Dergah Yayınları
Ekim 2011, 16. Baskı
395 Sayfa
AFD:
Uzun zamandır okumak istediğim Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü Kitap Kardeşliği grubuyla birlikte Temmuz ayında okuma fırsatı buldum. Bu kitap Ahmet Hamdi Tanpınar ile de ilk tanışma kitabım oldu.
Öncelikle Ahmet Hamdi Tanpınar kitabı 1950'li yıllarda yazdığı için, Tanpınar'ın ustalıkla kullandığı kelimelerden çoğu günümüz Türkçesinde kullanılmıyor. Bu yüzden kitabı okurken bir sözlüğe ihtiyacımız oluyor. Bu sözlüğü de severek takip ettiğim Ebediyen Edebiyat blogu bizler için hazırlamış:http://ebediyenedebiyat.blogspot.com/2012/07/saatleri-ayarlama-enstitusu-ahmet-hamdi_21.html Bu sözlük yardımıyla okumak, her cümleyi tadında anlamak adına çok daha uygun.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün yıllar önce yazıldığını bilmesem, günümüz bürokrasisine çok güzel bir eleştiri getiren modern bir kitap derdim. Demek ki yıllar geçmiş ama bürokrasimizde çok fazla bir değişim olmamış. Bu yüzden Saatleri Ayarlama Enstitüsü yıllar boyunca güncelliğini koruyarak hep okunması tavsiye edilen kitaplar arasında yerini almış diye düşünüyorum.
Kitap başlar başlamaz sardı beni fakat İspirtizma (Ölülerin ruhlarıyla bazı şartlar altında haberleşmenin mümkün bulunduğuna inanan görüş ve bu maksatla yapılan tecrübeler) Cemiyeti'nden bahsedilen bölümlerde sıkılmaya başladım ta ki Halit Ayarcı ortaya çıkıp Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü hayata geçirme çabalarına başlayana dek.
Baş karakterimiz Hayri İrdal tamamen silik bir karakterdir, rüzgar ne taraftan eserse o tarafa yönelen, kendi ayaklarının üzerinde duramayan, geçmişin izlerini boynunda bir yük gibi taşıyan, en önemlisi kendi ayaklarının üzerinde duramayan bir karakterdir. Bu özelliklerin çoğu Halit Ayarcı'yla tanışmasıyla tamamen değişir. Halit Ayarcı ise inandığı her şeyi yapabilen ya da yapmış gibi gösteren ve bunu da herkese inandıran güçlü bir karakterdir. Öyle biridir ki yarım saat içinde beyazı bize siyah diye tanıtabilir ve biz de onun siyah olduğuna dair yemin edebilecek dereceye gelebiliriz.
İsmail Abi Halit Ayarcı'dan iş istiyor :)
Her edebiyatsever, doğu ve batı arasında kaldığımız dönemlerin güzel bir eleştirisi olan Saatleri Ayarlama Enstitiüsü'nün satırlarında kaybolmalı ve her dönem bize farklı duygular katacak olan Ahmet Hamdi Tanpınar'ın kalemiyle tanışmalı diyorum.
Altı Çizilesi:
Zanaatkârın yerini tüccarın alması acınacak şeydir hakikatten!
Aşkın kötü tarafı, insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde... Fakat daima ödersiniz.
Fakirlik,içimizde etrafımızda ahenk bulunmak şartıyla –ve şüphesiz muayyen bir derecesinde-zannedildiği kadar korkunç ve tahammülsüz bir şey değildir. Onun da kendine göre imtiyazları vardır. Benim çocukluğumun belli başlı imtiyazı hürriyetti.
Bu kelimeyi bugün sadece siyasi manasında kullanıyoruz. Ne yazık! Onu politikaya mahsus bir şey addedenler korkarım ki,hiç bir zaman manasını anlamayacaklardır. Politikadaki hürriyet,bir yığın hürriyetsizliğin anahtarı veya ardına kadar açık duran kapısıdır.
Meğer ki dünyanın en kıt nimeti olsun;ve tek bir insan onunla karnını doyurmak istedi mi etrafındakiler mutlak suretle aç kalsınlar. Ben bu kadar kendi zıddı ile beraber gelen ve zıtlarının altında kaybolan nesne görmedim. Kısa ömrümde yedi sekiz defa memleketimize geldiğini işittim. Evet,bir kere bile kimse bana gittiğini söylemediği halde,yedi sekiz defa geldi;ve o geldi diye biz sevincimizden,davul zurna,sokaklara fırladık.
Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz, fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?
Şu hakikati bana hayatım öğretti: İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık, yüzlerce vaziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz.
Herhangi bir şeyi mantığın dışına çıkarmamız için ona biraz dikkat etmemiz kâfidir.
İnsan talihi bu idi. Hiç kimse yıldız olarak kalamıyordu. Muhakkak hayalimizdeki yerinden inecek, herkese benzeyecekti.
