AYLAK ADAM
YUSUF KREDİ YAYINLARI
Yapı Kredi Yayınları
Mayıs 2011, 23.Basım
158 Sayfa
Yapı Kredi Yayınları
Mayıs 2011, 23.Basım
158 Sayfa
AFD:
Bence insanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. Doğar doğmaz, o bilmeden başkaları veriyor. Ama yapışıp kalıyor ona. Onsuz olamıyor. (sf: 61) diye düşünen karakterin bir isme sahip olması ne kadar mümkündür ki? Yok, karakterimizin bir ismi yok, sadece "C" diye biliyoruz onu. Peki bu "C" ne yapar? Necidir? Bu sorulara cevabı: "Aylakım ben" "Aylaklık dünyanın en zor işi" oluyor.
Bir işi, hatta ismi bile olmayan bir karakterin romanı Aylak Adam. İşi yok derken bizim kalıplarımıza göre bir işi yok, oysa o; kimsenin görmediği, farketmediği ayrıntılar üzerine kafa yoran (sokaklara isimlerinin neden verildiğini düşünmek gibi), diğer insanların bu tekdüze hayatta nasıl varolduklarını her an sorgulayan ve gerçek, saf aşkı arayan bir "aylak".
Bir işi, hatta ismi bile olmayan bir karakterin romanı Aylak Adam. İşi yok derken bizim kalıplarımıza göre bir işi yok, oysa o; kimsenin görmediği, farketmediği ayrıntılar üzerine kafa yoran (sokaklara isimlerinin neden verildiğini düşünmek gibi), diğer insanların bu tekdüze hayatta nasıl varolduklarını her an sorgulayan ve gerçek, saf aşkı arayan bir "aylak".
Biliyorum sizi. Küçük sürtünmelerle yetinirsiniz. Büyüklerinden
korkarsınız. Akşamları elinizde pakatlerle dönersiniz. Sizi bekleyenler
vardır. Rahatsınız. Hem ne kolay rahatlıyorsunuz. İçinizde boşluklar
yok. Neden ben de sizin gibi olamıyorum? Bir ben miyim düşünen? Bir ben
miyim yalnız? (sf:39)
Babasından kalan evlerin kirasıyla geçinen, paraya değer vermeyen, yalnız "C" için hayat aslında iki kişiliktir. Sürekli bu ikinci kişiyi arıyor, yollarda, tramvayda, vapurda... Bazen bulduğunu sanıyor ve onun için günlerce kahve köşelerinde pinekleyebiliyor. Çok yakınlaşırken aradığına, aslında bulduğunun da; sıradan, "diğer insanlar ne der acaba" diye düşünen, "hayat sadece iki kişiliktir" düşüncesine uymayan bir insan olduğunu görüp, tekrar yollara düşüyor, aramak için... Acaba onu bulabilecek mi?
"Olanla yetinerek, aramadan, düşünmeden yaşanılsın diye yaratılmış bir dünyada yalnızdı." (s.156)
Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan "Aylak Adamı mutlaka okunmalı, " "Aylak Adam"ı çok sevdim yok mu bunun gibi karakterler?" diyenler içinde Sabahattin Ali'nin "Kürk Mantolu Madonna"sı ve Oğuz Atay'ın "Tutunamayanlar"ı ideal olacaktır.
Altı Çizilesi:
Kitapta çok güzel tespitler, altı çizilecek mükemmel cümleler var. İşte bunlardan bazıları...
