9 Ocak 2013 Çarşamba

Şeker Portakalı'ndaki Müstehcen Kelimeler

ŞEKER PORTAKALI
O Meu Pé de Laranja Lima
JOSE MAURO de VASCONCELOS
Çevirmen: Aydın EMEÇ
Can Yayınları
1996, 26.Baskı
208 Sayfa



AFD:
   Hepiniz biliyorsunuzdur, bir veli 7. sınıfa giden öğrencisine Şeker Portakalı'nı okutan, Türkçe öğretmeni hakkında soruşturma açılmasını istedi.

   Veli "kitabı okuduğunu ve şok olduğunu belirterek kitabın Türk örf ve ananelerine aykırı müstehcen içeriğe sahip olduğunu, içinde birçok argo sözcük ve küfür içerdiğini" söylemiş.

    İl Milli Eğitim Müdürlüğü de görevini yaparak!!!  şikayet dilekçesi verilmesi üzerine, 5 kişilik komisyon heyeti oluşturdu. 3 Aralık'ta toplanan Komisyon Milli Eğitim Bakanlığı'nın onayıyla yıllardır liselerde okutulan kitabın bazı sayfalarının "ahlaki olmayan" bölümler içerdiğine karar vererek, Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurdu.

    Haydi veli sorunlu bir insan anladık, İl Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanları da bir yanlışlık yapıp 100 temel eser arasında bulunan bir kitap için öğretmene soruşturma açtı. Peki pek sayın İzmir İl Milli Eğitim Müdürü, bu nasıl bir açıklama böyle;


   "Kitabı okumadım ama vallahi bir gencin çok da bilmesi gereken önemli bir konu değil diye düşünüyorum." 

   Kitabı okumadan nereden, nerenden anlıyorsun? Nasıl bir ermişsin sen öyle...

   Milli Eğitim Bakanı'mızın olanlar üzerine yaptığı açıklamanın içinden elle tutulur tek cümle: ""Şeker Portakalı" ve "Fareler ve İnsanlar" ile ilgili sansüre ilişkin bir işlemin söz konusu olmadığı".

 Bence çok yetersiz, bu kitaplar hakkında soruşturma açan personelin görevlerini neden yanlış yaptıklarının sorulması, Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanlarının Milli Eğitim Bakanlığı'nın belirlediği 100 Temel Eseri bilmemesinin kabul görülemeyecek bir yanlış olduğunu söylemesi gerekirdi.

   Bu saçmalıklar üzerine biraz geç de olsa çocukluğumda okuyamadığım Şeker Portakalı'nı okudum. Bu ayarsız zihinlerin neyi müstehcen bulduğunu anlamak istedim. 

    Çok uğraştım içinde müstehcen bir şeyler bulmak için. Hatta kendimi öyle koşullandırmışım ki; Portuga'nın Zeze'ye yaklaşımından şüphelendim, "bu adam ne yapmaya çalışıyor acaba?" dedim. İşte insanın içine fesatlık tohumunu ekersen böyle herşeyi kötüye yorar. İçteki fesatlığın dışa vurumu... 

   Kitapta iki tane küfür geçiyor bunları da müstehcen!!! çocuk Zeze söylüyor. Fakat Zeze bunları da söylüyor;

"Ne dedin?"
"Onun bunun çocuğu, şey çocuğu kadar kötü mü... Öbür çocuk kadar?"
"Aşağı yukarı aynı şey."
"Peki bir daha söylemem."

Görmek isteyene... 


Başka hangi "ahlaki olmayan" kelimeler varmış bakalım;
  Lanet, Şeytan, Çatlak, Domuz, Ödlek, Cadaloz, Bok ve Kıç (Kıç'a da Kaide ya da Popo denildiğini öğreniyor Müstehcen!!! Çocuk Zeze)

    Başka ne var; Ebemkuşağı bu sizin anladığınız şekilde bir şey değil, Google Amca'nıza sorun göstersin.

