19 Ağustos 2015 Çarşamba

Boyalı Kuş - Jerzy Kosinski

BOYALI KUŞ
JERZY KOSINSKI
Çevirmen: Aydın EMEÇ
E Yayınları
Aralık 2006, 4. Baskı
(Orijinal İlk Basım 1965)
256 Sayfa

AFD:
   Sıklıkla söylediğim gibi, II. Dünya Savaşı’nı konu edinen romanlar benim ilgiyle okuduğum kitaplar olmuştur. İnsanoğlunun ne denli acımasız olabileceğini her zaman gözler önüne serer bu tür romanlar. Fakat bugüne kadar hep Nazilerin yaptıkları katliamı anlatan kitapları okumuşum. Ben sadece askerlerin böyle bir katliama alet olduklarını sanırdım. Boyalı Kuş ile o dönemde yaşamış Almanların çoğunun bu katliam zihniyetiyle dolu olduğunu öğrenmiş oldum.

  Evet “Boyalı Kuş” Nazi Almanyası’nda savaşın tam ortasında geçiyor. Savaş başladığında ailesini kaybetmiş bir Yahudi çocuğun, bu coğrafyada köyden köye süren bireysel yaşama savaşı anlatılıyor. Her gittiği köyde gördüğü şiddet, taciz ve iğrençlikler benim için çok fazla geldi. 

  Ne kadar da fazla batıl inanç varmış, ben bu kitapta yer verilen batıl inançların ortaçağda kaldığını düşünürdüm. Meğer ne kadar yakın geçmişte, batıl inançlar uğruna nasıl  vicdansız eziyetler yapılmış, cinayetler işlenmiş.

   Yine her zaman olduğu gibi kitabın önsöz kısmını okumayı sona bırakarak başladım kitabı okumaya ve iyi ki böyle yapmışım. Okuduğum her şey, normalde önsöz olup da benim için sonsöz olan bölüm ve Kosinski’nin Boyalı Kuş’un yayınlanışının onuncu yılında yazdığı yazısını okumamla daha çok anlamlandı.

   Kitapta çok fazla yazım hatası vardı. Bunları nasıl fark etmezler anlamış değilim.

   “Tavsiye eder miyim?” kısmına gelirsek; öncelikle şunu söylemek gerekir ki, bu kitap için bir +15 uyarısı mutlaka olmalı. Benim bu yaşımda bile bazı yerleri okurken tabiri caizse içim kalktı, bazı yerlerde de insan olmaktan, onlarla türdeş olmaktan utandım. Sağlam bir mideniz varsa okuyunuz çünkü Kosinski gördüklerini ve duyduklarını tüm gerçekliğiyle hiçbir sansür uygulamadan yazmış.


-"Boyalı Kuş"u buradan satın alabilirsiniz.-

Altı Çizlesi:
   "Kadınlarla çocukların paylaşılacağı doğruysa her çocuğun birkaç babası, birkaç anası, sayısız kardeşleri olacak demekti. Çok güzel geliyordu bu bana. Herkesin olmak! Nereye gitsem babalar güven verici elleriyle saçlarımı okşayacak, anneler beni göğüslerinde sıkacak, ağabeyler beni köpeklerden koruyacak, ben de kız kardeşlerime göz kulak olacaktım. Köylülerin neden korktuklarına akıl erdiremiyordum doğrusu." 

10 Ağustos 2015 Pazartesi

Gün Ortasında Arzu - Behçet Çelik

GÜN ORTASINDA ARZU
Can Yayınları
Mart 2011, 2. Baskı
Orijinal İlk Basım: 2007
 138 Sayfa

AFD:
  "Gün Ortasında Arzu" Behçet Çelik'in 2008 Sait Faik Abasıyanık Hikaye Armağanı"na layık görülen kitabı. Benim de okuduğum ilk Behçet Çelik kitabı.

