıp durmuyor mu? O yüzden benim için önemli olan tarihi bu şekilde zevkle okuyabilmek. Ben okurken aklıma takılan her şeyi de elimden geldiğince araştırdığımdan, halimden gayet memnunum. :)
Devlet Ana; göçebe Türklerin devlet düzenine geçişini anlatır.
Devlet Ana; beyliğin, kumandanlığın sadece babadan oğula geçme yoluyla değil; sabırla, akılla, güçle ve merhametle nasıl kazanıldığını anlatır.
Devlet Ana; kadınların mal gibi alınıp satıldığı devirlerde, nasıl yönetimde olduklarını, nasıl cesur bir şekilde vatanları için savaştıklarını anlatır.
Devlet Ana; töremizi, düzenimizi, bize bizi anlatır, geçmişimizi, nereden geldiğimizi anlatır...
Ertuğrul Gazi, Osman Gazi ve o dönemin büyükleri, ahileri, dervişlerinden, günümüz büyüklerine! Nasıl kaybetmişiz benliğimizi, nasıl tek tutunduğumuz çıkarlarımız olmuş böyle? Şu Ahiler Meclisi öğütlerinin asaletinden, bugünün çirkefliğine nasıl varmışız?
Ey oğul! Saygılı ol ki saygı göresin!.. Sözün dolusunu söyle ki dinletebilesin! Bundan böyle sana şarap içmek kemik ataraktan kumar oynamak yoktur. Gammazlık, kasıntı, karalamak yoktur. Kıskanmayacaksın, kin tutmayacaksın, zulmetmeyeceksin!.. Yalan söylemek, sözden dönmek, namusa kötü bakmak gayet ayıptır ve de yoktur. Ellerin günahını görmezden geleceksin! Pintilik yoktur, hele hırsızlığı akla bile getirmek yoktur. Kuşanacağın kuşağın onurunu bil! Kılıç erliğine soyunmaktasın. "Ali'den üstün yiğit ve de Zülfikar'dan üstün kılıç olmaz" denilmiştir. Çabala ki, bu basamaklara yanaşabilesin...
Son olarak; 1968 yılında Türk Dil Kurumu'nun Devlet Ana ile Kemal Tahir'e Türk Dil Kurumu Roman Ödülü'nü verdiğini de unutmadan söylemek lazım. (Tabii Türk Dil Kurumu'nun, gerçekten Türk'ün Dil Kurumu olduğu zamanlarda verilen bir ödül.)
Mutlaka okuyun, okutun...
Mutlaka okuyun, okutun...
Altı Çizilesi:
Babasının Mavro'ya öğütleri:
Adam öldürmeyi zanaat edinmekte adamlık yok. Akıllı adam ömrü boyunca kılıç taşımaz. Hamallıktır. Kılıç hamallarının çoğu kancık olur. Kılıç kılıcı çeker üstüne... Ölmeyeyim dersen, atik davranıp karşındakini öldüreceksin... Atik davranıp öldürmeninse çizgisi çok bulanıktır... Yiğitlik nerede biter, kapelik nerede başlar bilinmez! Silahşörlükte kahpelikle adam vurmaya bir kez başlayan hiç iflah olmaz!
Uçlarda postu kurtarayım dersen, önce oku atacaksın, sonra kimi vurduğuna bakacaksın.
Karı tutkusu... Para tutkusu... Fırsat elverdi sanıp üste çıkma tutkusu yıkar ademoğlunu. Tutkusuna gem vuramayan kısa yaşar.
Beylikte tavşanı arabayla avlamak vardır.
İtle dalaşmaktansa, çalıyı dolaş.
Mavro'nun Şövalya Notüs Gladyüs'e Türkmenleri anlatır:
Akıl ermez bu Türkmen'in işine, hiç ermez Şövalyem... Yiyecek ekmeği yoktur, kapısına vursan yol sormaya, çabalar ki sofra kursun!
- Ne yedirecek ekmeği olmayan zibidi?