   Bir de Totoca var; bu da sizin totonuzdan anladığınız gibi bir şey değil. Zeze'nin abisinin ismi. Örnekle açıklayayım; futbolcu Kaka var ya, onun gibi... Anlayabildiniz mi ki? Gerçi siz okumadan anlıyordunuz değil mi?

   Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda bu kelimelerden çok daha müstehcenlerini, benim bu yaşıma kadar duymadığım geniş bir yelpazeyi sunuyorsunuz bize.... Bizi sizden kim koruyacak...

    Geçelim artık bunları, Şeker Portakalı'nı beğendim mi? Tek kelimeyle pişmanım. Şeker Portakalı'nı bu kadar geç okuduğum için. Bu kadar güzel bir hikaye olabilir mi? Zeze'yi alıp sarasım, kollayasım, Portuga'sı olasım geldi. Koskaca adamın gözlerini doldurdun ya Zeze...

    Belki çocukken tanışamadım Zeze'yle ama, şimdiden itibaren Zeze benim en büyük kahramanım. Bilinçli bir veli olarak da çocuğumuza kesinlikle okutacağım bir kitap olacak Şeker Portakal'ı.

     Çünkü Zeze onların anladığu gibi "Müstehcen" bir karakter değil, aksine; boyamadığı ayakkabıya ödenen ücreti almayan, okula yiyecek bir şey getiremediği için üzülen öğretmeninin verdiği böreği kendinden daha aç olduğu düşüncesiyle bir başka arkadaşıyla paylaşan, onurlu ve gururlu bir çocuk Zeze...

   Son olarak bu aptal tartışmaları ortaya atan akıllı! insanlara bir kez daha teşekkür ediyorum. Şeker Portakalı ve Fareler ve İnsanlar'ı gündeme getirdiğiniz için. Şu an çok satan listelelerinde Şeker Portakalı'nı görüyoruz. (Haftanın çok satan kitapları listesi) Sayenizde teşekkürler... 

    Siz kitapları müstehcen bulsanız, hatta yasaklasanız ne olur ki; sizin yüce! beyninizden çok daha açık fikirli beyinlere sahip anneler, babalar, veliler oldukça bu yasaklar sizi bağlar bizi değil...

 Yazarlarımız bu konu hakkında neler söylemiş:







Altı Çizilesi:
   "Kimseden hiçbir şey beklemiyorum, böylece hayal kırıklığına da uğramıyorum."

  "Totoca ve ben çantalarımızı omuzumuza asıyorduk. İçinde kitaplarımız, defterlerimiz; bir de kalemlerimiz vardı yalnızca. Kahvaltılık bir şey söz konusu değildi; öbür çocuklar içindi bu!"

  "Evdeki yoksulluk o dereceydi ki, insan erkenden hiçbir şeyi çarçur etmemeyi öğreniyordu. Her şey parayla ve pahalıydı."

  "Biz iki dostuz, değil mi? Erkek erkeğe konuşacağız şimdi: Seninle bazı şeyleri görüşmek arasıra tüylerimi ürpertse bile yapacağım bunu. Kabul, haklısın; ama sanırım ablana sövmemen gerekirdi. Hem biliyor musun, ne olursa olsun sövmemelisin!"
"Ama ben küçüğüm. Öcümü almak için tek yolum bu."
"Söylediğinin ne anlama geldiğini biliyor musun?"
Başımla evetledim.
"Öyleyse sövmemelisin, sövmemen gerekir."
Bir sessizlik oldu.
"Portuga!"
"Hımm."
"Sövmemi sevmiyorsun değil mi?"
"Hiç sevmiyorum."
"Ölmezsem, bir daha sövmeyeceğime söz veriyorum öyleyse."

   "Ne diyorsun sen, küçük; babanı mı öldüreceksin?"
   "Evet, yapacağım bunu. Başladım bile. Öldürmek, Buck Jones'un tabancasını alıp güm diye patlatmak değil! Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... Ve bir gün büsbütün ölecek""

   "Her şeyi severim. Evde yiyecek bir şey bulduğumuzda sevmeyi öğrendik."

   "Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi." 