Ne yamansınız dökme kalıplarınızla; bir şeyi onlara uydurmadan rahat edemezsiniz. (sf:10)
Yoksa her şey ben olmadığım zaman, benim olmadığım yerlerde mi oluyordu? (sf:11)
Biriniz gitse 'İki Öksüzler Sokağı'nın resmini yapsa ne olur? Hem sokağı, hem dirsekteki 'Ah'ı, hem iki öksüzü bize anlatacak sizler değilmisiniz? Ama çıkamazsınız burdan. Çekinirsiniz. Ya soğuktan, ya sıcaktan, ya da sokağın önüne sehpayı kurduğunuz zaman insanların alayından korkarsınız. Oysa bir başlasanız alışacak hepsi; bir gün yaptığınız resma merakla bakan bir haylaz oğlandan başka kimse görmeyecek sizi. Çekinmeyin... (sf:15)
Doğru, hep başkayız. Ayak bastığımız yer dünyanın merkezi oluyor. Her şey bizim çevremizde dönüyor... (sf:15)
İki saat sonra kalabalığın içinde, sinemadan bir dar sokağa çıkan sanki başka birisiydi. Düşünüyordu: "Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama beş-on dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar." ... "Bunları kurtarmanın yolunu biliyorum. Kocaman sinemalar yapmalı. Bir gün dünyada yaşayanların tümünü sokmalı bunlara. İyi bir film görsünler. Sokağa hep birden çıksınlar..." (sf:18)
Birden kendi kapısını kapamadığı aklına geldi. Hırsız girse bile kitapları çalmazdı. Ötekiler umrunda değildi. (sf:36)
Biliyorum sizi. Küçük sürtünmelerle yetinirsiniz. Büyüklerinden korkarsınız. Akşamları elinizde pakatlerle dönersiniz. Sizi bekleyenler vardır. Rahatsınız. Hem ne kolay rahatlıyorsunuz. İçinizde boşluklar yok. Neden ben de sizin gibi olamıyorum? Bir ben miyim düşünen? Bir ben miyim yalnız? (sf:39)
Günlerin adı,sürelerince yaşanılan olayların değerine göre değişebilir. Bugün,şimdilik "paltosunu ilk çıkardığı gün"dü,sonra "Güler'i ilk gördüğü gün" olacaktı. (sf:47)
"Siz anlanamaz, sen
anlanır. Bazı kitaplarda sizi seviyorum'u okuyunca gülerim. Sanki siz
sevilebilirmiş! Sen sevilir, değil mi?" (s.63)
"Belki de insanlar
kendi kendilerini düşünmek, hayaller kurmak için yeteri kadar yalnız
kalamadıklarından anlayışsız oluyorlardı." (s.109)
"İnsanlar haksızken daha çok bağırır." (s.137)
"İki insan ayrılırken birbirlerinde bir şeyler bırakıyorlardı." (s.142)
Kitabın Tanıtımından:
Her şeye "karşı" duran, "karşı" çıkan, "karşı" olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. "C." diyor Yusuf Atılgan kısaca.
İnsan her şeye bunca "karşı"yken kendine de "karşı" olmadan nasıl sürdürülebiler bir "karşı" yaşamı?
C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı, hem doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik.
Zor bir karakter, zor bir yaşam, yalın bir roman.
Görsel alıntıdır. |
27 Haziran 1921'de Manisa'da doğdu.9 Ekim 1989'da İstanbul'da vefat eden Türk roman ve öykü yazarı.
1936 yılında Manisa Ortaokulu'nu, 1939 yılında ise Balıkesir Lisesi'ni ve ikinci sınıftan sonra askeri öğrenci olarak devam ettiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Akşehir'de Maltepe Askeri Lisesi'nde bir yıl edebiyat öğretmenliği yaptı. Üniversite öğrenciliği sırasında Türkiye Komünist Partisi'ne katılarak faaliyette bulunduğu iddiasıyla sıkıyönetim mahkemesince tutuklanarak Ceza Kanunu'nun 141. maddesi uyarınca hapse mahkûm edildi. altı ay Sansaryan Han'nda, dört ay da tophane Cezaevi'nde olmak üzere on ay hapis yattı.
26 Ocak 1946’da serbest kalmış, öğretmenliği elinden alınmıştır. 1946 yılında Manisa'nın Hacırahmanlı Köyü'ne yerleşerek çiftçilik yaptı. 1976'da İstanbul'a döndü danışmanlık, çevirmenlik ve redaktörlük yaptı. Yazımı devam eden Canistan adlı romanını tamamlayamadan kalp krizi nedeni ile İstanbul'da öldü.
Aylak Adam ve Anayurt Oteli adlı romanlarında psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık temasını başarıyla işleyen bir yazar olarak tanındı ve modern Türk edebiyatının önde gelen ustaları arasında yer aldı. 1987'de Anayurt Oteli romanı, Ömer Kavur tarafından aynı adlı sinema filmi olarak çekildi.
Kaynak: Wikipedia
Yusuf Atılgan Kitapları:
- Aylak Adam (1959) Roman
- Anayurt Oteli (1973) Roman
- Canistan (2000) Roman
- Bodur Minareden Öte (1960) Öykü
- Eylemci (Bütün Öyküleri, 1992) Öykü
- Çocuk Kitabı: Ekmek Elden Süt Memeden (1981) Öykü
- Çıkış Gecesi (1947) Piyes
Çok merak ettim ama:) Off evdeki okunacak kitapları görseniz... Yetmiyor zaman keşke herşeye yetişebilsek:((
YanıtlaSilİlgimi çeken her kitapta bende bu durumdan şikayetçiyim ama Aylak Adam'a bir öncelik tanımak lazım :)
SilBu denli içten hayat ve insan tespitleri yapan kitapları ayrı bir seviyor ayrı bir bağlanıyorum. Kürk mantolu Madonna'yı okumuştum. Tutunamayanlar listede ama ne zaman okunur bilmiyorum. Bu iki kitaptaki tespitler varsa yakın tarihe çekmeli..Girişteki resme bayıldım :)
YanıtlaSilTabi ki var; Tutunamayanlar'ın kahramanı Selim Işık'la bir an önce tanışmalısınız
SilAlıntılarınızı okuduktan sonra mutlaka alıp okumalıyım dedim. Paylaşımınız için çok teşekkürler^-^
YanıtlaSilRica ederim.
