28 Haziran 2015 Pazar

Elveda Gülsarı/Yüz Yüze/Cemile/Oğulla Görüşme/Askerin Oğlu - Cengiz Aytmatov

ELVEDA GÜLSARI / YÜZ YÜZE / CEMİLE / OĞULLA GÖRÜŞME / ASKERİN OĞLU
Çevirmen: Mehmet ÖZGÜL
Cem Yayınevi
Ekim 2008, 5. Baskı
 363 Sayfa

MRW:
   Kırgız yazar Cengiz Aytmatov bu hikayelerinde de; savaşın çıkmasıyla yaşı tutan her erkeğin savaşa gitmesini ve geride erkeksiz, babasız kalan ailelerin çektikleri sıkıntıları, okuyucuyu derinden etkileyecek şekilde müthiş bir anlatım sunuyor. Bazı hikayelerde Sovyetler birliğinin uyguladığı rejime karşı eleştiriler de hissediliyor.

   Bu kitapta en sevdiğim hikaye ise ‘Elveda Gülsarı’ oldu.  Tanabay bir gece oğlunun evinden dönerken yaşlı atı Gülsarı can çekişmeye başlar. Çok sevdiği atının ömrünün sonuna geldiğini anlayan Tanabay, kendisinin de çok yaşlı olmasına ve çok soğuk bir gece yarısı olmasına rağmen atını orada ölüme bırakmak istemez, onu arabadan çözer yavaş yavaş, dinlene dinlene, atını severek, okşayarak köyüne ulaşmaya çalışır. Tanabay bu süre içinde okuyucuya kendi gençliğini, komünizme, devrime olan inancıyla partiye bağlı yaşamını,  Gülsarı’nın doğumundan başlayarak hayat hikayesini, atıyla kurduğu bağı, ona olan sonsuz sevgisini 200 sayfada okuyucuya anlatır.

  ‘Yüz Yüze’ de beni etkileyen bir hikayeydi. Yine savaşa giden erkeklerin ardından küçücük çocuklarıyla hatta yeni doğan bebekleriyle köyde gece gündüz çalışıp, ekip biçtiğini yine orduya ve devlete vermek zorunda olan, yiyecek bir ekmekten başka bir şeyleri olmayan yoksul halkın yaşama tutunmaya çalışmasını konu ediyordu.

   Bu kitap da severek okuduğum bir Aytmatov kitapları arasına girdi.

24 Haziran 2015 Çarşamba

Körleşme - Elias Canetti

KÖRLEŞME
Orijinal Adı: Die Blendung
Çevirmen: Ahmet CEMAL
Sel Yayınları
Ocak 2015, 1. Basım
Orijinal İlk Basım: 1935
565 Sayfa

AFD:
   "Körleşme" uzun zamandır methini duyduğum ve okumak istediğim bir kitaptı. Halil Serkan Öz'ün öğrencilerine önerdiği kitaplar arasında da görünce artık okuma zamanımın geldiğini anladım. Özellikle bir öğrencisinin, Halil Hoca'nın; "Eğer bilmek istersen, diğerleri gibi laylaylom yaşamak istemezsen, söylediğim yazarları okuyun. Ama bilin ki ne kadar çok öğrenirseniz bunları; insanları tanırsınız, toplum sizi dışlar, yalnızlaşırsınız. Bu söylediğim yazarların cenazelerine üç beş kişi gitmiştir, kitapları yasaklanmıştır." cümlesini aktarması giderken bizlere okuyun diye öğütlediği listedeki tüm kitapları bir an önce okuma isteği uyandırdı.