Kitabın Tanıtımından:
   Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelosun başyapıtı Şeker Portakalı, "günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü"dür. Çok yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, dokuz yaşında yüzme öğrenirken bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayalini kuran Vasconcelosun çocukluğundan derin izler taşıyan Şeker Portakalı, yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zezenin başından geçenleri anlatır. Vasconcelos, tam on iki günde yazdığı bu romanı "yirmi yıldan fazla bir zaman yüreğinde taşıdığını" söyler.

   Aydın Emeçin, güzel Türkçesiyle dilimize armağan ettiği Şeker Portakalının başkahramanı Zezenin büyüdükçe yaşadığı serüvenleri, yazarın Güneşi Uyandıralım ve Delifişek adlı romanlarında izleyebilirsiniz.

09.01.2013 tarihinde farklı sitelerde "Şeker Portakalı"nın fiyatı:

Jose Mauro de Vasconcelos Hakkında: Brezilyalı ünlü yazar Jose Mauro de Vasconcelos, 1920'de Rio de Janeiro yakınlarında, Bangu'da doğdu. Çok yoksul olan ailesi, onu Natal kasabasındaki amcasının yanına yolladı. Orada dokuz yaşındayken Potengi Irmağında yüzmeyi öğrendi ve hep günün birinde yüzme şampiyonu olmanın hayalini kurdu. Liseyi Natal'de bitirdikten sonra iki yıl tıp öğrenimi gördü. Öğrenimini yarıda bırakıp yeni hayaller peşinde Rio de Janeiro'ya döndü. İlk işi, hafif siklet boks antrenörlüğü oldu. Yaşamı boyunca çeşitli işlerde çalıştı, bu onun yazarlığına büyük katkılar sağladı. İlk kitabı "Yaban Muzu" 1940'ta yayımlandı. 1945'te yayımlanan "Beyaz Toprak" adlı romanı çok beğenildi. Daha sonra "Evden Uzakta" (1949) ve "Kırmızı Papağan" (1953) romanlarını yazdı. "Kayığım Rosinha" (1961) ile ününün doruğuna çıktı. En ünlü kitabı "Şeker Portakalı" (1968) on iki günde yazılmıştı. "Ama onu yirmi yıldan fazla yüreğimde taşıdım," der yazar. Bu kitaptaki küçük Zeze'nin serüvenleri "Güneşi Uyandıralım" (1974) ve "Delifişek" (1963) adlı romanlarında sürer. Bu ünlü yazar 1988'de öldü.

Jose Mauro de Vasconcelos Kitapları:
Şeker Portakalı
Güneşi Uyandıralım
Çıplak Sokak
Delifişek
Hayatın O Güzel Şarkısı 
Japon Sarayı
Kardeşim Rüzgar, Kardeşim Deniz
Kayığım Rosinha
Kırmızı Papağan
Kristal Yelkenli
Yaban Muzu
Pissy'nin Öyküsü

68 yorum:

  1. Okumayı sevdiren, okuyanın içine işleyen kitaplardandır Şeker Portakalı.
    Çocuklarım adına üzgünüm ve kınıyorum bu zihniyeti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şeker Portakalı'ndan çekin pis ellerinizi...

      Sil
  2. Ne büyük kepazelik değil mi?
    Seker Portakalı'nı sevdiyseniz, Zeze'ye ne olduğunu merak ediyorsanız, Can Yayınları'ndan "Güneşi Uyandıralım"ı da okumalısınız. Öykünün devamı o romanda :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sırada Güneşi Uyandıralım ve Delifişek var teşekkürler.

      Sil
  3. Ahmet Ümit ne güzel söylemiş. Her şeyde cinsellik aramak pek hayra alamet değil. Sözün özü bu işte. Bu zihniyetlerle çocuklarımız ne kadar ilerleyebilecekler? Çıldırmamak elde değil.

    YanıtlaSil
  4. Tek kelime ile muhteşem bir yazı olmuş sana sonsuz katılıyorum.!

    KİTABIMA DOKUNMA!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Dokundurtmayız kitaplarımıza...