- Koşar hemen konu komşuya... Hiçbir şey uyduramasa, ekmekle turşu çıkarır!.. "Demin yedim!" diyerek yalan söyler, hep sana yedirmek için...
Kel Derviş'in müslüman olan Mavro'ya öğütleri:
- İslam'a giren, Tanrı'yı her yerde var göre... Peygamberden gayet utana... Halka karşı edepsiz olmaya sakın... Töresiz iş tutmaya hiç... Kendinden büyüğe kasıntılı olmaya... Küçüğe kıyıcı olmaya... Sözünde, yemininde dura sımsıkı... Kimselere haset etmeye... Doğru söze "Evet" diye... Ayıp görse gerilip örte, kendi günahlarını bilip... Çünkü yere güç yetmez, göğe el vermez...
Şeyh Edebali'nin sözleri:
Baban (Ertuğrul Gazi) rahmetli, büyük savaşçıydı, dünyaya gücü yeter yiğitlerdendi. Dileseydi at sırtından hiç inmez, vilayetler bozar, basıp çarpıp yırtıp koparıp ortalığa dehşet salarak hazineler toplardı. İstemedi, para bırakacağına saygılı ad bıraktı.Benzeri bulunmaz adam güdücülerdendi. Sertliğin gerektiği yerde, sertti çelik kadar, yumuşaklık gereken yerde yumuşaktı pamuk gibi... İyileri incitmez; kötüleri undurmazdı. Uzak umutluydu, çünkü sabırlıydı. Kavrayışı, bağışlayışı tez, öfkesi, cezalandırması yavaştı. Okuma yazma bilmezdi ama, öğütlerden en yararlıyı hemen seçer, uygulamada iç duraklamazdı...
İnsanlar ne yana gitseler, ölümlerine doğru giderler.
Diğerleri:
Deveyi yardan uçuran bir tutam ot.
Bir ülkede düzen bozulursa, her şey bozulur.
Herşeyin zamanı ve gök altında olan her işin vakti vardır. Doğmanın, ölmenin, aramanın, bulmanın,yitirmenin....
Baş olayım diyenler, çevresindekilerin hepsinden daha akıllı, daha bilgili, daha cesur, hatta daha korkak bile olmak zorundaydılar. Buradaki akıl, buradaki bilgi, her durumda işe yararlılığı bakımından değerlendirilmeliydi. Baş, çevresindekilern hepsindendaha sezgili de olmalıydı, ayrıca bir işe ya hiç girişmemeli, girişti mi de, duraklama göstermeden, koparana kadar çabalamalıydı. Çocuktan, deliden, düşmandan, hatta karılardan bile öğüt almalı, ama, gene de, aklının kestiğini işlemeliydi.
Yüreksiz yiğit çok yaşar, çünkü yiğidi yüreğinden tutup yüreğinden vururlar.
'Devlet Ana', Osmanlı kurulmadan önceki Anadolu'nun görünümünü üve Anadolu insanının özlemlerini anlatırken, onların güçlü, güvenli, adaletli bir devlete duyduğu ihtiyacı da açığa çıkarmaktadır. Kemal Tahir'iin en önemli romanı olarak gösterilen 'Devlet Ana', onun düşünce yapısını da en iyi yansıtan eserlerinden biri sayılmaktadır.
"Kemal Tahir, tarihi ve toplumu hakkındaki orijinal ve sağlam görüşlerinden hareket ettiği için hem 'mahalli ağızları', hem Türkçe'nin küçümsenmiş ve unutulmuş nesir dilini hem de yeni imkanlarını kaynaştırarak ve aşarak kullanabilirmiştir. Eserlerindeki eşsiz dil ve üslup güzelliğinin kaynağı bu davranıştadır. Daha önceki romanlarında da görülen bu özellik 'Devlet Ana'da en yüce noktasına erişmiştir. Türkçe'nin unutulmuş olan dehası bütün boyutları, zenginliği ve haslığıyla ilk olarak Kemal Tahir'in eserlerinde kendini göstermektedir."
