SUÇ VE CEZA
Prestupleniye i Nakazaniye
Prestupleniye i Nakazaniye
FYODOR MIHAYLOVIÇ DOSTOYEVSKI
Uzun zamandır okumak istediğim klasiklerden
biriydi Suç ve Ceza. Elimin altında Oda Yayınlarından çıkan 2 ciltten oluşan
versiyonu olunca, çoktandır da okumak istediğimden bir hevesle okumaya
başladım, ve yine hayal kırıklıkları.. ?
Bir kez daha tecrübeyle
kanıtlanmış oldu. Bir eseri hakkıyla okumak istiyorsanız – ki özellikle dünya
klasiklerinden biriyse – mutlaka iyi bir yayınevinden çıkmış olan kitabı
seçmelisiniz. Yine büyük bir hata yapmış oldum yani; hele kitabın ilk
sayfaları, ilk tasvirler, aman Allahım! Bazı yerlerinde çevrilen
cümleler anlaşılmıyordu bile. Bazı çeviriler sanki Google’ın çeviri kısmından
yapılmış. Sayfalar ilerliyor tam konuya hakim oldum derken biri daha dahil
oluyor hikayeye ama nereden çıktığı belli değil, hiçbir giriş, tanıtım yok
sanki daha önceden defalarca o karakterden bahsedilmiş gibi. Yine yayınevi
azizliğine uğramama rağmen kitabın konusunu sevdim. Raskolnikov’un hikayesini
okumakta geç kalmış olduğumu fark ettim.
Oda Yayınlarından çıkan 2 ciltlik
kitabı bitirdikten yaklaşık bir ay sonra NTV yayınlarından çıkan Suç ve
Ceza’nın çizgi romanı geçti elime. (Sevgili arkadaşlarımız Sevi-Ahmet çiftine gittiğimiz bir akşam kitaplıklarından ödünç aldık.) 125 sayfalık bu çizgi roman kesinlikle çok
eğlenceli ve diğer 2 ciltlik kitaptan daha güzeldi. Resimler Raskolnikov’un
psikolojisini çok güzel anlatıyordu. Bir yerlerde rastlarsanız mutlaka okuyun
derim.
Genel olarak “Suç ve Ceza” dan
bir şeyler söylemem gerekirse; ilk önce şunu belirtmek istiyorum; bir yerde “Dostoyevski okuyanlar iki gruba
ayrılırmış; sadece okuyanlar ve anlayanlar” diye bir cümle görmüştüm. Bu eseri
elimden geldiğince anlamaya çalışarak okudum. Henüz okumayanlar için burada
konusundan açık açık bahsetmek istemiyorum ama zaten çok ünlü bir eser olduğu
ve az çok herkesin kitabın neyden bahsettiğini bildiğimden ( ki zaten adı
üstünde) bazı şeyleri yazmakta zarar görmüyorum. Yokluk içinde yaşayan
Raskolnikov paraya değer vermiyor, üstelik ne zaman eline biraz para geçse hepsini
düşünmeden kendinden daha kötü durumdaki insanlara veriyor. Yaşlı bir tefecinin
parasını almak için onu öldürüyor fakat yine çaldığı paraya dokunmuyor. Romanın
kahramanlarının ruh halini ( tabi ki özellikle Raskolnikov’un) büyük bir
ustalıkla anlatmış yazar. Evet, ortada bir suç, bir cinayet var fakat bunun
nedenleri, cinayetin öncesinde ve sonrasında Raskolnikov’un hissettikleri,
davranışları, vicdan azabı çok başarılı bir şekilde işlenmiş. Ayrıca kitabın
yazıldığı dönemin Rusya’sı da oldukça çarpıcı örneklerle yansıtılmış. Bu
başyapıt bence kesinlikle herkes tarafından okunmalı.