      Sil
  5. Şikayette bulunan veli çocuklarının her anını her kitabını takip edebiliyor mu acaba? Bir evde internet varsa her şeyi takip etmek ne kadar mümkün. Çocuğun tepesinde mi dikiliyorlar acaba.
    Şeker portalakalını da Fareler ve insanlarıda lise döneminde okumuştum. Aradan yıllar geçsede aklımda kalan müstehcen bir şey yoktu. Aynı dönem safiye sultan serisini de okumuştum. Müstehcen sahnener gayette akılda kalmış. Ha belirtmeden edemeyeceğim Safiye sultanlar babamın kitaplığından. Veliden veliye fark varmış demek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her anını takip etse bile Şeker Portakalı'nda zararlı birşey yok ki zaten. Küçükken o veliyi takip etselermiş keşke biraz :))

      Sil
  6. Süpersin. Bunu nasıl atlamışım. Hiç haberim yoktu. Hemen tanıdığım tüm çocuklara bu kitabı alasım geldi. İnanamadım.. Bu zihniyet daha neler yapabilir sorusuna bu derece hızlı yanıt almak komik mi, acınası mı bilemiyorum. Ben Şeker Portakalını çocukken okudum ama aklımda o küfürler kalmamış. Kardeşim Rüzgar, Kardeşim Deniz ve Güneşi Uyandıralımı da yine çocukken okudum. Ne ailem bunları bana alırken nede ben okurken rahatsız olmadım. Onların benim yada diğer çocuklar adına endişelenmeleri ilginç. Gerek yok beyler bu endişelere, tecrübeyle sabit. Bu cümleler adamı ahlaksız yapmıyor, beni yapmadı diyesi geliyor insanın. Sonra Yılmaz Özdilin geçenlerde Fareler ve İnsanlar köşe yazısındaki gibi olacak.... Fareye soracaklar.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten küfürleri içinden cımbızla seçmek gerekiyor. Ben müstehcen olabilecek kelimeleri bulmak adına okumaya başladığım için fark edebildim.
      Yılmaz Özdil'in yazısı da gerçekten çok güzeldi.

      Sil
  7. Harika bir yazi olmus tebrik ederim. Ben de onceki gun hic birakmadan bir gecede okudum kitabi.. Kitap tam da o yastaki genclere okutulmasi gerekiyor. 5 yasindaki bir cocugun icinde kocaman bir yuregin nasil var olabilecegini gosteren, rehber gibi bir kitap neredeyse... Tum bu sorunlara yol acan zihniyetleri kiniyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sizin gibi bir çırpıda okudum bu güzel kitabı.Bizler çocuklarımıza rehber diye okutacağız da, o veli gibi zihniyete sahip çocuklar ne yapacak :((

      Sil
  8. ben de okumamıştım ama şimdi alıp okuyacağım.

    sansüre her zaman hayır!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dikkat edin Zeze ahlakınızı bozmasın :)))

      Sil
  9. Emeğinize sağlık harika bir yazı olmuş, bu zihniyeti anlamıyorum acaba çocuğu ile gerçekten ilgileniyor mu ? yaptığı her hareketine, her davranışına hiç zannetmiyorum..
    İKi kitabı alıp tüm çocuklara dağıtasım var o derece !!..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendisinin çocuğunun yanında izlediği haberler ne kadar terbiyelidir acaba?
      Bundan sonra her çocuğa hediyemiz Şeker Portakal'ı olacak.

      Sil
  10. Fareler ve İnsanlar'da ahlaksızlık diz boyu. Sömürü var, emeğin hor görülmesi var, toprak ağalarının diktası var. Ama anlayan yok!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okumadan anlayanlar var nasılsa, biz okuyoruz da yine de göremiyoruz...

      Sil
  11. oldukça müstehcenmiş.
    çocuklar bunu okumasın ama kurtlar vadisinde insanların asıldığını, parmaklarının kesildiğini izleyebilirler.
    sorun değil..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kurtlar Vadisi, haberler ve magazin programlarına lütfen laf etmeyelim. Hiçbiri Zeze kadar ahlaksız!!! olamaz.

