10 Ocak 2012 Salı

Leyla ile Mecnun 40. Bölüm

AFD:
    Gece 11'de nöbetim olması dolayısıyla tadı damağımdayken yarıda bırakıp işe gittim :(( Hiç sevmiyorum pazartesi nöbetlerini, Leyla ile Mecnun severlere pazartesi gece nöbeti yazılmasa ne iyi olurdu. Rötarlı'da olsa izleyebildiğimize şükredelim en iyisi.

-Bunu Tekrarlamadan Geçemeyeceğim-

    Leyla ile Mecnun'a sıradan bir diziymiş gibi bakmamak lazım.
   Absürd bir dizi olarak lanse edilir aslında absürd olduğu kadar anlamlı ve can alıcı noktaları yakalyan hayattan kopmadan dizi dışındaki herhangi bir şeye gönderme yapabilen bir dizidir.
   Leyla ile Mecnun yeri geldiğinde hep aynı senaryoları değiştirip değiştirip önümüze koyan dizi senaristlerine, yeri geldiğinde "bu bir zam değil güncellemedir" diyen büyüklerimize ( ! ) ve yeri geldiğinde kendi yayınlandığı kanala bile ince ince dokundurabilen sivri zekaya sahip senaristlere, oyuncularına doğaçlama yapma özgürlüğü tanıyan yönetim ekibine ve bir ikisi hariç mükemmel yetenekleri olan (sadece bir bakışıyla güldüren, hüzünlendiren, ağlatan) oyunculara sahip olan bir dizidir.
  Leyla ile Mecnun zihin açar, acaba yine kime dokundurdu der, bu sözü daha önce nerden duymuştum ya da bu sahneyi nerde izlemiştim diye düşünürsünüz dizi boyunca.
   Leyla ile Mecnun'un kendine has sansürleri vardır, (sakız, üzüm vb.) kendine has sövgüleri (duş perdesi, tuvalet terliği vb.) ve bedduaları (İnşallah o bıyıkların uzar böyle ağzının içine girer böyle bütün ağzını kapatır konuşamazsın! yada,  Çengel bulmaca çözerken fotoğraftaki sanatçıyı bulama inşallah! gibi)...
  Mükemmel bir ekibin mükemmel bir iş çıkardığı, her yönüyle kendine has izlenilesi bir dizidir Leyla ile Mecnun
Not: Mutlaka izleyin, kaçırmayın çünkü zordur böyle güzel yapımları Türk televizyonlarında görmemiz.
Hiç izlemeyip yeni başlayacaklara not: Mutlaka ilk bölümden başlayın.
Çok önemli not: Kahkalarla güldürür daha kahkahanız bitmemiş hatta gülmekten gözünüz yaşarmışken bir anda sizi salya sümük ağlatır aman dikkat.
 -Bunu Tekrarlamadan Geçemeyeceğim-


40. Bölümden Enstantaneler
- İzlemeyen Okumasın-
   Sedef bize isterse bir bayanın ne kadar çabuk hazırlanabileceğini göstererek, bayanların  nesiller boyu yaptıkları "saatler süren hazırlanma durumlarının" sadece bizim sabrımızı denemek için bir test olduğunu ortaya çıkardı.
   -Mecnun nerde?
   -Mecnun değilmiş elektrik faturası gelmiş
  - Hay ben o elektrik faturasını...... yatırayım :))))

Anneannenin tedavülden kalkmış paralarla biriktirdiği kefen parası üzerinden güzel bir hayat dersi vermesi:
- İşte gördün mü bak bazı şeyleri çok saklamaya gelmiyor.Yani paran varsa harcayacaksın, sevdalıysan ağlayacaksın. Bazı şeyleri kıyıda köşede gizlemenin manası yok, ne hissediyorsan gidip bir bir söyleyeceksin...
Bi de üstüne Taner gibi ooh yeah çekmez mi :))




Erdal Bakkal elektrik faturalarlarıyla:
- bi de küsüratı var 39 lira 40 kuruş bari 30 liraya yuvarla :))
Faturalarda adres olarak Erdal Bakkal ve Erdal Bakkal'ın evi yazıyor :)
Alt kısımda yazan fatura tarhleri senaryoya uyarlanmış fakat üstte yazan fatura dönemi gözden kaçmış 2011/12 yazıyor.

