20 Temmuz 2012 Cuma

Gerçek Tarihin Peşinde - Mustafa Armağan

GERÇEK TARİHİN PEŞİNDE
MUSTAFA ARMAĞAN
Timaş Yayınları
Ekim 2011, 2.Baskı
272 Sayfa

AFD:
   Gerçek Tarihin Peşinde, Mustafa Armağan'la tanışmamı sağlayan ilk kitap. Mustafa Armağan ismini duymama ve bilmeme rağmen henüz hiçbir kitabını, yazısını okumamıştım.

    Tarihi anlamlandırmayı, doğru olduğu söylenerek bize empoze edilmeye çalışılan yanlışları öğrenmek ve tarihin çarpıtılan yanlarını keşfetmek her zaman ilgimi çeken konular arasında olmuştur.

   Mustafa Armağan kitabın her sayfasında yanlış bildiklerimizi bize belgelerle anlatmaya çalışmış. Direkt bu yanlıştır demek yerine, neden yanlış olduğunu, nerede mantık hatası olduğunu belgelere dayanarak bize göstermeye çalışmış. Özellikle mantığımıza seslenip gerisini bizlere bırakmasını çok sevdim. (Hayatı boyunca hastalıklarla pençelenen Mihrümah Sultan'ı erkek doktorun tedavi etmesi bile büyük bir olayken kendinden 30 yaş büyük Mimar Sinan'ın ona aşık olup, onun adına kendi parasıyla camiler yaptırmasının mantıksal bir açıklamasını bulmak gerçekten zor)

   Mustafa Hoca'nın yazdıklarına inanıp inanmamak bizim elimizde, her yazılan doğrudur diye bir şey de yok zaten. Gerçek tarihin peşinde olanları tenzih ederek; Tarih yazarlarının birinin ak dediğine bir diğeri kara diyebiliyor. Kendi çıkarları için (para kazanmak, ün yapmak, kendi düşüncesine ve inanışına hizmet etmek) tarihi istedikleri yöne çekebiliyorlar.

   Tarihin gerçeklerini öğrenmenin en iyi yolu eski metinleri okuyabilmekte, bunun içinde birden çok dil (Osmanlıca, Arapça, Farsça, Fransızca ...) bilmek lazım tabii ki. Bize sunulan belgelerin çevirileri ve yorumlamalarında bunları çevirenlerinin görüşlerinin etkisi mutlaka vardır diye düşünüyorum.

    Mustafa Armağan'ın tarihe kendini adamışlığını sevdim, diğer kitaplarını da mutlaka okuyacağım.

Kitapta en çok ilgimi çeken bölümler:
  • Reşat Nuri Güntekin'in baş yapıtı Çalıkuşu'nun uğradığı sansürü anlatan; Çalıkuşu'nun Başına Gelenler.
  • Tarihin kolayca nasıl istenilen yöne çekilebileceğini gösteren; Malazgirt ve Kürtler
  • Neron'un Roma'yı neden yaktığını öğrendiğim; Mithat Paşa Bizim Neron'umuz muydu?
  • Türkçeye çevrilen ilk roman olarak öğrendiğimiz Telemak'ın niteliğinin incelendiği; Türkçeye Çevrilen İlk Roman Efsanesi
  • Kitabın kapak görselindeki portreyi inceleyen; Padişah'ın Özel Odasındaki Şifreler
  • Muhteşem Yüzyıl dizisiyle Kanuni'ye ve Osmanlı imparatorluğu'na yapılan saygısızlığın gözler  önüne serildiği; Muhteşem Rezalet
  • Filistin'deki acı gerçeği anlatan ve uyanmamızı isteyen; İngiliz Profesörler İsail'i Boykot Ediyor, Biz Ne Yapıyoruz?
  • Aydınlanmayı sadece Batı'yı taklit etmek olarak anlayanlara cevap niteliğindeki; Aydınlanma'yı Batı'ya Rağmen Savunan "Aydınlarımız"
  • Mimar Sinan ve Mihrümah Sultan'ı çıkar uğruna (kolay yoldan para kazanmak için dönemde çok satan Osmanlı entrikaları uydurup kitap yazmak) birbirlerine âşıkmış gibi gösterilmesinin ne kadar mantıksız olduğunu belgeleyen; Mimar Sinan, Mihrümah Sultan'a Gerçekten Aşık Oldu mu?
  • ve tüm Yahudi'lerin aynı ırkçılık düşüncesinde olmadığını anlatan; Anti-Siyonist Yahudiler İsrail'i Tanıdı diye Birleşmiş Milletleri Kınamışlardı adlı bölümler.
Altı Çizilesi:
   Mehmed Akif'in Âsım kitabında dediği gibi, daha doğarken "batacaksın" diye bütün ümit kapılarını yüzlerine kapadığımız bir gençlikten farklı bir yüz istemeye yüzümüz olabilir mi? sf: 119

