23 Ekim 2012 Salı

Yeşil Peri Gecesi - Ayfer Tunç

YEŞİL PERİ GECESİ
AYFER TUNÇ
Can Yayınları
Eylül 2010, 1.Baskı
470 Sayfa


MRW:
   İşte yine bir Ayfer Tunç romanı. Sanıyorum bu yazarın kitapları fark ettirmeden bağımlılık yapıyor! :) Tarzını ve edebiyatını seviyorum Ayfer Tunç’un. Yazarın okuduğum 3. kitabı ve en çok hoşuma giden de bu romanı oldu diyebilirim. 

   Bilen bilir; Kapak Kızı’nın devamıdır Yeşil Peri Gecesi. Birkaç ay önce Kapak Kızı’nı okuduğumda “bir an önce Yeşil Peri Gecesi’ni okumalısın, daha çok beğeneceksin” diye yorumlar gelmişti. Ne kadar haklılarmış :) hatta keşke arka arkaya okusaymışım, ara verdiğime biraz pişman oldum :( 

   Yazarın bu kitapta kullandığı dili ve yaptığı edebiyatı çok sevdim diyebilirim. 463 sayfalık koca kitapta şu cümle de buraya hiç olmamış ya demedim bir kez. Tek bir satırı bile ne eksik ne fazlaydı üstelik çok yerindeydi. Hatta yazarın sayfalarca bu kadar uyumlu cümleler yazması beni kendine hayran bıraktı. Kitabı hem dil, hem edebiyat hem de bir bütün olarak çok başarılı buldum. 

   Kapak Kızı’nda hiç söz hakkı verilmeyen, arkasından konuşulan Şebnem; Yeşil Peri Gecesi’nde içindekileri döküyor, bir bir anlatıyor neyi neden yaptığını, iç dünyasını ve çevresindekilerle çatışmasını, yaşadıklarını, aşklarını, kayıplarını ve en çok da kendine yapılan haksızlıkları. 

   Kapak Kızı, ikinci kitap kadar güzel değildi bence ama yine de kesinlikle önce Kapak Kızı, akabinde de Yeşil Peri Gecesi okunmalı. Sadece ikinci kitabı okumak doyurucu olmayacaktır.

20 Ekim 2012 Cumartesi

ZOMBİSTAN Hediyeli ÇİZTANBUL Testinin sonuçları



   Beyaz Kitaplık olarak, Rodeo Kitap’la birlikte düzenlediğimiz ve 5 kişiye ZOMBİSTAN hediye ettiğimiz ÇİZTANBUL testimiz 18.10.2012 23:59'da sona ermiş bulunmaktadır.

Testimizin doğru cevapları:
1- Charles Vess 2- Mister No 3- 4- Belçika 5-Sur Balık 6- Ayça 7- Makedonya 8- Uçan Taksi Şoförü 9- Neil Gaiman 10- Kız Kulesi


   Testi doğru çözen ve şartları yerine getiren 19 kişi aşağıdaki şekilde sıralanmıştır.

1 Gamze Yayık
2 Burcu Balaban
3 Türker Şirin
4 Hale Eraslan
5 Nurcan Uyaver
6 Özlem Elmacıgil
7 Abdulselam Emen
8 Yunus Çağrı Erdem
9 Ersin Han
10 Orhun Uyaver
11 Nimet Özdemir
12 Murat Armut
13 Tankut Yıldız
14 Ömer Ankaya
15 Erdoğan Çetin
16 Hüseyin Cem Ongun
17 Melis Akbulut
18 Ülkü Kayabaş
19 M. Mahir Dediler

19 kişinin arasından yaptığımız çekilişle belirlediğimiz beş şanslı kişi:

10 Ekim 2012 Çarşamba

Taş Kağıt Makas - Jodi Picoult


TAŞ KAĞIT MAKAS
Orjinal ismi: Change Of Heart
JODİ PİCOULT
Çevirmen: Serkan GÖKTAŞ
April Yayıncılık
Kasım 2009, 2.Baskı
448 Sayfa
MRW:
   Jodi Picoult’un “Kız Kardeşim İçin” adlı kitabını okuyup hayranı olduktan sonra yorumlarla gelen tavsiyeler doğrultusunda hemen yazarın bu kitabını da edinmiştim. April Yayınlarından çıkan “Taş Kağıt Makas” yine beğenerek okuduğum bir kitap oldu ama açıkçası “Kız Kardeşim İçin” hala favorimdir.

   Kitabın orjinal adı; Change Of Heart (Kalp Değişimi) iken yayınevinin kitaba neden bu adı verdiğini pek anlayamadım, 448 sayfalık kitap boyunca sedece bir kez anne ve kız arasında taş kağıt makas oyunu oynanıyor, o da çok önemsiz bir ayrıntı olarak verilmiş. Bence orjinal adına yakın bir isim çok daha uygun olurdu. 
   Roman çok güzel başlıyor, daha ilk sayfadan yazar yine okuyucuyu yakalıyor ve yine belirtmeliyim ki yazarın tarzı olduğunu bildiğimiz her karakterin gözünden ayrı ayrı bakılıyor olaya ve her birine söz veriliyor, böylece her birinin ne hissettiğini bilebiliyoruz ki ben buna bayılıyorum.