    Körleşme'de Dünyanın en önemli sinologlarından (Çin dili ve tarihi uzmanı) biri olan Profesör Kien baş karakterdir. Prof. Kien, 25 bin kitabıyla birlikte yaşadığı dairesinde, insanlardan uzak münzevi bir hayatı tercih etmektedir. Kitapları en büyük tutkusudur. Kitaplarını biriyle paylaşmak değil, kendi okurken, taşırken yanlış bir şekilde tutup zarar vermesi bile en büyük kabuslarından birisidir. Her gün kitaplarının kaynaklığı aracıyla yaptığı çalışmalarla ününe ün katmaktadır. Fakat onur konuğu olarak davet edildiği hiçbir toplantıya gitmez, hiçbir üniversitenin kürsü başkanlığını kabul etmez. O kendi evinde, dünyasında mutludur. Hiç kimseye ihtiyacı yoktur, sıradan insanlarla (kendisi hariç tüm insanlar) yapılacak küçücük bir konuşmaya bile harcayacak zamanı yoktur.

     Kien'in bu münzevi hayatı temizlikçisi Therese ile değişir. Therese'nin, kitaplarına kendisinden bile daha özenli davrandığını fark eden Kien, böyle bir kadınla evlenmesi gerektiğini düşünür ve evlenir. Fakat Threse'nin planları farklıdır. Therese türlü oyunlarla Kien'i kandırır ve olaylar sonucunda Kien'i kendi evinden atar. Evinden ve kitaplarından başka bir yaşamı olmayan Kien'i dışarıda hiç bilmediği bir hayat beklemektedir. Olaylar bu şekilde başlar ve çok daha can alıcı şekilde devam eder.

     Kitaptaki karakterlerin ortak özelliği; olaylara sadece kendi bakış açılarından bakmalarıdır. Kimse bir olayın kendi düşündüğünden başka bir şekilde olabileceğini aklına bile getirmez. Herkes kendince doğrudur. Tabii bu herkesin kendince doğru oluşu, kimsenin birbirini anlamamasını da beraberinde getirir. Herkes birbirine karşı kördür ve herkes kendi küçücük dünyasında yaşar. Bu da doğal olarak bir kaos ortamı yaratır.

    Körleşme hakkında daha derin bir yazı okumak isterseniz size Eren Arcan'ın "İnsanlığın Körleşmesi" başlıklı yazısını okumanızı öneririm.

     Son olarak kitabın Türkçe'ye çevrilmesinde Oğuz Atay'ın Ahmet Cemal'e yaptığı emrivaki ricadan da bahsetmeden geçmeyeyim. Oğuz Atay Körleşme'nin ingilizcesini okur ve çok beğenir. Çevirilerini beğendiği fakat hiç tanışmadıkları Ahmet Cemal'i bulur ve Körleşme'nin ne kadar iyi bir kitap olduğundan bahseder ve bir an önce Almanca aslından Türkçe'ye çevrilmesini ister. Körleşme; Oğuz Atay'ın önerisiyle Türkçe'ye çevrilmiştir.

-"Körleşme"yi buradan satın alabilirsiniz.-


Altı Çizilesi:
  Bir kitapçı, bir kraldı. Ama bir kraldan hiçbir zaman kitapçı olamazdı.

   Doğru yolu görüp de oradan gitmemek, yüreksizliktir. -Konfüçyüs-

  Hata İşlemek ve bunu düzeltmek için çaba harcamaktan kaçınmak, asıl yanlış davranış budur. Yanlış bir iş yapmışsan, onu düzeltmekten hiçbir zaman utanmamalısın.

  Yapıyorlar, ama ne yaptıklarının bilincinde değiller, birtakım alışkanlıklar edinmişler, ama bunun nedenini bilmiyorlar; ömürleri boyunca dolaşıp durdukları halde yollarını bulamıyorlar: kitleden ayrılamayan, koyun gibi onun peşinden gidenler için doğaldır bunların tümü.’ -Mong-

   Akıllıların yapmaktan korktukları işlere aptallar saldırır.

21 Haziran 2015 Pazar

Can Yayınları 5 TL Kampanyası (Kitap Listesi) 2015

 Bu indirim kaçmaz.
    
   Can Yayınları'nın gelenekselleşen 5 TL'lik yaz kampanyası başladı. Kampanyalı kitaplar sadece cy5tl.com 'da belirtilen D&R'larda var. 