Fakat ben hiçbir zaman hak diye kendime ait bir şeye inanmadım. Bütün mazlum dpğmuşlar gibi başıma gelen talihsizliğin neresinden ve ne pahasına kurtulursam kar sayardım. Mesele yalnız bir hak arayışı değildir. Daha karışıktır. Hayatımı düşündükçe - yaşım buna müsaittir- daima kendimde seyirci hâletiruhiyesinin hakim olduğunu gördüm. Başkalarının halini, tavırlarını görmek, onlar üzerine düşünmek, bana kendi vaziyetimi daima unutturdu.
İşler bizden sonra dünyaya gelmişlerdir. İşleri onları görecek adamlar icat eder.
Kitabın Tanıtımından:
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiiri sembolist bir ifade üzerine kurulmuştur. Aynı anlatım tarzı romanlarına da zaman zaman sirayet eder. Ancak muhteva açısından metafizik eğilimleri ile estetik endişelerini şiire ayırdığı halde, sosyal temalar için nesri seçmiştir. Romanları, zengin hayat hikayesinden taşarak Türkiye meselelerine kendine has yorumlar getirir. Medeniyet değiştirme girişimlerinin insanımızı soktuğu çıkmazları araştırırken yaptığı tahliller, insanımız ve toplum yapımız açısından dikkate değer hükümler taşır. "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" toplumumuzun bu değişme süreci içindeki durumunu, fertten yola çıkarak topluma varan bir teknikle anlatıyor.
17 Eylül 2013 tarihinde "Saatleri Ayarlama Enstitüsü"nü en uygun fiyatla satan kitap satış siteleri:
OkuOku 13,68 TL
HepsiBurada 13,95 TL
D&R 13,99 TL
MaxKitap 15,20 TL
İlkNokta 15,20 TL
Ahmet Hamdi Tanpınar Hakkında:
forumdas.net |
23 Haziran 1901 tarihinde İstanbul'da doğdu. İstanbul'da Ravaz-i Maarif İbtidaisi'nde, Sinop ve Siirt rüşdiyelerinde, Vefa, Kerkük ve Antalya sultanilerinde öğrenim gördü. Baytar Mekteb'ne girdi. Bu okulu bırakarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne başladı. 1923 yılında mezun oldu. Erzurum, Konya ve Ankara liseleriyle, Gazi Eğitim Enstitüsü ve Güzel Sanatlar Akademisi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı, aynı akademide estetik ve sanat tarihi dersleri verdi (1932 - 1939). 1939 yılında İstanbul Üniversitesi'ne Yeni Türk Edebiyatı Profesörü olarak atandı. Maraş Milletvekili olarak 1942-1946 yıllarında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bulundu. Bir süre Milli Eğitim Müfettişliği yaptıktan ve Güzel Sanatlar Akademisinde eski görevinde çalıştıktan sonra 1949 yılında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne yeniden döndü ve bu görevde iken 24 Ocak 1962 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
Kaynak: Biyografi.net
Ahmet Hamdi Tanpınar Kitapları:
Roman
Huzur (1949)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1962)
Sahnenin Dışındakiler (1973)
Mahur Beste (1975)
Aydaki Kadın (1986)
Ayna (1950)
Şiir
Şiirler (1961)
Deneme
Beş Şehir (1946)
Yahya Kemal (1962)
Edebiyat Üzerine Makaleler (1969) (ölümünden sonra derlenmiştir)
Yaşadığım Gibi (1970) (ölümünden sonra derlenmiştir)
İnceleme
XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi (1949, 1966, 1967)
Hikâye
Abdullah Efendinin Rüyaları (1943)
Yaz Yağmuru (1955)
Hikâyeler (yazarın ölümünden sonra derlenmiş olan bu kitap, iki kitabındaki hiikâyelerin yanı sıra daha önce kitaplaşmamış hikâyeleri de içermektedir)
Kaynak: Wikipedia
Yazının tamamını okumak için sonra döneceğim de o saatleri ayarlayan kuzu tam ısırmalık:)
YanıtlaSil:))
SilTakipçisinde hem kitap okuma hem de çocuk sahibi olma hevesi uyandıran yegane blog; Beyazkitaplık :)
YanıtlaSilOğlunuzun ilginç bir fotoğraf albümünün olacağı kesin :)
Kitabı geçtiğimiz aylarda almıştım ama henüz okuyamadım, yazıldığı dönem itibariyle ilginç bir tecrübe olacağını düşünüyorum...
Ailecek bol kitaplı günler dilerim...
Teşekkürler Filiz Hanım. Minik Eylül'ün de aynı etkiyi bıraktığına emin olabilirsiniz.
YanıtlaSilKitaplarla beraber güzel bir albümü olacak inşallah :)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü gerçekten çok güzel bir tecrübe olacaktır, ben de en yakın zamanda Beş Şehir ve Huzur'u okumak istiyorum.
Sizlere de keyifli okumalarınız olacağı güzel günler dileriz.