Kitabın Tanıtımından:
Dostoyevski Hakkında:
Roman:
(1846) İnsancıklar
(1846) Öteki
(1849) Netochka Nezvanova
(1861) Ezilmiş ve Aşağılanmışlar
(1862) Ölüler Evinden Anılar
(1864) Yeraltından Notlar
(1866) Suç ve Ceza
(1867) Kumarbaz
(1869) Budala
(1872) Ecinniler
(1875) Delikanlı
(1881) Karamazov Kardeşler
Kitabın Tanıtımından:
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski'nin SUÇ VE CEZA'sı belki de bugüne kadar yazılmış en özgün cinayet romanı. Üstelik bu türün ilk örneklerinden biri. Yalnızca yapabildiğini kanıtlamak için yaşlı, pinti bir tefeciyi acımasızca öldüren meteliksiz öğrenci Raskolnikov'un, sıcaktan kavrulan Petersburg'un dayanılmayacak kadar sıkıntılı yazında geçen hikâyesi.
Dostoyevski'nin bu romanı, çoğu zaman kendine özgü bir deliliğin ve bireysel kefaret ödemenin öyküsü olarak yorumlanır. Ama böylesi bir okuma, itkiden tamamen yoksun bir cinayetin işlevsiz toplumsal bağlamını görmezden gelmek demektir. İnanılmaz ölçüdeki zenginlikle aşırı yoksulluk arasında Raskolnikov'un baltası kadar keskin bir ayrımın olduğu dünyada, deliliğin konumunu kim belirleyebilir? St. Petersburg sokaklarını arşınlayan dinci fanatiklerle toplumca istenmeyenlerin içinde olduğu bir tımarhane haline gelmiş toplumun portresidir bu; Çarın bürokrat güruhunun kapalı kapılar ardında rüşvete, yolsuzluğa battığı; sıradan halkınsa kimsenin umurunda olmadığı bir toplumun portresi.
Ve biz, ailesine ve arkadaşlarına yabancılaşmış, yozlaşmış toplumdan makasla kesilip çıkarılmışçasına kopmuş, daha sonra polisle kedi-fare oyunu karabasanına dönüşecek olan bir Büyük Düşüncenin acısını çeken, dışlanmış, entelektüel bir katilin çılgın zihnine ve dünyasına gireriz.
Gaz-Putin kuşağının grotesk insanlarıyla dolu modern St. Petersburg'a David Zane Mairowitz tarafından cesurca ve canlı bir anlatımla uyarlanan, ressam Alain Korkos tarafından çizilen bu tersine kurgulu katil-kim polisiyesi; kendisinden hiç kuşkulanılmayan katilin kendini ihbar etmesiyle sona erer. Ama ruhu selamete erebilecek midir?
18.02.2013 tarihinde farklı sitelerde "Suç ve Ceza"nın fiyatı:
http://www.hepsiburda.com: 7,51 TL
http://www.kitapokusak.com 10,50 TL
http://www.hemenkitap.com 10,50 TL
http://www.dr.com.tr 10,99 TL
http://www.okuoku.com 11,25 TL
http://www.maxkitap.com 12,00 TL
Görsel alıntıdır. |
Nefret ettiği, ayyaş, kaba ve cimri bir doktorun oğlu olanDostoyevski, Moskova’da doğmuş ve ömür boyu gerek vücutça, gerek ruhça ıstırap çekmişti. Sık sık, şiddetli sinir nöbetleri geçirir, vicdanı onu rahat bırakmaz kendini, işlediğini sandığı cinayetlerden sorumlu tutarak, hıristiyan inancının sorunlarıyla tasalanır ve sorardı: Tanrı var mı?
Aşırı duyarlıkta, gururlu ve öfkeli, yapayalnız, yoksulluk içinde yaşadı. İlk romanı olan İnsancıklar’ın kazandığı başarıya rağmen, borçtan kurtulamadı. Düş kırıklığına uğramış, buruklaşmış olarak genç, ilerici aydınlarla ilişki kurdu. Çarlık polisince tutuklandı, ölüme mahkûm edildi, ama son dakikada bağışlanarak Sibirya’ya kürek cezasına gönderildi (1849-1854). Dönüşünde, hep hastaydı; üstelik karısının ve kardeşinin ölümüyle de çok sarsılmıştı. Alacaklılarından kaçmak için yurt dışına gitti. Gece gündüz çalışarak, en büyük başeserlerini işte o zaman yazdı. Rusya’ya dönüşünde nihayet başarıya ulaşmıştı.