- Selahattin Hilav-
13 Ekim 2014 tarihinde "Devlet Ana"yı en uygun fiyatla satan kitap satış siteleri:
KitapYurdu 18,75 TL
wikipedia.org |
Kemal Tahir 1910 yılıdnaİstanbul'da doğdu. Gazihasanpaşa Rüştiyesi'ni bitirip girdiği Galatasaray Lisesi'nin ikinci sınıfından ayrılarak öğrenimini yarıda bıraktı. Avukat katipliği, ambar muhasipliği, gazetecilik gibi işlerde çalıştı. 1938'de, Nâzım Hikmetle birlikte yargılandığı Donanma Komutanlığı Mahkemesi'nde on beş yıl hapse mahkum edildi. On iki yıl Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya cezaevlerinde yattıktan sonra, 1950'de Genel Af Yasası uyarınca geri kalan cezası bağışlandı. 1955'ten sonra yayımlamaya başladığı romanlarıyla edebiyatımızın önde gelen yazarları arasına katıldığı gibi, tarih konusundaki görüşleriyle de düşün hayatımızı etkiledi. 21 Nisan 1973'te, bir kalp krizi sonucunda İstanbul'da öldü.
Kemal Tahir Kitapları:
Hikaye
Göl İnsanları (1955)
Roman
Sağırdere (1955)
Esir Şehrin İnsanları (1956)
Körduman (1957)
Rahmet Yolları Kesti (1957)
Yediçınar Yaylası (1958)
Köyün kamburu (1959)
Esir Şehrin Mahpusu (1962)
Kelleci Memet (1962)
Yorgun Savaşçı (1965)
Bozkırdaki Çekirdek (1967)
Devlet Ana (1967)
Kurt Kanunu (1969)
Büyük Mal (1970)
Yol Ayrımı (1971)
Namusçular (1974)
Karılar Koğuşu (1974)
Hür Şehrin İnsanları (1974)
Damağası (1977)
Mayk Hammer Serisi
Derini Yüzeceğim (1954)
Ecel Saati (1955)
Kara Nara (1955)
Kıran Kırana (1955)
Gangsterler Kraliçesi (Çeviri)
Merhaba Sam Krasmer (Çeviri)
Senaryo
Haremde Dört Kadın (1965, Halit Refiğ ile birlikte)
Mektup
Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar (Nazım Hikmet'le yazışmaları)
Ben de korka korka yazdım bu akşam bloga yorumumu.Hani sanki ihanet etmiş gibi hissettim kendimi kitap kardeşlerime. Sonra bir baktım siz de yazmışsınız içim rahatladı şimdi...Tabi benim yorumum sizinkinin yanında sinek ısırığı gibi kalmış.Sizinki her zamanki gibi şahane...Yorumdan öte baya baya bi kitap incelemesi...Ellerinize ,yüreğinize sağlık ve teşekkürler bu şahane kitabı okumama vesile olduğunuz için...
YanıtlaSilKitabın gidişatını etkileyecek bir bilgi vermedikçe problem yok bence:)
SilŞimdi sizin bloga gidiyorum yorumunuzu okumak için fakat diğer kitap yorumlarınızdan biliyorum ki "sinek ısırığı" kesinlikle çok alçak gönüllü bir tabir olmuştur.
Biz de oyunuz için teşekkür ederiz, bizi siz var ettiniz :))
kitabı zaten merak ediyorum da.. amaninnn nasıl da büyümüş bebiş :) maşallah nazar değmesin
YanıtlaSilBüyüdü de eve ekmek getirir oldu artık :)) Amin Allah'ım herkesin sevdiklerini korusun inşallah.
SilMuhteşem bir kitaptır.. ben de çok sevmiştim...
YanıtlaSilKesinlikle :)
Silbu kitabı hala okumamış olmanın verdiği utancı yaşıyorum. En kısa zaman da okuyacağım
YanıtlaSil