   - Bir odada siyah olan başka insanlarla, siyah olduğumu bilmek için, birlikte oturmaya ihtiyacım yok - bu birlik anlamına gelmez. Birliğin bir amacı olmalıdır. Eğer yoksa politika konuşmuyoruz demektir... İnsanlar şunu anlamalılar ki, bir insan yalnızca kadın olduğu ya da siyah olduğu için, o ve ben aynı politikalara inanmak zorunda değiliz. Birbirimizi kim olduğumuz bağlamında değil, birbirimiz için ne yaptığımız bağlamında tartmalıyız. - June Jordan-  sf:135

   Gazetecilik, yazdığını okuma sanatı diye tarif edilebilirse Evliya Çelebi'yi 'gazeteciliğimizin piri' ilan etmekte bir beis yoktur. Çünkü anlatacağı şeyin akılda nasıl kalacağına dair şaşılacak bir meleke sahibidir. Mesela Artvin'in engebeli arazisini anlatmak maksadıyla "Kahve ikram ettiler, fincanı koyacak düz bir yer bulamadık" cümlesi tek başına, resmin olmadığı bir çağda manzarayı önümüze  sermeye yeterlidir. sf:174

    Peki Kanuni nasıl biriydi?
   Zigetvar seferine çıkmadan önce oğlu Selim'e iki bazubent ile bir "cevherî al sanduğu" bırakmış, bunları satıp parasıyla Cidde'ye su getirmesini vasiyet etöişti. Vasiyetindeki son sözleri şunlarıd:
   Hak Teala bu seferi mübarek edip gönül hoşluğuyla gelmek müyesser ede, Habib-i Ekrem hürmetine aleyhisselam.
   Bu Kanun'yi "Muhteşem Yüzyıl"da boşuna aramayın, bulamazsınız. sf:183

   Peki biz neyiz? Bir toplum olabildik mi? Bir millet? Ya da artık ağzımıza alamadığımız terimle ümmet-i Muhammed'den miyiz? Cevaplar olumsuz galiba. Öyleyse kimiz biz? Kimiz biz ve nerede yaşıyoruz? Orta Doğu'da mı? Sahi neden kendimizi bu ingiliz icadı coğrafi bölgenin içinde düşünmelte bu denli ısrarcıyız ki? Biz İngilizlere "Orta Batılı",  Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlarına da "Uzak Batılı" diyor muyuz? Neden demiyoruz? Çünkü biz tanımlamıyoruz haritayı; tanımlanıyoruz daima. sf:262

  Oysa Filistin'de olup bitenler sadece intifada ile sınırlı değil, hatta sadece masum çocukların hunharca katledilmeleriyle de sınırlı değil. Hiçbir noktada güvenliğin olmamasından da söz ediyor değilim. Bir halk yok ediliyor. Filistin'in özü, özeti bu. sf:263