Romanları, hayatının yansımasıdır: iyilikle kötülük arasında kalmış isyancı kahramanları, gerçeği ve zihin huzurunu ararlar. Dostoyevski yozlaşmış bir toplumda çılgınlık ile kinin, saflığa ve aşka kafa tuttuğu bir evren yaratmıştır.
Dostoyevski'nin Türkçe Olarak Yayınlanmış Eserleri:
Roman:
(1846) İnsancıklar
(1846) Öteki
(1849) Netochka Nezvanova
(1861) Ezilmiş ve Aşağılanmışlar
(1862) Ölüler Evinden Anılar
(1864) Yeraltından Notlar
(1866) Suç ve Ceza
(1867) Kumarbaz
(1869) Budala
(1872) Ecinniler
(1875) Delikanlı
(1881) Karamazov Kardeşler
Kısa Öyküler:
(1847) Dokuz Mektupları Romanı
(1847) Mr. Prokharçin
(1847) Ev Sahibesi
(1848) Polzunkov
(1848) Bir Yufka Yürekli
(1848) Kıskanç Koca
(1848) Namuslu Bir Hırsız
(1848) Bir Noel Ağacı Ve Düğün
(1848) Beyaz Geceler
(1857) Küçük Kahraman
(1859) Amcanın Rüyası
(1859) Stepançikovo Köyü
(1862) Tatsız Bir Olay
(1865) Timsah
(1870) Ebedi Koca
(1873) Bobok
(1876) Uysal Bir Ruh
(1876) Köylü Marey
(1876) Mesih'in Noel ağacı Boy de
(1877) Bir Adamın Düşü
(1847) Dokuz Mektupları Romanı
(1847) Mr. Prokharçin
(1847) Ev Sahibesi
(1848) Polzunkov
(1848) Bir Yufka Yürekli
(1848) Kıskanç Koca
(1848) Namuslu Bir Hırsız
(1848) Bir Noel Ağacı Ve Düğün
(1848) Beyaz Geceler
(1857) Küçük Kahraman
(1859) Amcanın Rüyası
(1859) Stepançikovo Köyü
(1862) Tatsız Bir Olay
(1865) Timsah
(1870) Ebedi Koca
(1873) Bobok
(1876) Uysal Bir Ruh
(1876) Köylü Marey
(1876) Mesih'in Noel ağacı Boy de
(1877) Bir Adamın Düşü
Kurgusal olmayan eserleri
Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları (1863)
Bir Yazarın Günlüğü (1873–1881)
Batı Çıkmazı: Puşkin Üzerine Konuşma (1975)
Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları (1863)
Bir Yazarın Günlüğü (1873–1881)
Batı Çıkmazı: Puşkin Üzerine Konuşma (1975)
burdan pek sevgili ilkokul öğretmenime saygılarımı gönderiyorum. dördüncü sınıftaydım, okumayı dört yaşında öğrenen ve okula başlayana dek pek çok kitap okuyan bi velet olduğumdan dolayı öğretmenim beni ilk günden kütüphane kolu yapıp dört sene boyunca da değiştirmedi. dördüncü sınıfta bana dedi ki; semmmazıım artık gülten dayıoğlunu falan bırak, senle klasiklere başlayalım. bak bak idealiste bak. verdi benim elime sefilleri, ağlaya zırlaya okudum ay dedim hayatın kıymetini anladım. sonra tomruk gibi suç ve cezayı tutuşturdu. sınıfa da sema arkadaşınız bi ay sonra size özetini anlatacak dedi. bi ay geçti, iki ay geçti, üç ay geçti.. ben on sayfa ilerleyemedim. internet de yok ki özetini bulup anlatayım. yok dedim, olmuyo. lise sona kadar bi daha elime dostoyevski almadım. şimdi çizgi roman halini görünce bi isyan edesim geldi. buraya da gelmiş iç dökmüş müge anlıya çıkmış gibi oldum beyaz kitaplıkcım ama valla çok öfkeliyim kendisine. beni kitap okumaktan soğuttu.
YanıtlaSil:)) İyi ki, o öğretmenle öğretim hayatınıza devam etmemişsiniz. Kesin ortaokulda ansiklopedi hatmettirirdi. Dozu iyi ayarlamak lazım. Küçük yaşlarda okuma alışkanlığını kazanıp daha hazır olmadığı kitapları eline alan, okuyamayıp yarım bırakan ve bir daha da o kitaba da eli gitmeyen çok kitapsever vardır.