      Sil
  12. Çok güzel bir yazı olmuş. Ben de daha kitabı okuyamayanlardanım ve merak ediyordum neymiş bu müstehcenlik diye iyi oldu bu inceleme. Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aman dikkat, dışarıda filan okumayın ahlaksızlıktan içeri alabilirler. :)

      Sil
  13. Çok çok çok güzel bir yazıydı. Nasıl yorumlamak istiyorlarsa öyle yorumluyorlar işte. 80li yıllarda İstanbul'da küçük bir semtte yaşayan biri olarak farkediyorum ki eskiden İnsanlar sanata, kültüre daha düşkündü, zar zor Kadıköye gider, sinema tiyatro izler, mahallemize Kadıköy'den gezici kütüphane gelirdi. Sanattan, kültürden ne kadar kopuk bir millet olduk, normali ileriye gitmektir, biz geriye doğru gidiyoruz bazı konularda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyükşehirde olmak, çok para kazanmak, üst düzey yerlerde olmak almıyor maalesef cahilliği... Keşke bu zavallı beyinler, yaşadığı yerden dolayı cahil diye hor görülen, Vakıfbank reklamında oynayan baba kadar bilinçli olabilseler...

      Sil
  14. Söylenecek her şeyi, söylenmesi gereken dozda dile getirmişsiniz, tebrik ediyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiz.
      Söyledik de tabii ki anlayana...

      Sil
  15. Onceki senelerde bir veli de aynen bu sekilde bizim okula gelip Turkce ogretmenini sikayet etmisti bana. Cocugunun sinif ogretmeniyim diye bana sikayet ediyor. ben de veliye seker portakalinin diger serilerini de okumasini tavsiye edip, yatistirip sorunu hallettik. Aslinda kitaplardan once aile icinde,en kotu ihtimalle zaten tvlerde duymuyorlar mi daha beter kufurleri. hem dediginiz gibi mustehcem bir sey goremedim. ben de 4-5 sene once okumustum. cok guzel bir kitap, devamlari da cok guzel.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin veliniz yine doğruyu anlayabilmiş. Tabii ki duyuyorlar, önemli olan duymamaları değil, doğruyu yanlışı fark etmeleri bence.

      Sil
    2. Evet haklisiniz kesinlikle..

      Sil
  16. çocukluk kahramanımdır zeze benim sonrasında okuduğum şeker portakalının devamı olan Güneşi uyandıralım ve Delifişek de beni çok etkilemiştir.... kendini bilmez aklı başka yerlerde olan insanların anlayamayacağı kadar güzeldir üstelik!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah bir okumaya çalışsalar, belki güzellikleri görebilirler. Ama onlar okumadan anlıyor, onu da yanlış anlıyor.

      Sil
  17. çok fenayız ya zaten okumuyoruz bir de bunlarla uğraşmak ne kadar kötü değil mi, bu tartışma beni resmen altüst etti herkese fazlasıyla çemkirdirm o günler:((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle çok kötü. Bu tür insanlara çemkirsek de boş.

      Sil
  18. çok güzel anlatmışsın...bilmeyen de öğrensin böylece...ben de yazdım bu konuda görüşlerimi..isteyen istediğini yapsın.bazı şeyleri söküp atmak o kadar kolay değil..sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle bilinçli bireyler olduktan sonra, boş konuşanlar sadece konuştuğuyla kalacaktır...

      Sil
  19. Son zamanlarda tv dizilerinde sı..mak kelimesine rastlamaya başladım.Bu kelime sansür kurallarına takılmıyorsa sadece edebiyata sansür var demektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dizilerde neler neler var, işte nasıl bir beyinse sadece kitaplarda görmek istiyorlar.