TRT'de faturalardaki TRT payını gündeme getirecek başka biri var mıdır acaba?
- Şuna bi bak ya Nurten yazdıkça yazmışlar yazdıkça yazmışlar, güç aşımı tutarı, günlük ortalama tüketim, Enerji Fonu, TRT payı... TRT payı mı? TRT payı ne Nurten?
-Nerden bileyim ben elektrik idaresi miyim?




Erdal Bakkal İskender'e dert yanar:
-TRT payı diyor bu TRT payı ne?
-Ya bu elektrik faturasının içinden verdiğimiz yüzde 2 TRT payı yok mu o işte.
- Yüzde 2 mi? yuh arkadaş... ya ben TRT izlemiyorum ki ya,  ben seyretmiyom arkadaş TRT , vermem ben...

408 TL 'lik faturanın sırrını çözer Erdal Bakkal :))
Nurten yenge ve yeğeni :))))




İsmail Abi sen bitanesin....


Sedef Mecnun'a aşkını itiraf etmeye çalışır: 
-Ben çok gerginim tamam mı şu anda, bi şey anlatcam sana.
   -Evet dinliyorum.
   -Ben senin... seninle ben hani... birlikte sen.. ben hani senle ben.. senle ben... seni ben çok... seninle ben... ya senin... senden ben hani geliyorum ya ben buraya... hani... ben senin... ben senin taaa
   -Ne biçim konuşuyon lan, o nasıl laf. :)))))))
   Şirin'in Ferhat'ı "atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun" diyerek, Kadir İnanır'ın Ceza filmini hatırlatmıştır.

   Mecnun Ferhat'a: Ben karadeliklere inandım, Marduk'a neden inanmıyorsun ki, o suratının hali nedir?  :)))

   Yavuzun cüzdanını çalan tip, cüzdanın boş olduğunu görünce içine "on lira koydum, erkek adamsın parasız gezme" diyerek geri verir. :))

Erdal Bakkal TRT'nin sırlarını keşfeder:

Zorla TRT'nin istekleri yaptırılan dizi yapımcıları.





Necefli Maşrapa
"15. yy altın üzerine necef ve akik..."

Çalıştığı evraklar arasında ölen adam.
Dinazor kadrosundan bir kişi daha eksildi, adamın ölüsü bile bırakmıyor koltuğu :)


   Erdal Hamlet oynar:
"Şikayet etmek ya da etmemek, işte bütün mesele bu"
ve internet fenomeni sözü de söyler
"bu neyin kafası ya şimdi"




   Ak sakallı Dede Mecnun'u İsmet Özel'in Münacaat şiiriyle çözer:
"Halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti
demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
vay ki gençtim
ölümle paslanmış buldum sesimi."
   ve sonunda; Sedef'i mi Şirini'mi seçecek derken Mecnun Masal Çiçeğini Şirin'e vermiş, Sedef'te söyleyemediği aşkıyla kalakalmıştır.

 Leyla ile Mecnun Bedduaları: O arkadaki kırık dişin var ya senin, oraya yemek artığı kaçsında çıkartmaya kürdan bulama emi...
- İzlemeyen Okumasın-

4 yorum:

  1. İzlediğim tek dizi bu:)En çok da trt payı bölümüne gülmüştüm..Kim var ki kendi kanalını eleştiren:))

    YanıtlaSil
  2. Aynen öyle, daha öncede Nurten yangenin yeğeninin altyazılarına renklamı denk getiriyolar diye eleştirmişti :))

    YanıtlaSil