SilNasıl tespitler yaptım öyle, ee bir Müge Anlı olmak kolay değil :)
Haftaya Semma'yı kitap okumaktan soğutan öğretmeni stüdyomuzda konuk edeceğiz. Bakalım öğretmeni bu olay için ne diyecek? :)
Ben lisedeyken İletişim Yayınları'ndan çıkan halini okumuştum ve hâlâ en beğendiğim kitaptır. Ölmeden önce mutlaka okunmalı. :)))
YanıtlaSilevet önerilen bir kaç güzel yayın evinden biri iletişim, ama zaten elimizde var diye alma gereği duymamıştık. şimdi iyi bir tane araştırıp seçmek gerekiyor. bu arada bence de ölmeden önce mutlaka okunmalı :)
SilBenim için de kıymetli kitaplardan Suç ve Ceza; insan psikolojisini bu kadar iyi anlatması ve neredeyse hiç açık açık bahsetmemesine rağmen Rusya'nın siyasi ve sosyal yaşamını tamamen gözler önüne sermesi Dostoyevski'nin dehasını gösteriyor adeta. Yayınevi şanssızlık olmuş maalesef ama iyi haber şu ki tekrar tekrar okunabilecek bir kitap; bir dahaki sefere başka bir yayınevinden okursunuz =)
YanıtlaSilÇizgi-romanı ise büyük heveslerle almış ancak pek de memnun kalmamıştım. Gerçi beklentilerim yanlıştı sanıyorum, ben Dostoyevski kadar etkilemesini beklemiştim beni =) Yine de NTV'nin çizgi-roman klasiklerinden soğudum bu kitapla beraber.
dediğinize tamamen katılıyorum; Rusya hakkında çizilen üstü kapalı tablo yazarın büyük başarısıdır. ve yine katılıyorum ki, kesinlikle 2. ve 3. kere okunabilecek kitaplardan biri. araştırıp iyi bir yayın evinden alacağız artık. çizgi roman benim hoşuma gitti. belki üst üste okuduğumdandır. mesela uzun uzun okumayı sevmeyenler için ideal olmuş bence, resimler de Raskolnikov'un psikolojisini başarılı bir biçimde anlatabilmişti çünkü :) yine de kitap kadar etkili değil tabi ama yine de başarılıydı.
SilHep okumak istediğim,başlayıp bir türlü sonunu getiremediğim kitap.
YanıtlaSilİlk fırsatta bırakmamacasına elime alıp okumak dileğiyle:)
Paylaşım için çok teşekkürler..
adapte olamadınız demek ki :( aslında merak uyandırıcı bence, tabi çeviri kötüyse tasvirler ve açıklamalar iç bayıcı olabiliyor.
Silİş KülTür'ün Hasan Ali Yücel serisini tavsiye ederim , bütün klasikler için, çok güzel basımlar, hem de özenli:)
YanıtlaSiliş kültürün güzel olduğunu biliyoruz ama evde olanı değerlendirmiştim malesef :( teşekkürler..
SilKötü çeviri gerçekten insanı yazardan soğuyacak hale getiriyor. Dostoyevski'yi hep İletişim Yayınları'ndan okuyorum ve memnunum. Hem kapak tasarımları da hoşuma gidiyor. :) Bu kitabı da kütüphanemde bekliyor ve okumak için sabırsızlanıyorum.
YanıtlaSililetişim aklımızda, teşekkürler :) yakın zamanda okumanız dileğiyle, bence ertelenmemeli, en azından benim kadar ertelemeyin, hem de elinizde güzel bir çevirisi mevcutken :)
SilBüyük heyecanla okumuştum harika bir kitap..
YanıtlaSilevet aynı fikirdeyim, herkesin okuması gereken bir eser.
Silbütün dostoları okudum.
YanıtlaSilen iyisi de bu tabii ki.
ama dostocu diil tolstoycuyum.
:)
Dünya Klasiklerinde Akvaryum yayınlarının üzerine tanımam.Şu ana kadar okuduğum kitaplarda hiç hayal kırıklığına uğratmadı beni.
YanıtlaSil