      Sil
  20. Kitaplara sıra gelinceye kadar o kadar çok sansürlenecek şey var ki, mesela mafya dizileri, töre cinayetini konu alan diziler bu tür şeyleri sansürleyin. Kitaplar da sansürlenecek bir şey yok. Örümcek zihniyettekiler sansürlensin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Örümcek zihniyetler ağlarını örüyor maalesef :(

      Sil
  21. Hani derler ya nereden baktığına bağlı diye.Aynen o hesap,insandaki göz güzellikleri görmekten aciz ise sadece art niyete dayalı ise normaldir bu.Şeker Portaklı gibi bir kitaba bunu da yakıştırdılar ya helal olsun diyorum başka birşey demiyorum.Bütün dünyada kült olmuş bu denli güzel bir romana nerelerinden bakıyorlar anlamıyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle nereden bakıldığına ve ne görmek istediğine bağlı.

      Sil
  22. sevgili Beyaz Kitaplık,
    bu post için sana kişisel olarak teşekkür etmek istiyorum.Bu aslında bir çoklarımız için yazısız bir görev.Her yerde cahilliğinden asla gocunmayan insanlar var ama sorun burada o insanların belirli bir mevkide bulunup,söz söyleme , müdahele etme haklarının bulunuyor olması! Ben de geçen yıl bir çok öğrencime Şeker Portakalı'nı aldırdım.hala bunları tartışıyor olmak olabildiğine komik!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öğrencilerimizn sizin gibi yol gösterici öğretmenleri olduğu sürece bizim çocuklarımız da Zeze'yle tanışıp Zeze'yle büyüyebilecektir.

      Sil
  23. Bu saçma sapan haberi duyduğumdan bu yana o kadar berbat hissediyordum ki... Kendilerince bir halt ettiğini sanarken, pek ahlaklı devlet yetkililerimiz, bir çok insanın da Zeze'yle tanışmasını sağladı ya bu bile güzel... Geri kalanı siz zaten söylemişsiniz, teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle ben de çok teşekkür ediyorum onlara sayelerinde Şeker Portakalı en çok okunanlar arasında.

      Sil
  24. Harika bir yazı olmuş, elinize sağlık. Orta 1. sınıfta edebiyat öğretmenimizin okuttuğu bu kitapta neyin müstehcen bulunmuş olabileceği kaç gündür kafamı kurcalıyordu, sayenizde meraktan kurtuldum:) Trajikomik bir olay gerçekten. Gerçi her şeyde bir hayır vardır derler yani Şeker Portakalı'nın çok satanlarda bir numara olmasına sevindim:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler..
      Okurken ne niyette olduğumuz önemli, olaya onların gözünden bakayım ne bulurum dedim de öyle çıktı bu kelimeler. Yoksa kitabın gidişatı içinde fark edilemeyecek kelimeler bunlar.

      Sil
  25. Bu konuda o kadar doluyum ki, kelimeleri nasıl sığdırsam da yazsam bilemedim... Etrafımda okumayan kişileri belirleyip, sipariş ettim.Okumayanlara bir nebzede olsu katkımız olsun.Şeker Portakalı, Fareler ve İnsanlar'dan sonra Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler'e de sansür geldi.Haberiniz var mı? Yedi küçük adamın yanında ne işi var? Şüphesiyle sansüre takılanlarda yer alıyor.Zaten çok okuyan (!) bir milletiz, durmak yok, yola devam.Ne diyeyim ki...

    Harika örnekler vermişsiniz, sizi kutlarım.Başka bir blog arkadaş vasıtasıyla 2013 yılını, Sansürlenmiş Kitapları Okuma olarak bir şeyler yapılacak.Sizin de desteğinizle, güzel şeyler olur diye düşünüyorum.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her çocuğa Şeker Portakalı okutmak görevimiz oldu.

      Pamuk Prenses konusu espri diye biliyordum yoksa yanlış mı biliyorum? :)

      Hanife Hanım'ın blogu değil mi? Tam destek bizden. Link de verelim: http://hanifedikbiyik.blogspot.com/2013/01/2013-yasakl-kitaplar-okuma-yl-olsun.html

      Sevgiler...

      Sil
    2. Artık bu konuya ne kadar kaptırmışım siz düşünün.Tabii biraz düşünürsek, benzeri örnekleri çoğaltmak mümkün.:)) Evet, Hanife'nin blogu.Teşekkür ederim.