   Bir bilim adamı çıkıyor ve ben bu çuvalla bilgiyi insanlığın geliştirilmesi için, insanlığın acılarını dindirmek için öğrenmiştim. Oysa siz İsrailli meslektaşlarım, bir halkın yok edilişine sessiz kalıyor, adım adım imhasına destek veriyorsunuz. Öyleyse sizinle yollarımız ayrılıyor diyor ve ekliyor:
   Siz bilimi kendiniz için iyiye, başkası için kötüye işleyecek bir alet olarak düşünüyor ve kullanıyorsunuz. Hani bilim evrenseldi? Hani bilimin dini, ırkı şusu busu olmazdı? Yoksa bu Aydınlanma yalanlarına boş yere mi kandık yıllarca? sf:265

Kitabın Tanıtımından:  
Osmanlı hangi tarihte kuruldu?
Padişahın özel odasında ne gibi şifreler var?
Kanunî Nuh'un gemisini aramış mıydı?
Günümüzde Kanuni'ye ne gibi iftiralar atılıyor?
"Muhteşem Yüzyıl" mı? "Muhteşem Rezalet" mi?
Mithat Paşa bizim Neron'umuz muydu?
Eyüp Sultan'ın kardeşi hangi ilimizde yatıyor?
Özgürlük Heykeli'ni Sultan Abdülaziz mi yaptırdı?
Mimar Sinan, Mihrümah Sultan'a gerçekten aşık oldu mu?
 
   Tarihine hayret nazarlarıyla bakmayanlar ondaki canlılığı, renkliliği ve ilginçliği de göremezler. Oysa tarihe delici bir nazarla bakıldığında bugün olup bitenlerden çok daha fazla hayret edilecek olaya rastlamak mümkündür. Eski ABD başkanlarından Harry Truman'ın dediği gibi "Bilmediğimiz geçmiş dışında dünyada yeni bir şey yoktur".
 
   Mustafa Armağan asıl tarihteki olaylara hayret etmeyenlere hayret eden araştırmacı zihinlerden biri. Öğrencilerin nasıl olup da tarih derslerinde esneyebildiklerini, tarihin, idrakimizi diken diken edecek nice süngülenmiş olayla örülü olduğunu ve aslında insanlardaki merak duygusu bilenirse tarihin bize söyleyebileceği çok sözü bulunduğunu iddia eden Armağan, bu yeni kitabında "okurlarıyla birlikte" gerçek tarihin peşine düşüyor, tarih okyanusundan bulup çıkardığı incileri onlarla cömertçe paylaşıyor.
 
   Gerçek Tarihin Peşinde tarihimizde bilinmeyen, unutulan ve yitirilmiş gerçeklerin fark edilmesi yönünde cesurca bir girişim. En önemlisi de, "bu tarih"in, Türkiye'nin geldiği noktaya yakışmadığı kanaatinde.


20.07.2012 tarihde farklı sitelerde "Gerçek Tarihin Peşinde"nin  fiyatı:


Mustafa Armağan Hakkında:
Görsel alıntıdır.
   Urfalı bir anne-babanın çocuğu olarak Cizre’de doğdu (1961). İlk ve orta öğrenimini Bursa’da tamamladı. 1981 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden 1985 yılında mezun oldu. Fritjof Capra’dan yaptığı Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası adlı çevirisi ile Türkiye Yazarlar Birliği Tercüme Ödülü’nü (1989), Şehir Ey Şehir adlı kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği Deneme Ödülü’nü (1997) ve Osmanlı: İnsanlığın Son Adası adlı eseriyle TYB Fikir Ödülü’nü (2003) aldı. Bir dönem (1995-1996) İzlenim ve Diyalog Avrasya (DA) dergisini yönetti. 1995’ten beri Zaman gazetesinde yazıyor.
Kaynak:  Timaş
Mustafa Armağan Kitapları:
  • Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı
  • Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı 2 
  • Alev ve Beton
  • Avrupa'nın 50 Büyük Yalanı
  • Bulutları Delen Kartal / Cemil Meriç ile Konuşmalar
  • Büyük Osmanlı Projesi
  • Cemil Meriç'in Dünyası
  • Düşüncenin Gökkuşağı Cemil Meriç
  • Efsaneler ve Gerçekler
  • Fatih'in Rüyası
  • Fetih ve Fatih
  • Gelenek ve Modernlik Arasında
  • Gerçek Tarihin Peşinde
  • Geri Gel Ey Osmanlı
  • İnsan Yüzlü Şehirler
  • İstanbul Mavi Kırpar Gözlerini
  • Kazım Karabekir'in Gözüyle Yakın Tarihimiz
  • Kır Zincirlerini Osmanlı
  • Kızıl Pençe: Karabekir'in Gözüyle Kuruluş Yılları
  • Korku Duvarını Yıkmak 
  • Kuğu'nun Son Şarkısı St. Petersburg'da Zamanlar ve Mekanlar
  • Küller Altında Yakın Tarih
  • Osmanlı - İnsanlığın Son Adası
  • Osmanlı Tarihinde Maskeler ve Yüzler
  • Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak
  • Osmanlı'nın Kayıp Atlası
  • Osmanlı'nın Mahrem Tarihi
  • Osmanlı'yı İmparatorluk Yapan Şehir-İstanbul
  • Osmanlı'yı Kuran Şehir - Bursa'ya Şehrengiz
  • Paşaların Hesaplaşması
  • Şehir Asla Unutmaz
  • Şehir Ey Şehir
  • Tek Parti Devri
  • Türkçe Ezan Ve Menderes
  • Ufukların Sultanı / Fatih Sultan Mehmed
  • Yakın Tarihin Kara Delikleri - Küller Altında Yakın Tarih 2

17 yorum:

  1. merak ettiğim bir kitaba dair iyiki okudum bu yorumu..tarihe dair daha fazla kitap okunmalı diye düşünüyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle, tarihi daha iyi anlamak için çok daha fazla okumalıyız.

      Sil
  2. Ne kadar güzel yorumlamışsınız kitabı, "Mustafa Armağan" çok sevdiğim ve takdir ettiğim en önemlisi kalemine güvendiğim bir insan, birçok kitabını okudum ama bu kitabını okuma fırsatı bulamamıştım en kısa zamanda beyin kütüphaneme dahil olacak :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalemine güvenmek en önemlisi de bu zaten.

      Sil
  3. Mustafa Armağan daha önce okumuştum, tarihi gerçekleri akıcı bir dille yazdığını düşünüyorum, bu bağlamda anlaşılması kolay oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tarihin karanlık yönlerini ilgi çekici bir şekilde sunması da bunda etkili diye düşünüyorum.

      Sil
  4. Mustafa Armağan çok değerli bir tarihçi. Yazdıklarının benim için bağlayıcılığı var. Kesinlikle okumak gerek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim ilk M.Armağan kitabımdı, kesinlikle daha fazlasını okuyacağım.

      Sil
  5. Yanıtlar
    1. Tarihin bize öğretilenden çok daha farklı olabileceğini keşfetmek için mutlaka okumalıyız.

      Sil
  6. ha bir de merak ettim ayda kaç kitap alıyorsunuz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belirli bir sayı yok, ama özellikle indirim/kampanya/fuar gördüğümüz zaman dayanamıyoruz. Yoksa elimizdekileri okuyana kadar kitap almama kararımız var fakat maalesef bu kararımızı uygulayamıyoruz.

      Sil
    2. okunacak kaç kitabınız var peki:) ben de ona göre yeni kitap alıp almamaya karar vereceğim:)

      Sil
    3. Geniş bir kütüphanemiz var. Hiç kitap almasak bizi en az 5 sene idare eder diye düşünüyorum ama arada tabii ki dayanamayıp yine alıyoruz.

      Sil
    4. :)) oldu o zaman ben kitap alabilirim hala

      Sil
  7. Mustafa Armağan, yeni bir kitap yazsın da hemen alıp okuyayım diye bekleyen biri olarak "Gerçek "Tarihin Peşinde" en sevdiğim kitaplarından biridir. Kaleminin gerçekliğine çok güvenirim...

    YanıtlaSil
  8. Ben de bu kitabını çok beğendim ve diğer M.Armağan kitaplarını da merak ediyorum.

    YanıtlaSil