   Olaylar dahilinde bir ara Stephen King’in “Yeşil Yol” adlı romanından mı esinlenilmiş yoksa diye endişeye kapıldım fakat olaylar biraz daha farklı yerlere gidiyor, yazar da zaten Stephen King ve Yeşil Yol adından bahsederek hoş bir gönderme yapıyor.

   Beni sıkan tek şey; kitap boyunca olay gereği çok fazla din mevzusu olması. Zaten uzak olduğumuz Hristiyanlık, Gnostisizm, Musevilik, İsalar, Mesihler havalarda uçuşuyor, fazlaca bilgiler veriliyor. Bazen sayfalarca uzayan bu konular beni sıkmadı desem yalan olur, ama tabi yine söylüyorum kitabın konusuyla bağlantılı olduğundan anlamsızdı diyemeyiz.

   Sonuç olarak Jodi Picoult’dan yine güzel bir kitap okudum. Tavsiye ediyor muyum, şiddetle olmasa da evet. Son yıllarda çok konuşulan ve çok önemli bir konu olan organ bağışı bu kitapta yine sorgulanıyor. Ve sayın yazar biz okuyuculara soruyor; peki bunca şeyden sonra siz olsanız ne yapardınız?
Altı Çizilesi:
   Buna izin verirsem ben nasıl bir anne olurdum? Ya buna izin vermezsem ne tür bir anne olurdum?

    Bu gece onun son gecesi olabilir diye düşünerek hasta çocuğunuzla kanepede uyuyakalmak nedir bilmiyorsanız, beni yargılamayın. Onun yerine şu soruyu sorun kendinize: bunu yapar mıydınız? Sevdiğiniz birini kurtarmak anlamına gelecekse eğer, nefret ettiğiniz birine olan kininizden vazgeçer
miydiniz? Düşmanınızın son arzusunu yerine getirmek anlamına gelecekse eğer, hayallerinizin gerçek olmasına razı olur muydunuz?

7 Ekim 2012 Pazar

Hüzün Hastalığı - Kemal Sayar

HÜZÜN HASTALIĞI
KEMAL SAYAR
Timaş Yayınları
Temmuz 2012, 4. Baskı
176 Sayfa

AFD:
    Sevgili Anıl Güvel'in Twitter çekilişinden kazandığımız bir kitap, Hüzün Hastalığı. Türkiye'de psikiyatri denilince ilk akla gelen isimlerden olan Kemal Sayar'ın da ilk kitabıymış. 

    Önsöz okumayı her ne kadar sevsem de, neredeyse her baskıya ayrı önsöz yazılması (3 ayrı önsöz) bana çok fazla olmuş gibi geldi. İyi ki daha fazla baskı olmadan kitabı okudum diye düşünmeden edemedim :) 

   Kitap Kemal Sayar'ın denemelerinden oluşuyor, 5 farklı bölüme ayrılan denemelerden ikinci bölüm psikiyatriyle ilgili olduğundan ve bazen dil biraz ağırlaştığından sıkıldığım zamanlar oldu. Fakat; aslında hastalık olarak nitelendirilmemesi gereken durumların bile günümüzde nasıl kaçınılması gereken çok kötü birer hastalıkmış gibi tedavi edilmeye çalışılması, ilaç şirketlerinin kirli oyununu bir psikiyatrın yüreklice dile getirmesi gerçekten çok hoşuma gitti. 

   "Bir kayıba verdiğimiz en doğal tepki olan yas bile istenmiyor artık. Çünkü "verem olmak üretimi düşürür". Çünkü ilaçlara yeni kullanım alanları açılmalıdır." (sf: 82)

Kitapta en beğendiğim yazılar;
- Kemal Sayar'ın bir psikiyatri kongresindeki gözlemlerini anlattığı; Bâbil'in Ötesi
- Ütopyaların aslında gerçekleşmesi mümkün düşünceler olduğunu gösteren; Ütopyalara hayır!
- Okumayan toplumun değil, okuyan toplumun sessizleşmesine bir sitem olan;  Kıyılarımızdan çekilen edebiyat. Özellikle son paragrafı ve bir özellikle daha, son cümlesi mükemmeldi.

  Yeraltı Edebiyatı ile ilgilenenler için de; yeraltı edebiyatının doğuşunu, felsefesini ve efsane isimlerini anlatan bir beşinci bölüm var ki, mutlaka okunmalı.