      Sil
  26. Süper bir yazı olmuş... Ayakta alkışlıyorum sizi ellerinize yüreğinize sağlık. Ben de duyduğumda öyle sinirlendim ki. Halbu ki o müstehcen dedikleri şeylerin daha beterini yapıyor o çok namuslu geçinen aileler. Annem sınıf öğretmeni; daha birinci sınıf öğrencisi gelip anneme sorabiliyor öğretmenim bu ne diye ama sözde ailesi çok dindar kesimden ama ortalığa porno dergilerini ya da gece cocuğun yanında.. Neyse efendim herkes biliyor neyin ne olduğunu. Amaç yine konuları başka yerlere saptırmak. Olsun güzel bi işe parmak basmışlar sonuçta kitap çok satanlar listesine girmiş bile:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler...

      Zaten içinde kötülük olmayan insanlar Şeker Portakalı'nda müstehcenlik bulamaz. Nasıl bir kafa yapısındalarsa her olayı farklı gözle görebiliyorlar.

      Sil
  27. işteeee bu konu da cem yılmazlık.
    :)
    ama cem yılmaz kitap okumazmış.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))
      Bence bu tartışmalardan sonra okumuştur, güzel malzeme çıkar :)

      Sil
  28. İlk fırsatta alıp okumalıyım :)

    YanıtlaSil
  29. ben çocukken her iki kitabı da okumuştum.dünyayı il milli eğitim müdürü ve benzerlerinden farklı algılamamın nedenini daha iyi anladım.

    YanıtlaSil
  30. Son günlerde bu kitapla ilgili Türkiyeden bir çok şey duyuyorum, hatta bir dizi de bile bu kitapın yasaklanması konusuna değildi.
    En kısa zamanda alıp okumağa çalışıcam, bakalım neden bu kadar rahatsızlık yapmış.

    Oysa ki, yazdıklarınızdan çok güzel bir kitap olduğu belli.

    YanıtlaSil
  31. şeker portakal dünyadaki en güzel kitap

    YanıtlaSil
  32. Şeker Portakalı'nı çok net hatırlayamıyorum ancak Fareler ve İnsanlar'ı geçen günlerde bitirdim kesinlikle okunması gereken kitaplar bunlar . Bunu şikayet eden velinin zihniyetini , şikayet etme amacını ve kitapların çocuklara kötü şeyler öğrettiği düşüncesini anlayamıyorum .Kitabı öneren öğretmene güvenmeyip didik didik arayıp böyle bir çıkarım yapması da cabası .

    YanıtlaSil
  33. şeker portakalını okumam gerekiyor yarına kitap sınavımız var.Arkadaşım içinde küfür geçtiğini söyledi bende googleye yazıyım dedim

    YanıtlaSil
  34. Bir kitabı sırf beğenmedikleri için yasaklıyorlar. Bence doğru değil. Biri beğenmez başkası beğenir. İnsanlar istedikleri kitapları okumakta özgürdür. Yasak kaldırıldı. Ben de 1 ay önce okudum ve çok beğendim. Demedim mi?!

    YanıtlaSil
  35. Bence yasak çok ama çok saçma.Çünkü kitap aşırı derecede güzel ve ben şimdi bu kitabı okuyorum ve çok beğendim.Zeze beni benden aldı doğrusu okurken.Ben hiç bu kadar saçma ve gereksiz bir şikayet görmemiştim doğrusu.Pes bizim milletimize daha ne diyeyim...?!

    YanıtlaSil
  36. Bende bunu çocukken okudum ama bana kötü bir ornek olmadi.şeker portakali kitabinin cocuguna kötü ornek olcagini düşünüyorsa her zman çocuğunu takip etsin oradan ogrenmese bile dışaridan televizyondan gunumuz dizilerinin hepsinde +18 var neden onlara bise demiyorlar ve zaten 4 sinifa giden cocuklarin hepsi biliyor bu kelimeleri

    YanıtlaSil