   Kitabın ilk hikayesi, kitaba adını veren "Gün Ortasında Arzu" oluyor. Bir geri dönüşün hikayesi bu, yıllar önce terk ettiği eve, baba ocağına dönüş. Geride bırakılan ise sadece gelinen yer değil, bir aşk, bir sevgili de geride bırakılanlar arasında. Bu sevgilinin kim olduğunu, aşkın neden yarım kaldığını çözmeye çalışırken hikaye bu sorularla bitiyor. Yeni hikaye "İyi Olacak, İyi" başlayınca karakterin tanıdık olduğunu görüyor ve "Demek ki sorularıma burada cevap alacağım." diyorum. Fakat hikaye bittiğinde bana kalan, sorularıma eklenen yeni sorular oluyor.

   Kitabın her hikayesi aynı kahramanın başından geçenler, ben de her hikayede sorularıma cevap arıyorum, cevaplardan çok sorular bulsam da karşımda. Kahramanımız tüm hikayelerde geçmişiyle hesaplaşıyor; geçmiş aşkları, geçmiş arkadaşlıklarıyla. Aşkları gibi, dostluklarının da neden ve nasıl yarım kaldığı belli değil. Geçmişinde bulunan insanların ortak yanı; kahramanımızın genel olarak suskun tavrı. Bize her ne kadar onlara sustuğu kadar susmayıp, anlatsa da bize de içini tam olarak dökmüyor.

    Kahramanımız bana; Aylak Adam'ı, Hikmet Benol'u anımsatıyor. Ben de bu tarz karakterleri çok sevdiğimden "Gün Ortasında Arzu" da sevdiğim kitaplar arasında yerini alıyor.

-"Gün Ortasında Arzu"yu buradan satın alabilirsiniz.-


Altı Çizilesi:
  Koskocaman kahkahalar atıp geçer dalgayı. "Bitmişsin sen," der.
  "Ben daha başlamadım," diyemez, susarım.

  "Yaşadıklarınla heyben dolmayıp boşaldı durdu -delikmiş, ya da delmişsin bilendikçe."

1 Ağustos 2015 Cumartesi

Temmuz 2015 Çok Satan Kitaplar Listesi

   20 farklı sitenin çok satan kitaplar listelerini harmanlayarak oluşturduğumuz Temmuz ayı listemizin başında Azra Kohen'in son kitabı Pi var.


Pi
Şimdi itiraf zamanı!


 İtiraf ediyorum: Sana tuzaklar kurdum.

 Adlarını Fi ve Çi koydum.


 Can Manay’ın Duru’ya duyduğu açlıkla çıkardım seni yola,

 Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını Deniz’le anlatmaya çalıştım sana…

 Beni takip etmen için yolumuzu onların hikâyeleriyle süsledim.

 Anlamları da hemen hemen her satıra gizledim. Çünkü Pi’deydi asıl anlatmak istediklerim.

 Çaresizdim. Vazgeçemezdim.

 Sana bu manzarayı mutlaka göstermeliydim.

 Seninle nihayet burada buluşmak için çok emek verdim.


 Şimdi yine gel benimle, birlikte yürümeye devam edelim.


 Savaşların savaşılarak kazanılamayacağını, asıl zaferin ancak doğrudan ayrılmayınca kazanıldığını

 Özge anlatsın sana,

 Yaptığımız her şeyin evrende dönüp dolaşıp bize nasıl geri geldiğini

 Can’dan dinle,

 Analiz edebildiğimiz kadar güçlü, sadeliğimiz kadar güzel, gerçekliğimizdeki samimiyet kadar eşsiz olduğumuzu

 Bilge’de gör,

 Kendi değerini başkalarının gözünden biçenlerin acısını

 Duru’yla anla,

 Ve Deniz’in düşüncelerinde tanış geleceğin insanıyla… Gel benimle. Yolumuz uzun değil,

 Nihayet sana gidiyoruz, bana… BİZ’e.


 π


 Sorgulanmamış, analiz edilmemiş bir yaşam hiç yaşanmamıştır.

1. Pi - Akilah Azra Kohen - Destek Yayınları 
2. Konstantiniyye Oteli - Zülfü Livaneli - Doğan Kitap
3. Eyvallah -  Hikmet Anıl Öztekin - Yakamoz Kitap
4. Kötü Çocuk 2 - Büşra Küçük - Ephesus Yayınları
5. Abdullah Gül ile 12 Yıl -  Ahmet Sever - Doğan Kitap
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...