Sil^-^ burada bir kedi gezinmiş galiba :))^-^
^-^
Nihayet dün alabildim kitabı:))
SilMutlu pazarlar ^-^
Yusuf Atılgan'ın bu kitabı ben de hep A.Camus'nun Yabancı'sını hatırlatır...Demekki bu sıkıntılar hep evrensel..
YanıtlaSilKitabı araştırırken bir kaç yerde Yabancı ile benzerliğinden bahsetmişlerdi, bunlar evrensel fakat dile getiren az heralde.
SilBence sirada kac tane kitap olursa olsun, Aylak Adam hepsinden once okunsun... Nasil olsa pisman olmayacaklar :) ellerinize saglik, sevgiler...
YanıtlaSilKesinlikle katılıyorum.
Silkitap çok hoşuma gitti çok güzel cümlelerin altı çizilmiş...zaten blogunuzdan çok sayıda kitabın yorumunu okuyarak fikir edindim ve hepsini de çok sevdim.teşekkürler paylaşım için
YanıtlaSilkeyifli okumalar :)
Çok teşekkür ederiz.
SilBu güzel cümleler sizin blogunuz için de aynı şekilde geçerli.
Çok sevdiğim bir kitaptır...
YanıtlaSilBenim de öyle oldu :)
Siledinmeye çalıştığım kitap kendisi, :((
YanıtlaSilİnşallah bir an önce edinip "C" ile tanışırsınız
SilOğuz Atay'ın "Tutunamayanlar"ının da methini çok duydum. Bu da öyle. Kürk Mantolu Madonna'yı yeni bitirmiş biri olarak bahsi geçen kitapları da okuma listeme aldım.
YanıtlaSilGerçekten Keyif alacağınızı umuyorum
SilC.'ye benim kanım bir türlü ısınamadı nedense; fazla müşkülpesent, fazla kaprisli geldi... (Hatta Salinger'in Holden'ı da aynı sebepten uzaktır bana)
YanıtlaSilBu üç kült eserden Tutunamayanlar bekliyor kitaplığımda, adeta nefesini ensemde hissediyorum Oğuz Atay'ın "Bak, külçe gibi kitabım seni bekliyor sevgili okurum" diye =D Niyetim, pek çok okurun aksine tek seferde, araya başka kitap sıkıştırmadan bitirebilmek... Öyle ki kafamda tarih bile koydum Eylül'ün 20sinde başlayacağım diye.
Yazı için ayrıca teşekkürler...
İnşallah Tutunamayanlar'ın Selim'ine ısınırsınız. Oğuz Atay'ın tüm eserlerini bir nefeste bitirmek; düşüncesi bile güzel gözüküyor.
SilOkumak istediğim kitaplardan birisi bu da.İncelemeniz için de teşekkürler,güzel olmuş.Umarım bende en kısa sürede okuma fırsatı bulurum.
YanıtlaSilİnşallah C. ile bir an önce tanışırsınız.
Silyeni okuyup etkisinden kurtulamadığım, blogumda da yer verdiğim güzel kitap.. altını çizdiğimiz cümlelerin benzerliği de beni çok etkiledi.. kitaba bakış açınız yorumlamanız çok güzel olmuş teşekkürler :)
YanıtlaSilGerçekten çok güzel bir kitaptıi arasıra dünyaya C'nin gözünden bakmak lazım.
Silben de yazın okumuştum kitabı.. oldukça da etkilenmiştim. ama anayurt oteli karakterler anlamında daha da ilginç geldi bana.. kitap için hazırladığınız görsel harika.. elleriniz dert görmesin..
YanıtlaSilAnayurt Oteli'de okunacak diye alınıp sırasını bekleyenler arasında. İnşallah yakın zamanda okuyacağım. Görseli beğenmenize çok sevindim. Benim de en beğendiğim görsellerimin arasındadır kendisi :)
Sil