Altı Çizilesi:
   Endişeyi bertaraf etmek için ne denli güçlü olduğumuzu göstermek zorundaydık ve bunun da çok kestirme yolu var: Sahip olmak. Hem de, olabildiğince çok şeye sahip olmak. Sahip olarak içimizdeki yurtsuzluğa bir şifa bulabilirdik. (sf:17)

   Hayat çözülmesi gereken bir sorun değildir. Her gün olabildiğince akıllıca, olabildiğince bütün ve olabildiğince duyarlılıkla yaşanması gereken bir şeydir hayat. Katlanmamız gerekn bir şeydir. Onun çözümü yoktur. (sf:47)

   Medikalizasyon alternatif bir toplumsal kontrol biçimidir. Tıp kurumları yasal ve dini kurumların yerlerini almaya başladılar. Dolayısıyla davranışı da artık onlar sınıflandırıyor. Böylece kıskanç kocaları, şişman kimseleri, alışveriş yapmaktan kendini alıkoyamayanları, tehlikeli araba kullananları ve giderek, sigara içenleri, arada bir hüzne bulanıp şiir yazanları, kendilerini anlaşılmaz metinlerle ifade edenleri tedavi edebiliriz. (sf:74)
   
   "Konuşan, yazan ve karşı çıkan insanlara ihtiyacımız var. Kendi nefislerinde Babil Kuleleri dikenlere, bütün sesleri susturup kendi sesini ilahi bir avaz gibi sunanlara karşı çıkacak insanlar ihtiyacımız var.
   Bir gün dilimizin dolanmasını istemiyorsak, şimdi güzel sözler söylemeye başlamalıyız" (sf:101)

   Edebiyat, hayallerine sadakatini yitirmemiş ve inanmış insanların uğraşıdır. Hayallerimizi yitirmek istemiyorsak, safları sıklaştırmak zorundayız. Okur ve yazar, yani o 'üç-beş kişi' birbirinin soluğunu hissedebilmeli. "Ben yaşıyorum. Ya sen?" diyebilmeliyiz birbirimize. (sf 122)

   Mataramızdaki su hep azdı dostum. Herkes bir yudum içerse yeter bu su bize. Ne de olsa hayallerimiz koca bir deniz. (sf:122)

3 Ekim 2012 Çarşamba

Patasana - Ahmet Ümit

PATASANA
AHMET ÜMİT
Everest Kitap
Ekim 2011, 39. Baskı
392 Sayfa
MRW:

   Yine bir Ahmet Ümit kitabı yazısı. Uzun övgüler ve tavsiyeler sonunda Mart ayında Bursa Tüyap Kitap Fuarı'ndan imzalı olarak alma şansına sahip olduğumuz Patasana'yı bitirmiş bulunuyorum. 

   Evet övgüleri hakkeden bir Ahmet Ümit yapıtıydı diyebilirim. Güzel bir kurgusu ve çok alışkın olmadığımız bir konusu var kitabın. Güneydoğu'da yapılan bir arkeolojik kazı sırasında yaşanan cinayetler ve bulunan tabletlerden oluşmuş bir hikaye. Konu gerçekten ilgi çekici, bilindik ve sıkıcı değil, aksine merak uyandırıcı. Özellikle Hitit Sarayı'nın Baş Yazmanı Patasana'nın hikayesi ilgi çekici ama diğer koldan giden kazı ekibinin başlarından geçenlerde merak uyandırma açısından Patasana'nın hikayesinden geri kalmıyor. 

   Kısacası kesinlikle tavsiye edebileceğim bir kitap oldu. Ahmet Ümit'in katil çerçevesine alışkın olmama rağmen suçluyu doğru tahmin edememem de kitabı sevmemi sağlayan etmenlerden biri oldu.

Patasana - Ahmet Ümit (Okur Testi)


Patasana - Ahmet Ümit
Okur Testi
İyi Eğlenceler...

2 Ekim 2012 Salı

Girişimcilik için sadece fikir üretmek yeterli mi?



   Bugünlerde herkesin bir fikri var hatta pek çoğunun birden fazla... Fikir üretmek kolay görünse de girişimci olmak isteyenler için iş bu kadar basit değildir. Tabi ki yola muhakkak bir fikirle çıkılacak. Ancak bu fikrin sağlam temeller üzerine oturtulması, plan program dahilinde sürecin kontrol altında tutularak yönetilmesi gerekir. Fikir aşamasından kurtulup gerçek bir girişimci olabilmeniz için öncelikle piyasayı ve piyasa şartlarını iyi tahlil ederek işe girişmeniz gerekmektedir yoksa sohbetlerde "zamanında bunu ben düşünmüştüm, yapsaydık şimdi çok zengin olmuştuk” muhabbetleri yapmanız kaçınılmaz olur. 

  Hedeflediğiniz işi kurarken istikrar, kararlılık ve açık fikirlilik en önemli gerekliliklerdir. Girişimci ruhunuzu destekleyecek yenilikçi bir ekip ve güvenebileceğiniz finansal desteği size verecek kişilerle çalışmanız da sizi diğer fikir sahiplerinden bir adım ileri götürecektir.


    Girişimcilik fikrinizi hayata geçirmeden önce girişimci hikayelerini öğrenmekte fayda var. Özellikle de başarılı olmuş girişim hikayelerini. Girişimcilik hakkında aklınıza takılan birçok soruya cevap bulabilmeniz için TEB KOBİ TV’yi ziyaret edebilirsiniz.
Bu bir tanıtım yazısıdır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...