   Kendi çektiğimiz fotoğraflar ve sosyal medyada paylaşılan fotoğraflardan indirimdeki kitapların listesini oluşturduk. D&R'lara uğramadan önce listeye göz atmanızda fayda var.


14 Haziran 2015 Pazar

Huckleberry Finn'in Maceraları - Mark Twain

HUCKLEBERRY FINN'İN MACERALARI
Orijinal Adı: The Adventures of Huckleberry Finn
Çevirmen: Bülent O. DOĞAN
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
2014
Orijinal İlk Basım: 1884
367 Sayfa

AFD:
  "Huckleberry Finn'in Maceraları"nı okumaya başladığımda ilk olarak "Tom Sawyer'ın Maceraları adlı kitabı okumadıysanız beni tanımazsınız" cümlesiyle karşılaştım. Bu cümlede kitabı kapatıp yıllar önce küçük bir çocukken okuduğum "Tom Sawyer'ın Maceraları"nı ne kadar hatırlıyorum diye düşündüm. Bir kaç bölüm hariç pek bir şey hatırlamadığımı fark edince "Tom Sawyer'in Maceralarını" tekrar okudum. Sonra gönül rahatlığıyla kitaba geçtim. Meğer kitabın ilk cümlesi; "Tom Sawyer'ın Maceraları adlı kitabı okumadıysanız beni tanımazsınız, ama ziyanı yok" diye devam ediyormuş :) Olsun kitabı okudukça iyi ki "Tom Sawyer'in Maceraları"nı tekrar okumuşum diye düşündüm. Sizlere de naçizane tavsiyemdir; benim gibi "Tom Sawyer'in Maceraları"nı pek hatırlamıyorsanız ilk başta onu okuyun.

   Hucklebery Finn, mahallenin evsiz çocuğudur. Ortalıkta bir baba dolaşmasına rağmen, Huckleberry, bu içki ve kumar düşkünü babanın pek de umurunda değildir. Huckleberry, Tom ile birlikte "Tom Sawyer'ın Maceraları" kitabının sonlarında buldukları parayla artık zengin olmuştur. Parası bankaya yatmış, iyi kalpli Bayan Douglas onu evlat edinmiştir. Bayan Douglas'ın evinde; yumuşacık yataklarda yatıyor, her öğün en güzel yemekleri yiyor ve her gün banyo yapıp tertemiz oluyor. Yaşıtı bir çocuğun nasıl imkanları varsa Bayan Douglas aynı imkanları kendi çocuğuymuş gibi sevdiği Huckleberry'e sunmaya çalışır. Fakat Huckleberry bu temiz ve düzenli hayatı sevmemiştir. Sürekli olarak evden kaçmaya başlar. Babası da Huckleberry'nin bankada çok fazla parası olduğu öğrenince onunla birden ilgilenmeye başlar. Olaylar gelişir. Fakat asıl macera Huckleberry'nin, -kendisini ailesinden ayırıp uzak bir yere satmayı düşünen- sahibinden kaçan köle Jim ile karşılaşmasıyla başlar. Jim ve Huckleberry Missisipi nehrinde bir sal üzerinde maceralar yaşamaya başlarlar.

   Hucleberry Finn'i bugüne kadar hâlâ okumadıysanız daha fazla ertelemeyin derim. Çocuklarınıza ise mutlaka bir an önce okutun. Ben bu maceraları çocukken okumayı ve Huckleberry'nin izinde kendi maceralarımı hayal etmeyi çok isterdim.

    

9 Haziran 2015 Salı

Aşksız Gölgeler - Kadir Aydemir

AŞKSIZ GÖLGELER
KADİR AYDEMİR
Yitik Ülke Yayınları
Şubat 2013, 2. Baskı
İlk Basım: 2007
98 Sayfa

AFD:
    "Kadir Aydemir" edebiyata gönül vermiş bir kişi. Bir düş iken hayat verdiği, hızla büyüyen, sosyal medyanın ve kitap fuarlarının içten ve farklı tarzıyla hep aranan ismi olan "Yitik Ülke Yayınları"nın kurucusu. Yitik Ülke Yayınları kitaplarını Gezi Kütüphanesinde de görebilirdiniz Türkiye'nin en ücra köşelerinde bulunan köy okullarının kitaplıklarında da. Hiçbir çağrıya kayıtsız kalmaz "Kadir Aydemir" elinden geldiğince desteğini esirgemez hiç kimseden. Böyle güzel bir yürek "Kadir Aydemir". 

   Sıra kitabımızdan bahsetmeye geldi. "Aşksız Gölgeler" Kadir Aydemir'in yazdığı ilk öykülerini topladığı bir kitap. "Aşk ve Gölge", "Oyun", "Umarsız ve Karmakarışık" adlı üç başlık altına toplanmış hikayeler.

    "Aşk ve Gölge"de bulunan hikayeler, genel olarak biten ya da yarım kalan aşklar ardından yazılmış hikayeler.

   "Oyun" bölümü benim en beğendiğim hikayeleri içinde barındıran bölüm oldu. özellikle bölüme ismini veren "Oyun" adlı hikaye; insanın boğazında yutkunması zor bir bir düğüm bırakıyor.

    "Umarsız ve Karmakarışık" bölümü ise, Kadir Aydemir'in kelimelerle oynadığı, metaforlara yer verdiği okunması keyif veren bir bölüm olmuş. "Deniz Fenerinde" ve "Kara Uyku" da benim tekrar tekrar okuyacağım hikayeler arasına girdi.

   "Aşksız Gölgeler", Kadir Aydemir'in "90'lar Kitabı" ve "Tuhaf Alışkanlıklar Kitabı" gibi derlediği kitaplar dışında okuduğum ilk kitabı. Hikayelerini sevdim, diğer kitaplarını da mutlaka okuyacağım.

2 Haziran 2015 Salı

Mayıs 2015 Çok Satan Kitaplar Listesi

  20 farklı sitenin çok satan kitaplar listelesini harmanlayarak oluşturduğumuz Mayıs ayı listemizin başında Zülfü Livaneli'nin son kitabı Konstantiniyye Oteli var.


KONSTANTİNİYYE OTELİ
   2014 yılı Aralık ayının son günleri… Yedi yıldızlı Konstantiniyye Oteli’nin açılış günü ve erken bir yılbaşı kutlaması… İstanbul’un seçkin, kalburüstü simaları, Sultanahmet’teki eski Bizans sarayının kalıntıları üzerine yapılan otelde bir araya geliyor. Aralarında kimler yok ki? Politikacılar, belediye başkanları, Amerikan büyükelçisi, Fener Rum patriği, ünlü gazeteciler, gazete patronları, televizyon “yıldızlar”ı, eski ve yeni zenginler, büyük işadamları… İstanbul’un yüzlerce yıldır yeraltında yatan ölüleri de davete çağrılmadıkları halde arzı endam etmekte sakınca görmeyip bu cümbüşe dahil oluyorlar. Ve elbette, bir otelin olmazsa olmaz çalışanları, garsonları, komileri, güvenlik görevlileri… Velhasıl Konstantiniyye Oteli, aslında binlerce yıllık koskoca bir şehir olarak çıkıyor karşımıza. Değişen, dönüşen, ama barındırdığı şiddet nedense aynı kalan bir şehir…


1. Konstantiniyye Oteli - Zülfü Livaneli - Doğan Kitap
2. Türklerin Tarihi - İlber Ortaylı - Timaş Yayınları
3. Trendeki Kız - Paula Hawkins - İthaki Yayınları
4. Cemaat'in İflası - Hanefi Avcı - Tekin Yayınevi
5. Vazgeçtim - Kahraman Tazeoğlu - Destek Yayınları
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...